2009 yazarken de iki sıfır var. 9'un yanındaağki 0 solda 0, sildiniz. kaldı mı dohuz? 2'nin yanında bir 0 var, onu da sildiniz. kaldı mı 2? toplayın ne yapar? 11 yapar. 2009'un içerisindeeğki iki 0'ı da sildiniz. ne kaldı? 29 kaldı!! 11 ile 29'u toplayın 40 yapar! ..ve milliyetçi hareket partisi'nin 40.yıldönümü!! saygılar.
afrikada yaşayan bir kabilenin fertlerinin 1,2 ve çoktan ibaret bir dünyaları varken ve insan olmanın payında yer alabiliyorlarken; hayatı, kelebek etkisi teorilerinden tutunda pi sayısının virgül sonrası bilmem kaçıncı basamağında aramaya uğraşan formülsüz ve teoremsiz nefes alamayan zihinlerin paydasında tüketmek ve tükenişine şaşırmaktır.
hayat ınga ile ah arasında kaybolup giden izafi bir varoluş mücadelesinden ibaret.
çok karamsar bir bakış açısı ile ömürlerine izafi varlığımızla birgünlük bir yalan olarak baktığımız kelebeklerden, evrenin sonsuzluğu karşısında pekde bir farkımız olmadığı aşikardır.
matematik, ancak ve ancak insanoğlunun ortak zihni ile anlam ifade edebilmektedir. birey, zaman içinde milyon yıllık bir ivmesi olan insanoğlu serüvenini, kendi bünyesi içerisinde algılama konforuna sahip olduğunu farzederek, insanlığın kemik yığınları üstünde yükselen göreceli bilgi birikimini yücelterek ve mutlak addettiği varoluş coşkusuna gark ederek kutlamaktadır. aslında birey olarak sonsuz yığının içinde anlamı dahi olmayan bir ayrıntı olduğunun farkına varamamaktadır.
zihinlerimiz ve egolarımız bizi dünyanın merkezinde ve efendisi olarak addetsede, aslında saniyeler içinde tarih sahnesinden süpürülen toz zerreleri gibiyiz.
insanoğlu matemetiğin en çok başlangıcı ve tekilliği ile ilişkin olan bir sayısı ile meşgul olmasına rağmen, bu anlamsız meşguliyetini aslında birin türevi ve çoğulu olan ondalık sayılarla örtmeye çalışmış ve tarihin seyri dahilinde sayı sistemleri ve formüller geliştirerek örtme eylemini geliştirmiştir. matematik coşkusal bir faktör olarak insan egosunu beslesede; hayat, kendine has ve matematikle açıklanamayan seyrini, varlık soğuran bir karadelik olarak devam ettirmektedir.
her insana kazandırılması gereken bakıştır, açıdır. ama hak getire, eğitim sistemi malum. bence hayatı matematiksel dile indirgersek, doğumundan ölümüne kadar hayat süren insanlar 0 noktasına yaklaşıyor zannımca. 100 yılda yaşasan aslında gittiğin nokta tektir, 0. her ne kadar 0 çift sayı olsa da.
ne kadar seversek, o kadar hayal kırıklığına uğrarız.
sevgi=hayal kırıklığı.
basit hesap 3 kişiyi sevsek, değer versek, nur topu gibi 3 adet hayal kırıklığı doğurmuş oluruz.
bu 3 adede akıllanmama ve ders almamayı da eklersek, süren hayatımız boyunca doğulu kadınların çocuk yapma rekoruna benzer şekilde sürekli hayal kırıklığına gebe oluruz.
topla, çıkar, çarp, böl, sonuç aynı.
üzüleceğiz...
biz hayata matematiksel olarak bakıyoruz, ama hayat bize matematiksel olarak bakıyor mu?
yoksa hiç işlem yapmadan kasadan mı geçiriyor?
Muzikte, resimde, edebiyatta, ascilikta, marangozlukta, terzilikte, bakkallikta, yazarlikta, ticarette kisacasi herseyde matematikten bir parca vardir. matematik olmazsa fizik olmaz, kimya olmaz, tarihte olmaz. Matematik heryerde karsimiza cikar. Sorunlarda denklem gibidir mesela. sadece x in ne oldugunu bildigin halde cozmeye calisirsin. esittirin yanina kendi olumlu ve olumsuz yonlerini yazdiginda ise sorun cozulmus olur. tabi bu istesenizde istemesenizde boyle. rakamlari sevmek zorunda degilsiniz ama hayata daha matematiksel baktiginizda mantiginiz daha cok devreye girer. cunku burda yorum yoktur sonuc vardir. sonucu olmasa bile net bir karsiligi.