Seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
ahmet kaya'nın şiirde biraz değişiklik yaparak seslendirdiği türkünün sözleri;
ard-arda bilmem kaç zemheri geçti
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç bahar leylim,
hasretinden prangalar eskittim
karanlık gecelerde kendimden geçtim
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yandan bir bu yandan
elma yanaktan
açar kan kırmızı yedi verenler
kar yağıyor bir yandan
savrulur karaca dağı, savrulur zozan
bak bıyığım buz tuttu
üşüyorum ben.
zemheri de uzadıkça uzadı
seni baharmışsın gibi düşünüyorum
seni diyarbekir gibi düşünüyorum.
diyar-ı amed'li ahmed arif'in memleket özlemi ve kavgaya atıf metinlerinden örneklemeler sunduğu güzel şiirini kendine kullanıcı adı seçmiş, zanlımca edebiyat sevdalısı yazar arkadaş.
geleneksel 17 agustos depremleri böylesi komik ve eğlendirici bir entry vesilesiyle kendisini tanımak o kadar güzel ki.. velhasıl devamını bekliyoruz hızla;
erzincan depremi, terörde şehit düşenler, bombalanan yerler, üçüncü sayfa haberleri vs...
elinin altında o kadar geniş bir veri tabanı var ki başarısız olması imkansız zira!
karşıt görüşlere olan tahammülsüzlük bulutları üzerinde dolanan yazar.. toplumun bir kesimi gerçekten aksini düşündüğünden, diğer bir kesimi ise "aksini düşünenlerin niceliğinden" feyzle muhalif..
ne tuhaf, ben de çoğu şeye muhalifim.. aslında hepimiz bir şekilde aynı paraleldeyiz, hakikaten tuhaf..
şiir olarak ayrı, şarkı olarak ayrı yaralayandır. şiirden bestelenen şarkıların birçoğunun şiire ihanet ettiği bir gerçeklikte, ahmet kaya'nın söylediği bu şarkı, aksine, insanı bir garip hüzne batırır. bir aymaz soğukta, şiirde olmayan, şarkının "savrulur karaca dağı, savrulur zozan / bak bıyığım buz tuttu, üşüyorum ben" kısmının mırıldanılmasıyla ısınabilmenin mümkün olduğuna tanıklık edilmiştir.
kendisi deisttir.. [bir kısım müslüman elitistin tanımı icabınca] ki bununla da gurur duymaktadır.. [sizle "aynı" olmaktansa bunu kendime uygun görüyorum]