bugün

harry potter serisinin dördüncü kitabıdır.ilginç kurgusuyla güzeldir.
filmi de güzeldir.eşek kadar karganın çok sevdiği seridir.1 numero lotr 2 numero star wars demekki bu 3 numerodur.süpermen ve örümcek adam peşinen takip eder...
hayri kendini alkole vurmuştur.olaylar gelişir...
(bkz: hayri pitir at kadehi elinden)
Harry Potter serisinin kurgu ve konu yönünden en sağlam romanıdır. Özellikle mezarlıktaki karşılaşma yazılmış en güzel harry potter bölümüdür.
j.k. rowling yazdığı harry potter serisinin 2005 yılında vizyona giren devam filmidir. filmin geri kalan özellikleri hiç umrumda olmamakla beraber asıl ilgimi çeken mevzuya gelecek olursak tapılası 2 oyuncuyu bir araya getirir. doğru düzgün bir projede ekibe jeremy ironsve john malkovich'in de katılmasını temenni ediyorum.

(bkz: Gary Oldman) (Sirius Black)
(bkz: Ralph Fiennes) (Lord Voldemort)
Serinin en iyi kitabıdır. Ancak her filme başka başka yönetmen bulan warner bros bu filmde de başarısız olmuştur.
kitap olarak en sürükleyici en süper kitaplardan biridir hatta itiraf ediyorum harry serisi içinde en sevdiğim kitaptır.
ancak film tam bir kepazelik örneğidir. harry potter severlerin yanlızca harry potter severliklerinden katlandıkları bir film olmuştur. 859 sayfa boyunca olaylar harika bir kurguyla anlatılmış ancak iki buçuk saatte berbat bir hale gelmesine neden olunmuştur.
ne bir rita skeeter polemiği, ne bir barty crouch olayı, ne bir percy weasley bağımlılığı, ne bir harkulade quidditch dünya kupası maçı, ne bir winky ne bir dobby ne bir e.r.i.t örneği, ne bir ludo bagman vakası, ne bir weasley büyücü şakası, ve en önemlisi ne de bir sirius black görülür filmde ve apışılıp kalınır.
olaylarsa bir o kadar sade bir o kadar bayağı, sonradan eklenen kitapla alakası olmayan zilyonlarca zırva da cabasıdır.
en şok edici bir diğer örnekse albus dumbledore'u canlandıran micheal gambonun sergilemiş olduğu performanstır. biz kitapta harry'yi suçlayan ve sarsan bir dumbledore okumadık, barty crouch junior'ı da rüyalarda görmedik- ki saçmalığın daniskası bu nokta da ceryan etmiştir-.
nasıl bir hikmetse herkesi geri planda bırakabilmeyi başarmış bir film örneği olmuştur.
kıssadan hisse sıçıp sıvamıştır.
harry potter serisinin 4. kitabidir. filminde robert pattinson ve ralph fiennes disinda izlenicek pek de bir sey yoktur. kitabin tadini verememis filmdir.
ne olursa olsun girişindeki "voldemort" ve "avada kedavra" lı sahnesi mükemmel olan film.
serinin ekrana başarılı aktarılmış filmlerinden biri.
şimdi hakkında uzun uzun entry kasmak ister gönül ama azeri kanalında vuku bulmuş olan hali gözümün önünde geldikçe yazamıyorum sözlük*
sihirli çubuk*, gara lord* ifadeleri unutulmuyor.
çok sayıda yeni büyü öğrenmemiz nedeniyle en güzel kitaplardan biridir. perdeye de aynı güzellikte aktarılmıştır.
(bkz: the dark lord shall rise again)
manyak güzel bi kitap, ışık kapalı izlediğinde tırstıran filmdir.**
her şey bir yana o robert pattinson'ın avada kadavra tarafından ölümü bende büyük bir haz uyandıran, müthiş efektli berbat yönetmenli film. ayrıca okumadığım tek harry potter kitabı. * * *
bulgar ve rus öğrencilerle dolu olan iskandinav okulu Durmstrang ve fransızlardan kurulu şirin Beauxbatons büyücülük okullarını bize tanıtan film.
serinin kötü filmlerinden biri. harry'nin de büyümeye başladığı filmdir ayrıca.
insanın çoluğuna çocuğuna izletmekten imtina etmesi gereken filmdir. voldemort'un o tipini gören 6 yaşındaki çocuğunuza ne açıklama yapacaksınız? diğer büyücü çocuk -twilight'in çocuğu- ölüyor resmen filmde. ölüm var bu filmde ölüm.
aksiyonu bol olan bir filmdir.
iyidir. güzeldir.
Serinin dördüncü kitabıdır. Harry, üç büyücü turnuvasına anlaşılamayan bir şekilde katılan dördüncü büyücüdür. Ayrıca lord voldemort'un bedene kavuştuğu kitaptır. Tavsiye edilir.
serinin en beğeni sıralamamda dördüncü filmi.

