aşık olmaktır işte. kime aşık olduğunun ne önemi vardır ki? bir çiçeğe, kadına, erkeğe, ... bir şeye aşık olmak onu sevdiğimiz için ise bir şeyi çok seviyorsak onun ne olduğunun ne önemi var ki? yani cinsiyetlere ve statülere mi aşık olunur? hayır aşık olunur çünkü... aşık olmuşsunuzdur.
ha, kadın hayat kadınıysa da hiç bir gariplik, anormallik yoktur.
lakin biz ne kadınlar gördük köpek altında, ne adamlar gördük eşşek üstünde. bunları garipsemek, sorgulamak varken, bir insan bir diğer insana aşık olmuş, ne güzel işte, bizene. allah mutlu etsin.
özellikle de cinselliğin tabu olduğu bir toplumda fazla açılamayan yurdum erkeğinin, nadir sayıda cinsel birleşiminin etkisiyle aşık olduğunu zannetme hissi de olabilir...kimileri bunu aşk zanneder ama değildir...tıpkı kendisini kaçıran ya da rehin alan kişiye aşık olmak gibi paranoyak bir durumdur...ortada böyle bir durum yok ve gerçekten aşık olmuşsan kötü tabii.
tehlikeli bir durumdur... ola ki kişi her şeyi göze alıp ciddi bir ilişkiye girse bile ilerleyen zamanlarda kadının geçmişi ciddi bir arıza yaratmaya müsait durumdadır.
kişinin gidip gördüğü girdiği fahişeye sonradan aşık olduğunu anlamasıdır.bu durum arkadaşları arasında espri konusu olur orası kesin.gönül bu ota da boka da teorisinin en bariz şekilde ıspatlandığı durumdur aslında.
bana, masumiyet filmindeki harika diyalogları hatırlatan başlıktır. hayat kadınına aşık olan genç aşkını itiraf eder:
-aşığım sana.
+ne dedin?
-aşığım.
bir tokat atar genç kadın aşık erkeğe.
+neden orospu oldum ben biliyor musun?
tam genç adam cevap verecekken küçük kız çocuğunu gmösterip devam eder:
+o küçücük çocuğun neden oradan oraya savrulduğunu biliyor musun? bilemezsin. hepsinin nedeni aşk. şimdi s.iktir git hadi.