hayata 4 numara gözlükten bakmaktır, hatta şişe dibi gözlükten.
muhabbet ederken, "abi bir şey öylesene onunla ilgili konuşalım, aklıma gelmiyor, gelince de uzun uzadıya anlatmak istiyorum, ama araya girmeyeceksin." der insan. sonra aralarda, ikide bir "bakınız" der. karşısındaki ya şaka yapıyor zanneder, ya da salaklığına verir kişinin.
her kurduğu kelimenin, cümlenin, eylemin sözlükteki karşılığını düşünmeye başlar. kafayı yediği zamanlar bu zamanlardır : kilit nokta. gezip tozarken internet kafe gördüğü her noktada durup " benim bir-iki dakikalık işim var" der, satar arkadaşlarını.
akşam eve gelince, hele de gecenin ilerleyen saatlerinde, yaz babam yaz. sabaha kadar gözler monitörün radyasyonuyla akraba olur. hem gözler bozulur, hem dengesi şaşar insanın. farkına vardığı zaman ise çok geçtir. tersten giydirilen gömlekle nasıl klavye kullanacağını düşünmek yürek ister çünkü.
haberleri ve ülkedeki gelişmeleri gazeteden takip etmekten kat kat daha zevkli ve faydalı olduğunu düşündüğüm olaydır.
çeşitli görüşlerdeki insanların yorumlarını, düşüncelerini, eleştirilerini barındıran başlıklardan daha çok faydalanıldığını düşündüğüm olaydır.