bugün

toplaşın sözlük. siz de gelin google cevherleri... hande çayır yazdınız gugıla bu çıktı karşınıza ama yapacak bir şey yok.

pendik sınav dershanesindeydim. o zamanlar yine havalı takılıyorum, marjinalim de biliyorsun. kızlar falan götümde dolanıyor, benimse okuldan sevgilim vardı. bunların hiçbirine yüz vermezdim. bir tanesi vardı, benden nefret ederdi. ne desem itiraz eder, sınıfta hep beni rezil etmeye çalışırdı. gerizekalı benle aşık atabileceğini zannediyordu herhalde. geometride bunun eline veriyordum. ben de ona sataşıyordum. 90 derece 180 derece derken artık iş iyice çığırından çıkmış, konu coğrafya dersine kadar gitmişti.

zamanlar geçti. senenin sonuna yaklaşıldı. yaklaşık 4 ay aynı sınıfta derse girdik sonra benim sınıfı yukarı aldılar (zeki ve çalışkandım tabii). bu 4 ayın sonlarında iyiden iyiye muhabbetler, mesajlaşmalar falan başladı. iş aramalara kadar gitti. sevgiliden ayrıldııııık... bismillah dedim işe koyuldum dedim ben bu kızı tavlarım; ki zaten üflesem tav olacaktı zaten. eminim kendimden. hani aşklar nefretle başlar ayağı var ya. oradan girdim, üstünde ne var'dan çıktım... meğer bu kız okulunda kaşarmış, farklı okullardayız bilmiyorum durumu. ulan mesaj atıyorum cevap vermiyor, nerdesin n'apıyorsun? yok. cevap yok. arıyorum zaman zaman açmıyor falan. kaşar gidip ders çalış bari aldatacağına. zaten 1 hafta sürdü sevgili bile olduk sayılmayız. takılıyoruz yani bildiğin.

artık benim burama kadar geldi (burama derken işte hani hep gösterdikleri boğaz seviyesi var ya ora. zaten boyum kısa çabucak geliyor amk). dedim ''ben bu kızı sikerim'' aynen bu çıktı ağzımdan seslice söyledim. hemen çıktım yola gittim bunun semtine. aradım açtı. dedim ''nerdesin corç?'' (george derim genelde kızlarla takılırken) ''şuradayım''. dedim ''ben de şuradayım sen gel, ben bilmiyorum orayı'' dedim. buluştuk götürdüm bunu caddebostan'a. orada herhangi bir apartmana girdik orada bunu ters düz ettim. hırpaladım, çarçur ettim. artık siz ne derseniz deyin; skora yazdım yani öyle söyleyeyim. en sağlam kartlarımı oynadım. güldüre güldüre, kahkahayla karışık orgazmlarla öldürdüm bunu. yani mecazen öldürdüm.

aradan 1 hafta ya geçti ya geçmedi. bu süre içinde ne bir telefonuna cevap verdim, ne mesajına. dershanede karşılaştık bir gün. o zamanlar da posta gazetesindeki o komik şiir dilime pelesenk olmuştu; bak şimdi.

- eee biz şimdi neyiz böyle?

+ ne olalım? ben seni beyaz peynir sanıyordum, sen kaşarmışsın?

- hayvan! (bir tokat attı ve hızlı adımlarla uzaklaştı sınıfa doğru. üzülmediğine adım gibi eminim ama)

+ (önce gülüyorum, sonra arkasından bağırıyorum herkes duysun diye) uzun zamandır görmeyeli seni; bir başka kadın, bir hoş olmuşsun! uzun zamandır görmeyeli seni; beyaz peynir gibiydin, kaşşşşşaaarrr olmuşsuun puhauhauahauhahauha!!

kızın kaşar olduğunu neredeyse bütün dershane biliyormuş amk herkes gülmekten yerlere yattı tepiniyor. hocanın teki geldi enseme bi' koydu sözlük. işte o zaman anladım kaşarlarla aşık atılmayacağını. ya da denk geldi bilmiyorum. şuan öğrenilmiş çaresizlik yaşıyorum sanırım. ne zaman bir kaşarla konuşsam enseme şaplak yiyecekmiş gibi hissediyorum. ve bu beni geriyor. kaşarlar benden uzak dursun amk.

he; hande çayır mı? işte o kız da aynı bu karıya benziyordu amk. gözlüğü, vücudu falan ap-aynısı. tek farkı biraz daha beyaz tenliydi.

neyse sözlük bu da böyle bir anım. anımın da amına koyayım, ben gidiyorum çişim geldi.
http://www.youtube.com/watch?v=SZNb5JF2Prw

episode1
cok tatli bir yuze sahiptir kendisi. ozellikle t24'te onu okuyorum. burnunu sevebilmek paha bicilemez herhalde. umarim ileride kendisiyle bir sekilde tanisabiliriz. hayat standartlari yasam bicimi falan ayni olunca hani.

kendisi emekcidir medyadandir, sanatcidir. bu arada son yazisi porno uzerine. kendisini takdir etmek gerekiyor. bu tarz yazilari yazabilmek cesaret ister. kadinlarin porno izlemesi olayindako tabulari yikmis. tebrikler guzel burunlu guzel insan.
Mükemmel kadın.

