hastalık

entry78 galeri4 video2
    1.
  1. canlının bedensel, ruhsal, zihinsel açıdan hasta olması, rahatsızlığı, sağlığın olumsuz yönde etkilenmesi.
    2 ...
  2. 2.
  3. çoğu türünü bünyemde barındırdığım gereksiz,bir o kadar da insanı kendinden soğutan şey.
    2 ...
  4. 3.
  5. bazen psikolojik, bazende fizyolojik olarak ortaya çıkabilen durum.

    hiç kimseye uzak değildir.
    0 ...
  6. 4.
  7. yaşam kalitesini düşüren, insana ölümü hatırlatan, biyolojik arıza.
    0 ...
  8. 5.
  9. öyle hastalıklar vardır ki, ahtapot gibi insanın dört bir yanından sarmalar ve vampir gibi kanını emer, ur gibi yapışır, sülük gibi damarlarını sömürür!..

    (bkz: vampir)
    (bkz: ahtapot)
    (bkz: ur)
    (bkz: sülük)
    0 ...
  10. 6.
  11. bir insanin basina gelebilecek en kotu durumlara verilen addir.
    0 ...
  12. 7.
  13. ciddi üzülmelere, yıkımlara sebebiyet verebilecek dozda ise, bazen saklanılabilendir.
    1 ...
  14. 8.
  15. Bazen zor imtihandır.Lakin beraberinde getirdiği lütuflara minnetimiz saklıdır
    0 ...
  16. 9.
  17. ilk caglarda yasama sansim olsaydi gitmekle kalmak arasinda beni caresiz birakacak iki seyden birisi.yani bu zamanda bile caresi bulunamayan hastaliklar varken o zamanlar en kucuk seyde ne yapardim bilemiyorum.digeri icin:
    (bkz: elektrik)
    0 ...
  18. 10.
  19. bazen iki kişiyi birden rahatsız eder.
    0 ...
  20. 11.
  21. bazı zamanlar nimettir, allah'ı hatırlatır.
    1 ...
  22. 12.
  23. organizmada olağan vucut işlevlerinin bozulması ,aksaması.
    0 ...
  24. 13.
  25. ruhsal ve fiziksel olarak ikiye ayrılır.
    1 ...
  26. 14.
  27. ey ahiretini düşünen hasta! hastalık, sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. hastalıklar keffaretü'z-zünub olduğu hadis-i sahihle sabittir. (said nursi- bediüzzaman)
    0 ...
  28. 15.
  29. bi' barış safran şiiridir, süperdir.

    o zaman ne çok hastaydık sevgilim
    sevgilim! ne çok hastaydık…
    bir boğa heykelinin etrafında dolaşan matadorlardık
    dibinde şifalı otlar biterdi
    çokyüzlü kanalların yüzsüz kameramanları
    bizi ikiyüzlüce çekerdi
    yüzlerinde şaşkın bir ifadeyle

    her gün intiharlar biriktirirdik
    biriktirdiklerimizin üzerine çıkar, aşağı bakardık
    sevgilim! o zaman ne çok hastaydık
    dişçiler, jinekologlar, diğer doktorlar
    avukatlar, bilgisayar mühendisleri, komisyoncular
    hepsi aşağıdaydı, bizse daima yukarıda
    şizofrenimiz, anksiyetemiz ve türlü fobimizle
    tanrım! sevgilim! ne çok yalnızdık…

    bir dürbün alır, karşı kıyıya, saraya bakardık
    sultan bize bakardı, orada oluşumuza şaşardı
    bir olta alır, kıyıya iner, ağlardım
    otuz yılımı hatırlatan o sıkıntıyla
    ürpertilerle koşardım eve, güleryüzle karşılardın
    sevgilim! o zaman ne çok hastaydık…

