Snape: Yani vakti geldiğinde, çocuk ölmek zorunda.
Dumbledore: Evet... Evet çocuk ölmeli.
Snape: Bunca yıl onu ayakta tuttun. En uygun anda ölsün diye. Tıp ki kasaplık bir koyun gibi yetiştirdin.
Dumbledore: Sakın bana çocuğu umursamaya başladığını söyleme.
Snape: Expecto patronum.
Dumbledore: lily! Onu hala seviyorsun.
Snape: Hep sevdim.
--spoiler--
...havada yoktan bir şişe varoldu. hermione tarafından titreyen parmaklarına tutuşturuldu. harry asasıyla gümüşi maddeyi kaldırıp onun içine doldurdu. şişe ağzına kadar dolunca ve snape, içinde kan namına bir şey kalmamış gibi görününce, harry'nin cüppesini sıkı sıkı tutan elleri gevşedi.
"bak...bana..." diye fısıldadı.
yeşil gözler, kara gözleri buldu, ama bir saniye sonra kara gözlerin derinliklerindeki bir şey ortadan kayboldu sanki; sabit, ifadesiz ve boş kaldılar. harry'yi tutan el yere çarptı ve snape bir daha hareket etmedi.
--spoiler--
harry: (dandik dandik bişeyler anlatır dumbledore tepki vermeyince) efendim anlamıyorsunuz!
dumbledore: müthiş bir zekayla donanmış biri olarak söylediklerinin hepsini anladım. ama söylediklerin dikkate değer değil şu an.
adam karizmaydı mınıskiyim. 150 yaşında falandı ama kız olsam verirdim.