bugün

tek kelime; düşünmek.

kendini düşünmek,
aileni düşünmek,
dostları düşünmek,
kariyeri düşünmek,
geleceği düşünmek,
hava durumunu düşünmek,
ne yesem veya ne giysem diye düşünmek,
ay sonunu düşünmek,
faturaları düşünmek,
kirayı düşünmek,
anda olanı düşünmek,
olacağı düşünmek,
olmayanı düşünmek...

liste uzar gider böyle.
hobisizlık.
zengin olsan yapmayacağın şeyleri yapmak...
(bkz: fenerbahçe)
bıraktım rahat ettim.
tamamen bırakamadım gerçi hala arada skorlara falan bakıp "pü sizin ben" diye mırıldanıyorum birkaç saniye ama o kadar.
Yok ki...
Yeni insanlar diyeceğim de olmayan kalite nasıl düşsün ki?
Burundan nefes alamamak. Çok nalet bir şey...
Zararlı alışkanlıklar.
Depresyon yaşamam. Her şey çok güzel olsa hatta mükemmeli bile yaşasam ben mutlu ve normal hissedemiyorum.
türkiye’de yaşamak, çünki yurt dışında yaşamış biri olarak orada standart olan şeyler bizde lükstür.
alım gücünün yetersizliği...
Türkiyede yaşamak, hayat pahalılığı, sosyal fobi, göz bozukluğu.
sağlık sorunları.

ekonomik kısıtlar.
spor yapmamak. daha doğrusu hareketsiz bir yaşam, yaşam kalitesini düşüren en önemli unsurlardan biridir.
hem psikolojik hem fiziksel yorgunluk.
ekonomik kaygılardır.

geriye kalan çoğu mevzu yanısıra otomatik olarak ekli geliyor.

gelecek kaygısı, sağlık sorunları, huzursuzluk, yaşam enerjisi...
hepsi bunların uzantısı,
gerisi teferruat..
(bkz: frank lucas ın bile oy kullanacak olması)
Fazla insanla muhatap olmak, gereksiz arkadaşlar evet. Çıkarmak lazım çoğunu.
kemalizm ve kemalistlerle siyaset tartışmaktır. alevi kuruyemişçi itici biri var her gitmemde laf atar dururdu dün ağır kavganın eşiğinden döndük bazı arkadaşlar araya girmese amına koycaktım onun. onun yanındada başka bi esnaf var oda alevi ama adam anlayışlı siyaseti biliyor diğer moloz gibi değil..
Kilolu olmak.
maske takmak.
alım gücünün düşmesi, burnunu her şeye sokan ve ne yapsanız laf eden insanların çevrenizde bulunması (özellikle dedikoducu akrabalar), Lucas ve türevleri ile aynı havayı solumak*, obez olmak, Sosyal fobi, göz bozukluğu (miyop olmak gibi) ve tansiyon hastası olmak. Özellikle Sosyal fobi bile tek başına hayat kalitesini fazlasıyla düşüren bir etken. Okul hayatında bildiğin sorularda bile "ya rezil olursam, ya konuşurken sesim kötü çıkarsa, ya elalem dalga geçerse" gibi düşünceler ile o soruya cevap veremezsin. Herkesin sana baktığını ve hakkında kötü şeyler düşündüğünü sanırsın. Topluluk önünde etkin olamazsın ve geri planda kalırsın. Normalde bireysel olarak çok bilgili olursun ve birkaç kişiyle rahatlıkla iletişim kurabilirsin oysa bir grup içinde o "sen"den eser kalmaz. Sosyal fobinin ileri safhalarında insan silikleşir ve kendi ışıltısını pek gösteremez etrafına. iş mülakatlarında da diğer insanlara nazaran fazlasıyla heyecan yaşar ve bunu kontrol etmekte güçlük çeker. insanların gözlerinin içine bakarak iletişim kurmakta zorlanır. Ailenin yetiştirme tarzı (aşırı korumacı ve sürekli eleştiri yönelten bir ailede büyümek), kültürel kodlar (bireyselliğin öcü gibi görüldüğü bir toplum örnek verilebilir) ve çocukken yaşanan travmalar (okuldaki zorbalar, öğretmenlerin öğrenciyi herkesin önünde rezil etmesi gibi) sosyal fobinin oluşumunda etkilidir efendim, evet.
dinmeyen ağrı, aile içinde kavga, sorumsuz eş, sürekli arıza çıkartan kardeş veya evlat. (ergense ayrı bit dert sebebidir.)
tanı konamayan hastalık, bitmeyen borç. sorumsuz harcama. zoraki insan ilişkileri ve yanlış es seçimi.
bunlar olduğu taktirde kişi ebesininkini ömrü boyunca görmeye devam edecektir ve hayat kalitesi vasatın üstüne çıkamayacaktır.
(bkz: ak parti)
(bkz: akp)