bunu yapan kişiyim , liseyi bitirdiğim günden beri hep bu kafayla yaşadım , hayal kurmamak ve kendini her zaman en olumsuzuna hazırlamak , mutluluğun formülü bu aslında
hayaller kurmuyorsun , bir beklenti içine girmiyorsun , beklemediğin bir şeyin olmaması seni üzmez , ama olması sevindirir.her şeye en olumsuz tarafından bakıyorsun , en olumsuz senaryo gerçekleşirse buna hazırlıklı oluyorsun , daha iyisi olursa da seviniyorsun.
yani her halükarda dertler tasalar karşısında bir duvar misali duruyorsunuz , ya da mutlu oluyorsunuz , oturup üzülmek gibi bir ihtimaliniz yok
lakin tabi bu gibi düşünen insanların da arada götünün kaşındığı oluyor , hayatın açığını yakalamış olmak onlara yetmiyor , üzülmek istiyorlar ve birini seviyorlar , o insan normal olarak onları hayal kurmaya teşvik ediyor , hayaller kuruyorlar , yolun sonunda üstteki düşünceyi taşıyan , hayatını çizdiği tuval tamamen siyah beyaz renklerden oluşan bu insanın hayatına girip o tuvale farklı renkler çizen bu normal insan bir gün onu götünün üstüne koyuveriyor ufacık bir sebepten ötürü
ne kalıyor elde peki ? bir avuç hayal kırıklığı , bir de paramparça olmuş bir tuval , işte buradan sonra iki seçenek kalıyor ;
a-)ya bu düştüğünüz yerden kalkıp , avcunuzdakileri bırakıp daha güçlü döneceksiniz , yeni bir tuval koyacaksınız önünüze , bu sefer daha koyu bir renk seçeceksiniz ki üstüne başka renk gelemesin
b-)ya da bırakacaksınız bu tuvallere resim çizme olayını , sıkacaksınız kafanıza bir kurşun bitireceksiniz
ben 1.yi tercih ettim , önceden gri olan renk artık tamamen siyah , hayallere yer yok bundan sonra , sadece gerçekler var , olağan senaryolar var , onların da olağan sonuçları var , her şey hesaplanabilir , her şey öngörülebilir , hayatınızda imkansız yok , biliyorsunuz ki hayatınızdaki herkes çekip gidebilir , herkes ölebilir , bunu kabullenebilirsiniz , ama sevdiğiniz kişiden bu tokadı yemeyi beklemiyorsunuz gerçekten , yediğinizde de sersemliyorsunuz.
işte sırf bu dediğimi yaşamamak için sevmeyin arkadaşlar , hayat o kadar adil bir oyun ki emin olun mutlu olduğunuz her günün acısı bir gün elbet çıkıyor , evlendik kurtulduk demeyin , evlendikten sonra da çıkacak , o yüzden siz siz olun sevmeyin , hele kendinizden çok hiç sevmeyin , sizin ruh halinizi sizden başka birinin belirlemesine izin vermeyin.
hayalden ne anladığınıza bağlıdır birazda. insan büyüdükçe olmayacak hayaller peşinden koşmayı istemez ama, kimseye belli etmeden hayalini kurar krallar gibi yine. ve şöyle düşünür, zaten sadece hayal ediyorum, hayal işte, niye kırıklığına uğrayayım ki diyebilir mantıklı bir sebeple.
Cesaretinizin olmadığını gösterir. Kendinize bu denli değer vermek sizi mutsuz edebilir yani sonunda kaçtığınız şeyin avucuna düşebilirsiniz. Düşünsenize, eğer hayal kurarsanız onu gerçekleştirmek için ilk adımı atmış olursunuz çünkü varolmuş hiçbir eylemin daha önceden tasarlanmamış olamayacağı kanısındayım ancak bir şeyin hayalini hiç kurmazsanız zaten onu gerçekleştirmek için en baştan şansınız olmaz. Kendinize güvenin ve hayal kurun *
ne yaptınız gençler yaa...hayal kurulmaz mı hiç. kadınlar sancı yüzünden çocuk doğurmaktan vazgeçseydi hiçbiriniz olmazdınız burada. dünyadaki bütün güzel şeyler bir hayalle başladı. bir hayal kırılır, yerine yenileri gelir, hayal kurmadan yaşanır mıymış yaff..
hem, hayaller olmasa hikayeler, romanlar nasıl yazılır..