1.
türk şair. hayatı;
17 mayıs 1931'de Kahramanmaraş Afşin'in Tanır Beldesi'nde doğdu. ilk ve ortaöğrenimini Afşin'de tamamladı. Şiire olan ilgisi küçük yaşlarda başladı.
Bir süre tanır belediye başkanlığı görevinde bulundu. Türkiye ve türkiye dışında çeşitli yerlerde gördüklerini şiirlerine konu etti. Önceleri daha çok politik taşlamalar yazan şair, giderek sevgiye ve başka konulara yöneldi.
1964 yılından itibaren afşin'de efsus adlı bir gazete çıkardı. Ömrünün son yıllarında Halil Soyuer, Cemal Safi, Osman Kaya, Ayhan inal gibi şairlerle birlikte oldu. Şiirlerinin bir bölümünü dile gelen anadolu adlı kitapta topladı.
1989 yılında Ankara'da öldü.
saçların şiiri;
söküp atılmıyor bende mi kusur?
doğarken kök salmış öze saçların.
bir kara sevda ki ya büyü ya sır,
sığmıyor kaleme, söze saçların.
örgüde bir başka, düzde bir başka,
gizlendiği zaman nazda bir başka
omuzda bir başka yüzde bir başka
kirpik olmuş inmiş, göze saçların
ipekten sırmadan, tel tel yaratmış
telini bir ömre bedel yaratmış
sanki vasfi için özel yaratmış
dört mevsim bir başka taze saçların.
kahramanmaraş için yazdığı lügatçemiz şiir;
Yemeniye kelik yoğurda katık
Bulgur pilavına aş derler bizde
Genç horoza celfin pilice ferik
Kümese yollarken kiş derler bizde...
Büyük bakraca satır küçükse sitil
Kerpiç duvardaki hatıla katil
Tohumlara bider fidana çitil
Büyük leğenlere teş derler bizde...
Kocamana iri ibriğe güğüm
Dünür isteyici ilmekse tüğüm
Rüşvete bartıl der şiire deyim
Rüya alemine düş derler bizde...
Mirasçıya hısım taksime paylaş
Huysuzlara vetsiz akrana taydaş
Hanıma küldöken flörte oynaş
Mendil sallamazlar hişt derler bizde
Az önce debiyak demine bayak
Kurnazlara kodduş kibara kıyak
Çukur taşa gaklık dağlara koyak
Yaz bahar eyyamı hoş derler bizde...
Bir dakika biti döven ise gem
Kız kardeşe bacı ağabeye ede
Güzel oluşa peh ilaçlara em
Su veren toprağa leş derler bizde...
Vereme ince ağrı öksürüğe çor
Merdivene süllüm konuşmaya şor
Meyile yörep acemiye tor
Bir kısım peynir var keş derler bizde...
Aşık deyişetçi buyur ise ne
Peki demek için kısa yoldur he
Kenarı oyalı baş örtüsüne
Bazen bürük bazen şeş derler bizde...
ihtimal ellaham hatırlamaya tamam
Biberli salçanın lakabı çaman
Gömlek için yelek kilota tuman
Söyledikçe vasfi coş derler bizde...
Begenecek hali tarif ederken
Arı sili, gökçek, peh derler bizde...
Unutma emi der şehre giderken,
Unutmam demezler eh derler bizde...
Amaleye ırgat yokuşa bayır
Çok bilmişe eke kolaya gayır
Bıkkınlığa ateh sevaba hayır
Üzüm reçeline teh derler bizde...
2.
--spoiler --
ipekten sırmadan, tel tel yaratmış
telini bir ömre bedel yaratmış
--spoiler --
3.
Gönülden geçenler dile gelmiyor
Seni seviyorum diyemedim ki
Kısmet uzanmadan ele gelmiyor
Seni seviyorum diyemedim ki
Utancım kördüğüm oldu dilimde
Mahvoldu ömrümden ne varsa elimde
Kaç kere demeye niyetlendim de
Seni seviyorum diyemedim ki
Faydasız sevgilim gayrı nedense
Ah! kaçan fırsatlar bir geri dönse
Dillerim tutuldu sanki, nedense
Seni seviyorum diyemedim ki
(bkz: diyemedim ki )
3.
diyemedim ki, saçların, barışa hizmet gibi şiirlerini mustafa yıldızdoğanın bestelediği maraşlı şair. barışa hizmet şiirii;
Barışa Hizmet
Toprak anam, gök gardaşım, su dadım
Sevgi çağlar yüreğimde, sel mi ki
Ben doğarken yurdum diye ağladım.
Ayrılığa dayanılır hal mi ki
Kirişteyim, kabzadayım, yivdeyim
On altı yıldızlı mutlu evdeyim
Yirmi dört kol yetiştiren gövdeyim
Tek kökteki ayrı ayrı dal mı ki
Yesevi'nin çeşmesinden akmışım
Mevlana'nın gözleriyle bakmışım
Yunusların tezgahından çıkmışım
Senlik benlik dosta giden yol mu ki
Yağız Osman tuğ dikince Söğüt'e
Edebali gül yolladı yiğide
Öz gardaşım Abdal'ı da beyi de
Sarışınım esmerim de el mi ki
Uçtu şarktan garba şaha kalkan at
Sevgiliye eşti kılıç kalkan at
Üç kıtaya nasıl gerdim kol kanat
Anlatayım şu bendeki dil mi ki
Yesevi'nin çeşmesinden akmışım
Mevlana'nın gözleriyle bakmışım
Yunusların tezgahından çıkmışım
Senlik benlik dosta giden yol mu ki
Bolayır'dan Sakarya'ya atladım
Sütçü imam namlusunda patladım
Çete kurdum orduları hakladım
Millet için yurt satılık mal mı ki
Tarih boyu hizmet ettim barışa
Çok kalmadı hedefime varışa
Miraç hızı ile çıktım yarışa
Uzay dağı aşılmayan sel mi ki
Yesevi'nin çeşmesinden akmışım
Mevlana'nın gözleriyle bakmışım
Yunusların tezgahından çıkmışım
Senlik benlik dosta giden yol mu ki.