    “kız” lakaplı bir ahlaksız gelirdi
    o ve “üzeyir” adındaki arkadaşı
    “bu hastalığı çekmenize gerek yok” derlerdi, “anlamsız”
    köleler ve kadınlar ararlardı kendilerini morg leşlerinde
    öpüşleriyle kirletirlerdi hastaları
    reddederdik hepsini, hastalığımızı severdik
    ah sevgilim! örtüler altında nasıl da titrerdik

    evimizin duvarlarına kolajlar yapardın; anarşi ve kaos hakkında
    hep uyanık kalma pahasına yazılar yazardım; evrim ve devrim hakkında
    darwin, freud ve marks otururlardı yan apartmanda
    oturur ve bizden konuşurlardı, hastalığımızdan
    onlar konuşurken akşam olurdu, biz sevişirdik acıyla
    ah sevgilim! biz hastayken acıyla sevişirdik…

    ellerin peynir ve sabun kokardı, ayaklarını öperdim
    sonra gece gelirdi, iri gözbebekleri ve karın ağrısıyla
    gece gelir, perdeleri örterdi, örterdi beynimi
    işıkları yakmazdım, senden başkasına katlanamazdım

    i̇yileşir iyileşmez giderdin sen, uzaklara, yalancı ışıklara
    bense kalırdım, hayatı ıskalamış bir fizikçiyle
    sahte mutluluklar satın alırken ondan
    sen arardın bir tabutu çivilerken
    “bana bunun için ödeme yapıyorlar” derdin
    acı acı gülümserdim, hasta olurdum,
    yanımda başka hastalar olurdu
    ah sevgilim! o zaman ben hastaydım, beynim hastaydı
    yaz ortasında kalın örtüler altında titrerdin
    geceler soluk soluğa terli atlar gibi ilerlerdi
    zaman geçerdi, ağlayan bakirelerden bana dönerdin
    hastalığımızda buluşur, bir süre gülümserdik
    ah sevgilim! hastayken biz acıyla sevişirdik

    edit: imla.
    0 ...
  30. 16.
  31. çok garip bir hastalıktı benimkisi, sana benzeyen erkeklerden hoşlanma hastalığı. tam hatırlamıyorum ama 2 3 yıl kadar sürdü bu; yataklara düşürmedi ama boğazımı ağrıttı,kör etmedi ama gözlerimi sulandırdı, kalp yetmezliğine sebep olmadı ama kalbimi çok yordu. sonra tek seferde yüksek doz aldım, fazla miktarda sana maruz kalınca bitiverdin sen, sonlandı hastalığım. şimdi ne sen, ne de sana benzeyen herhangi biri hoşuma gitmiyor, aksine uzaklaşıyorum istemsiz. iyileştim artık, iyiyim.
    2 ...
  32. 17.
  33. biri biterken, öbürü başlayandır. ***
    0 ...
  34. 18.
  35. Allame'nin bir şarkısının adıdır.

    saatim yine bir iki dakika geç kaldı bu mah.us yolcusu çok yorgun
    teslimi beklemek üzere bi yol vardı bu karanlıktan oluştu zorlu
    sendeler aklım elimde değil beni dilimden intihar eden kelamlara kaç kere cenk edecek bu beden demir attı hüzün dolu dağlara
    sen yazları çok sev bana yazları deli gibi gözü kör bakan bir aşık kendimi bulduğum anda zamanla yarıştım alevlenen bi bu kana karışık bileklerimin insiyatifine kaldı verilen emirlere yemin eder ikisi dualarımdan ötürü bedduamla kan kardeş bana ilham perisi hangi derde derman oldun tam bir cendere içinde beni buldun küllerimden olduğumdan beri kaç sene geride bıraktın sana sordum tıpkı sema gibi derin bir nefesle doldurulur içimdeki boş saflar üzerime zimmetlenen bu kan kırmızı halkalar aklımı kurcalar insanların içinde dahi kulaklarımın eksik olmayan çığlık yapmam gerekenler elimdeki deftere bile sığmaz bu bir çılgınlık bıkkınlık hayatın ta kendinsi bu yüzdüğün derya kin barınakları arkamda bıraktıklarım aslında çift astarlı ben meraklıları