Fikirlerinin bir bayanda fikir bulmuş hali. inşallah kalemi ve fikirleri daim olur.

Mutlaka okuyun yazdıklarını.
Bilgi üniversitesi doktora öğrencisidir.
ne zaman boşanacaksın da evleneceğiz adlı kitabın yazarı.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
sabancı üniversitesi görsel sanatlar ve tasarım mezunu. yeni ilgi alanım hatun kişisi.
sinema yüksek lisansı yapmış. bir film çekmiş. bir şirkette yönetmenmiş.
çok güzel. çok akıllı. çok duyarlı bir görüntü çiziyor. kitabına bayıldım.
üniversitede hocaymış. biraz akıl karıştırıcı, akıllara durgunluk verici biri.
buğulu bir ifadesi var. yurt dışında kendisine ait bir dolu da makaleye denk geldim. yabancı dilde kitabı da var.
Türkiye için fazla. inşallah gitmez bir yere de belki bir gün karşılaşırım. çok üretken. bir de asıl çok güzel.
(bkz: gevelemek) (bkz: ben)
http://t24.com.tr/yazarlar/hande-cayir
bir de feminist. çok gönüllü projesi yapmış.
eskişehirli bir kadın.
kadın gibi kadın.
okurken beni ereksiyon eden yazıların mimarı.
Bu kim be? Önünüze gelene güzel diyorsunuz
O kim lan komşu kızlarını bile ondan daha sık gorduğume göre ünlü olamaz. Önünüze gelene güzel diyorsunuz hakkat
isviçre çakısı gibi kadın. on parmağında yüz marifet. yolu açık olsun.

bunu yapmazsam olmayacak. buradan kendisine sesleniyorum.

hande, benimle evlenir misin?

çok ciddiyim.

son yazını da çok sevdim. seni seviyorum. allah sana uzun ömür versin. o ömrünü benimkine eklesin.

amin.
Benimle sadece kahve içsin ve kitap sohbeti yapsın istediğim güzel kişilik. Tabii bu ancak "hayal kahvesi" olur.
yazdıkları ile bilgilendiren, bu ülkenin cinselliğin ayıp değil, kendi vücudunuza olan keşfi anlatan dişi kişi. varolll.

http://t24.com.tr/yazarla...rler-masturbatorler,12912
eskişehir doğumlu koca yürekli kadın. şu anda yabancı bir şirkette yayın direktörlüğü yapıyor. P&G'de, Warner Bros'ta çalışmışlığı var. doktorasını otoetnografi ile yazıyor. onun çok özel bir insan olduğunu düşünüyorum. linkedin profilinde yazanlara göre, epey tiyatro yapmış. şahika tekand'ın studyosundan. müstesna istanbul ve all equally real kitaplarının da yazarı aynı zamanda. ne zaman boşanacaksın da evleneceğiz adlı son kitabını az önce bitirdim. neye uğradığımı şaşırdım. bir de tübitak bursu ile bir yere gitmiş. ben en çok oyunculuğunu beğeniyorum. bir de yazarlığını. zaten bir oyuncunun ya da yazarın tam da kendisinin yaşadığı gibi dolu dolu bir hayatı olmalı. her yere girmeli, çıkmalı, öyle yazmalı ve oynamalı. ileride rektör de olur isterse. ama bence oyunculuğa devam etsin. ışığı daim olsun. mimiklerini kullanışı, eşsiz sesi, doğallığı... gözlerim beni yanıltmıyorsa zamanın ötesinden geliyor. beni asıl aşağıdaki sağlamlığı ile, yazısı ile yakaladı aslında. yolu açık olsun, bizim meyhanemize de bir gün uğrar inşallah.

http://t24.com.tr/yazarla...-bir-ailede-buyumek,13189
doktorasını bitirse de oyunculuğa geri dönse dediğim bilge güzellik, tam o sırada caza başlamasın mı? kendi halinde, 2 gram müzik, 3 yudum şarapla yazıp çizdikleri ile, sakin görüntüsü altında bir kaplan beslemesiyle, aynı anda taşıdığı üç çantasıyla, eve günlerce uğrayamadan çalışmasıyla meşhur bir sanat emekçisi. hiç yaşlanmayacak olanlardan. lisede satranç şampiyonuymuş, çok acayip lan.
http://t24.com.tr/yazarla...-salyangoz-satanlar,14480
tapıcaz, az kaldı. haddinden fazla şeytan tüylü. sabaha kadar rüyamda gördüğüm lady. keşke benim öğretmenim olsa.
o artık bir doktor.
görsel
(bkz: phd)
tunceli'ye gittim dersim'den döndüm adlı son kitabıyla hepimizi selamlamış yazar-doktor.