şimdi gelelim sebeplerine. harry potter'ın kitaplarını ilk çıktığı günden beri zevkle okuyan biri olarak 2.filmden sonra hiç bir filmden zevk almadım. filmleri sıralayacak olursam 1>2>>>3>4>>>>>>>>>>>>5>8>7>6 diye gider. 4 ile 5 arasında bariz fark ise david yates denen beceriksizin filmleri yönetmeye başlaması. neyse uzatmayalım film hakkında görüşlerime geçeyim.

1-daha en baştan film off side veriyor. harry rüyasında gaunt evini görüyor. ama rüyada fazladan biri var. barty crouch j.
voldemort üstü kapalı planlarını anlatıyor yapması gerekenleri söylüyor. ama kitapta tabiki bu böyle değil. barty crouch j. daha o zamanlarda babasının evinde imperius laneti altında esir tutuluyor. voldemort onun varlığını bile bertha jorkins denilen bakanlık görevlisi kadından öğreniyor. hatta kılkuyruk kadını kandırıp voldemorta götürüyor. voldemort hafıza büyüleriyle alıyor bu bilgileri sonra da öldürüyor kadını. barty crouch j. varlığı kitabın sonunda öğreniliyor.

2-nerede oğlum dursleyler harryi oradan almaya weasley ailesi geliyordu. şömine falan patlıyordu. 4.filmden itibaren dursleylerin
neredeyse esamesi okunmuyor.

3-o kadar anlatılan şanlı quidditch dünya kupası nerede oğlum. stadı gösterdiniz insan en azından bir maç koyardı.

4-ludo bagman nerede arkadaşlar. kitapta o kadar anlatılan eğlenceli esprili ateş kadehi jürisi ve anlatıcısı adam nerede.

5-rita skeeter mevzusuna hiç girmiyorum. şöyle bir üstünden geçmişler. harry ron ve hermonie bu kadından neden ölesiye nefret ediyor açıklamamışlar bile.

6-ev cini winky nerede ey dostlar. barty crouch j. hikayesinde bu kadar önemli yer eden kişi neden konulmaz.

7-kitapta üç büyücü turnuvası son 150 sayfada başlıyor. o sayfaya kadar tonla olay geçiyor. ama filmde opp bir anda atlıyorlar olaya.

8-seri boyunca bir çok yerde karşımıza çıkan ama hiç filmde esamesi okunmayan charlie weasley nerede arkadaş. sen o kadar ejdarha getir okula bu adam ejderhalar la uğraşmıyor mu. nerede weasley çocuğu. aynı şekilde bill weasley de yok. bu adam ileride evleneceği fluer ile bu kitapta tanışacak.

9-harry ile ron arasındaki kızgınlık iyi yansıtılmamış. sanki rol yapamıyorlar. aynı şey üçüncü filmde ron hermonie arasında olan kırgınlıkta da böyle oldu. hele harry'nin yara izi acıdığında canı acımış gibi yaptığı rol akıllara zarar. ancak bu kadar kötü oynanır.

10- oğlum sfenks nerede lan. bu evrende belki de beklediğim en ilginç sihirli yaratığı neden koymazsın filme. kelekerler nerede hadrig yada professor trelawney ile dersleri nerede. professor snape filmde neredeyse hiç yok.

11- macar boynuzkuyruğa neden şatoyu yıktırdınız oğlum. işe biraz aksiyon katmak için olmayan sahneye ne gerek var.

12-bir kere şöminede yüzü görülmesi haricinde sirius black hiç yok be. 5.kitapta sen insanları nasıl sirius'un grimmound meydanı 12.numaradaki evine göndereceksin karargah olarak. çünki filmin sonunda molly weasley ile sirius karşılaşıyor.
bir kaç tane de beğendiğim yerleri yazayım.

1-özellikle voldemortun dönüş sahneleri çok iyi çekilmiş. tam kitabı okurken aklımda canlandırdığım sahneler. tabiki voldemortu oynayan ralph fiennes abinin oyunculuğu muazzam.

2-alastor moody'nin ders sahnesi gene başa oynayan sahnelerden. alastor moody tam kafamda canlandırdığım gibi. deli, kuşkucu, asabi, yardımsever, mert, dayanıklı ve güçlü.
en güzel ikinci harry potter kitabıdır. birincisi için (bkz: harry potter and the half-blood prince)

ikisinin de güzelliği voldemorttan kaynaklıdır. ateş kadehinde muhteşem geri dönüşünü, melez prenste de geçmişini görürüz. melez prenste ek olarak severus snape vardır.
kitabı filminden daha başarılıdır.