    bıkar yürek konuştu kendine yalanları somurttu gül yüzüm çözüldü bak dilin bağı kanattı yaramı ellerim ve çok yanar canım bu dert ağır gelir devirdi beni bu hastalık

    gece yine benden yana gözlerimi kapatmaya zaman yok bu kerbela takıklık etmen gereken bir cevap var sorduğumda bana saçmalama içinden gelenlere neden sunmadan söyle bu bulamaçta yer yok ama ter döktüğüm yolları keder kapattı felekse çok zor bir bulmaca titrek ellerin elimden tuttuğu vakitti depremlerden farksız ürkek tavırla yavaşça yaklaştığın şeytan sana kapıları açtı üzgünleri tek tek öldürdü dünün önemini saygıma borçlu ve tanrım beni senden uzaklaştırmaya çalışmıştım affet haksızdım! ibrden gülmeye başlardım ölüm aklıma işlenmiş bir çorap gibi kafamda yırtılmayı bekler tıpkı bana gülen suratlar misali kustuklarım o kadar çok sevdiklerimle yaşanmışlıkla alakalı kalbime humharca saldıranlara karşı olmalıydı öfkem en hası duygularıma oynamayı bırak sana ben dolu kabuslar var bu gece masallara veda et artık hazan vakitlere ruhuna vurduğun .mece ne kadar yalan söylemeneki bana yalanlarını doğru bıraktın gitmemeliydin .kettiğin o çocuksa şimdi kapına dayandı
    0 ...
  36. 19.
  37. yanlızlığın ve aşksızlığın anlaşıldığı anlardan sadece biridir.
    0 ...
  38. 20.
  39. neden kaderine terk edilmişsin sen böyle? sözlük yazarları neden iplememiş seni. ben iliklerime kadar hissediyorum lan. hastayım. çok hastayım. ölüyorum sözlük. hastalıktan geberiyorum.
    0 ...
  40. 21.
  41. bir insanın yavaş yavaş hücreleri ölürken, diğer insanların ölen her hücreyle kaçınılmaz sona kendini hazırlamasıdır. hastalıklar olmasaydı en sevdiklerimizin ani ölümü karşısında tedavisi olmayan travmalar geçirirdik.
    0 ...
  42. 22.
  43. ne felaket komikliklere yaklaşmıştım ben bununla ilgili be ya. ulan hastalık denen şeyin bile önemi kalmadı ki? sebepse hastalık hastaları.

    otobüsteyim. yine uyku uyanıklık arası bir seans kürü. hissetmekle etmemek arasında bocalarken duraktan geçtikten hemen sonra yaşlı bir amca düğmeye bastı. bir diğer durak, ta kaç km ötede. otobüs hareketli. aha şöyle bir diyalog oldu:

    amca - kaptan kapıyı aç!
    şoför - durağı geçtik amca!
    amca - e durakta indirmedin napiym!?
    şoför - ya bırak bu ayakları amca bırak ya!
    amca - sus! ben kalp hastasıyım.

    insan, kendi içinde kim haklı kim haksız muhasebesi yaparken, aslında ruhlarımız çok sıkılmış. sadece yaşamaktan. gündelik hayatın mütemadiyen ifâ edilen rutin işleri değil bizi sıkan. yaşamanın bizzat kendisi. şimdi sana mutluluğun resmini bile çizsem sen haklısın zaten.

    ne gereği var ki? yaşıyoruz işte. ordan gelip buraya giderek.

    yine de içimde kalmasın, şoför haklıydı amca. neden ben kalp hastasıyım dedin ki? hastalık buna neden sebep olsun?

    uykum gelmişti.
    0 ...
  44. 23.
  45. bazıları insana bütün dertlerini unutturur.
    1 ...
  46. 24.
  47. lise doneminde iyidir, ogretmenin sizi bahceye gondermesini bile saglayabilir.
    1 ...
  48. 25.
  49. sporun büyük ölçüde vücut direncini artırarak yakalanılmasını azalttığı düşünülen durum. Spor yapıyoruz birşey olmaz dedik dedik de ne oldu şimdi ? ***
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük