belki de manga'nın en güzel şarkısı. arabesk bir intro ve sonrasında bir anlık dalgınlıkta hayatın suratımıza indirdiği yumruk. hayatın inişleri, çıkışları, tekrar inişleri. gövdesi burdayken, buraya kök bağlayamayan bir ağaç. evini çok özleyen, ama gövdesini bırakıp toprağını aramaya gidemeyen bir ağacın kökü. keşke ağacın kökü gövdesini bu kadar, keşke ben istanbul'u bu kadar sevmeseydik.
''kanatlanıp gitmek dururken
dört duvar içinde hapsolursun
yaşamak için bir neden ararken
ölmek için bulursun''
kanatlanıp gitmek dururken
dört duvar içinde hapsolursun
insanların kendilerinden ödün vermeye başladıkları ana tekabul eden sözlere sahip şarkı, hele kişiliğiniz uçarı, rengarenk tıpkı bir gökkuşağı gibi sizi ve altından geçenleri de mutlu kılabiliyorken
delik testi umutlarım, akar altından azar azar
söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır
demek, iyi bir şey değildir.
çünkü, her gün ölüyorsanız birini beklerken, dört duvar içinde, sizi o harici; mutlu eden faktörler her geçen gün azalıyorsa ve etrafınızdaki her şey sebepsiz yere anlamını yitiriyorsa
öyle bir girişi vardır ki bu parçanın, tuluyhan uğurlu piyanonun her tuşuna dokunduğunda içimize içimize işler o melodi, ve ardından gelen mükemmel sözler ve tabiki ferman akgül ün harika yorumu. tek kelimeyle manganın yaptığı en mükemmel iştir efendim, tebrik edilesidir.
manganın muhteşem şarkısı..
sanki benim geleceğimi görmüşler gibi..
durumumu bu kadar anlatan başka bir şarkı daha olamaz..
--spoiler--
yaşamak için bir neden ararken, ölmek için bulursun!
--spoiler--
--spoiler--
bazen bende terkedip, gidebilsem keşke diyorum.
--spoiler--