bugün

Topraktan kurabiyeler yapıp mahallede yaşlı amcalara satmaya çalışıp gülümseyerek verdikleri 25 kuruşla bakkala koşan beni, bayramdan 1 hafta bile geçse parkta oturan büyüklerin ellerini 'geçmiş bayramınız mübarek olsun 'diyerek öpüp mutlu olan beni özledim.
2000.

ilk kendi başıma berbere gidişim.
hiçbir beni özlemedim, hiçlik özlenmez.
Kararlı beni.

Yine boşluktayım hay aksi.
Robot bir ben vardı, onu.
Ağlamaz, gülmez, umursamaz, korkmaz, her zaman sakin ve düzdü. çevredeki şeyleri izler ancak herhangi bir yorumda bulunmaz ya da bir istek gelmedikçe müdahale etme gereği duymazdı. karşısına gelenle yaşar beklentiye girmeden elinden geleni yapar gerisini bırakırdı. Mütevazı bir hayale umudunu koymuş fazlasına olan ihtiyacını görmezden gelmişti. Onu özledim.

O kız hayatının zirvesini mutlu olmasa da mutsuz da olmayarak, dikkatli ve ince bir şekilde yaşadı.
Memolinin trend olduğu zaman ki ben.
Çok yaşa Kürşat.
Annemin özlediği 3 yaşındaki beni.
sünnetin bu hayatta bana en çok acıyı verecek şey sandığım zamanlar.
sürekli ilerleyip daha iyiye gittiğim için cevabım "404 not found".

tabi ki daha mutlu olduğum zamanlar oldu. ama meselenin mutluluk olmadığını anladık, arada bir gelip gitsin kafi...
2010-2011

en büyük dönüm noktama ramak kalmış olan beni.
Kaybettiklerim arasında en çok aklımı özlüyorum. Yani akıllı beni özledim.
Eşyalarımın çantamdan ibaret olduğu, ceplerimde geçmişten kalan bi yığın otobüs ve uçak biletlerinin olduğu dönemdeki beni özledim.
Şimdiyse sabah 7.15 Altunizade otobüsüne sabah akşam akbil bas.
26 mart'ta ki beni özledim.
2011 deki beni tabiki hergün sarhoş dolanıp yeni bir hatun atıyordum yatağa şimdi işe git gel şansa bir tane kız bulursan iyi.
bebek yüzlü olduğum masum zamanları. Zamanla o masumiyeti kaybettim, büyüdüm ve değersiz bir yığına dönüştüm bir liselinin dediği gibi. Lanet olsun.

Bir gün ilkokul öğretmenim isimsiz anket yapmıştı, herkes sevdiği sevmediği kişileri falan yazıyordu.
Öğretmen sevmediği kişilere 'Sevmediğim arkadaşım yoktur.' yazan kağıdı okuduğunda sınıftaki herkes bana dönüp gülmüştü. Bunu yazsa yazsa ben yazmışımdır dediler.
Sıçtığımın yazısını ben yazmamıştım oysa. Bu gereksiz anı hiç aklımdan çıkmıyor. O zaman farklıydım, sevilirdim, duyarlıydım, kibardım. Şimdi ise çirkinim, sorunlarım var, sinir ve nefret hayatımın içinde...

Keşke çocuk olarak kalabilseydim.
gelecekteki beni.
edit: neredeyse 3 yıl olmuş. geçmişteki ben şimdiki benden daha zeki ama daha tecrübesizmiş.
şu an uykusunu almış beni özlüyorum..

nefret..
15 yaşına kadar olan çocuğu. henüz kirlenmemiş tertemiz hayatı hep o günlerdeki gibi geçecek zanneden. sonradan tabi itlik gopeklik yapa yapa ve insanları tecrübe ede ede tanıyınca şimdiki hale geldik güzelce.
Yalnız olan kendi dünyasında yaşayan beni özledim.
Mahallede arkadaşlarımla oyun oynadığım , annemin hava kararmaya başlayınca camdan seslenip eve çağırdığı beni özledim.
Lise 2de ki halim aşktan uzak başarıya aç gelişime ve öğrenmeye açık.
demin googleın şu sokakları gösteren uygulaması varya onda takıldım. Tamam siz gibi 90larda yaşamadım ama benimde özlediğim zamanlar var. ilk okul dönemlerimde oynadığım sokakları eski oturduğum mahalleleri sanal olarak gezdim. eski oturduğumuz evlere baktım. ne güzel dertsiz zamanlar. oyunlar mahalle maçları. tasolar futbolcu kartları bunları bende gördüm. şimdi üniversite derdi sınav derdi para derdi. keşke büyümemek üzere küçüklüğüme geri dönebilseydim.
Aşka insanlara inancını kaybetmeyen
Güvenebilen
Mutlu huzurlu .
1982 deki beni özledim. O imzayı atıp bu garıyı almayacaydım. Pehey gidi goca dünya hey.
83 yaşındaki halimi.

ölüme az kalmış, belki de ölmüşüm.

daha fazla insana maruz kalmak istemiyorum.