bugün

Atatürk için hatay'ın ne denli hayati bir mesele oldugunu anlatan sözdür.
Atatürk'ün o sıradaki ruh durumunu belirtmesi bakımından Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak'a söylediği şu sözler önemlidir:

"Hatay benim şahsi meselemdir. Keyfiyeti Fransız büyükelçisine ta bidayette açıkça ifade ettim. Dünyanın bu durumunda böyle bir meselenin Türkiye ile Fransa arasında müşellah bir ihtilafa müncer olması katiyen varid değildir. Fakat ben, bunu da hesaba kattım ve kararımı vermiş bulunuyorum. Şayet ufukta bu yolda binde bir ihtimal belirse, Türkiye Cumhuriyeti Reisliğinden ve hatta Büyük Millet Meclisi azalığından da çekileceğim. Ve bir fert olarak bana iltihak edecek birkaç arkadaşla beraber Hatay'a gireceğim. Oradakilerle el ele verip mücadeleye devam edeceğim"

işte bu inanç, azim ve kararlılık içerisinde olan Atatürk:
-Ben memleketi hiçbir zaman savaşa sürüklemem, fakat Hatay meselesi benim vazgeçilmez bir davam olmuştur. Gerekirse bunu kendi başıma halletmek için zorda kalırsam hemen devlet başkanlığından ve hatta mebusluktan istifade ederim."

Ben ömrümü vatan için harcadım.
Her karışında bir evladı bıraktım
Şimdi uzaktan izliyorum da
içim yanıyor kemiklerim sızlıyor
Bir kuruş akçe için binlerce yavru
satılıyor harcanıyor yanıyor

sen kendinden emin olamadıkça
vatanında bir birlik kuramadıkça
ne beklersin avrupadan asyadan
farkına var artık ey gafil adam
tehlike dört bir koldan geliyor

ben kendimi vatanıma adadım
Halkım dedim yüregime sakladım
şimdi ne olur birşeyler yapın
mezarımda rahat rahat yatayım.

(bkz: affet atam)
görsel