bir miktar abartıldığını düşünmekle beraber Türk tiyatro ve sinemasının en önemli oyuncularından biri. ayrıca 'oyuncu olmasaydım hasta olurdum' diyerek lafı yerli yerine oturtmuştur.
tatlı hayat dizisinde canlandırdığı ihsan yıldırım karakterindeki muhteşem oyunculuk yeteneğiyle hafızalara kazınmış zuhal olcay'dan boşandıktan sonra evlendiği aşkın nur yengi'den bir de çocuk sahibi olmuş ayrıca bir dönem de shaktar adlı yabancı yapımı bir filmde rol almış yetenekli oyuncu. gönül isterdi ki kendisini iyi yapımlarda daha çok görelim fakat güzel yurdumda ancak "hırsız var" gibi eblek bir filmde rol almıştır.
ses tonuna hasta olunası, oyunculuğuna hayranlık duyulası sanatçı. türk tiyatrosunda-sinemasında şüphesiz ki bir markadır.
mesleğindeki alkışlanası başarısı karşında önümü iliklerim lakin bir asalet sembolü olarak gördüğüm zuhal olcay'dan ayrılış şeklinden dolayı bir türlü eskisi kadar sevemiyorum kendisini.
ne yaşandığını elbette ki bilmiyorum. lakin evliliğini bitirirken seçtiği yol zuhal olcay'ı aldatılmış daha sonra da terkedilmiş gibi göstermiştir. ve böyle bir ayrılış haluk bilginer adına hiç mi hiç yakışmamıştır.
bir diğer rahatsızlığım da kendi kanından bir bebeği olduğu zaman * manevi anlamda babalık yaptığı zuhal olcay'ın kızını hiçe saymasıdır.
dediğim gibi ne yaşandığını bilmiyorum. ama gördüğüm, duyduğum, bildiğim budur.
her izleyişte hayranlığımızı arttıran, gözlerimizi ve kulaklarımızı alamadığımız, tepeden tırnağa gerçek bir sanatçı. herkese kolay kolay hayran olmayanlara, hayranlığın ne olduğunu öğreten adam.
Katıldığı Anında Görüntü Show'da sadece oyunculuğu ile değil aynı zamanda sesi ile de iddialı ve yetenekli olduğunu ispatlayan Türkiye'nin en değerli ve yetenekli oyuncularından biri.
liseyi izmir türk kolejinde okumuştur. sağlam bir kaynaktan* aldığım bilgiye göre okulun tiyatro merasimlerinin değişmez ismiymiş. o zamandan tiyatro hastasıymış yani.
2008 nisanında ankara'da sergileyeceği oyununu sabırsızlıkla beklemekteyim.
son dönemler de türkiye`nin yetiştirdiği ender sanatçılardan biridir haluk bilginer. hem de öyle koftiden yapmacık sanatçılardan değil. gerek tiyatral geçmişi, gerekse de üstün karizmasıyla bulunduğu konuma hak ederek gelmiştir. malesef ki millet olarak değer veremediğimiz tiyatro ve sinemamıza kısıtlı olsa da elinden geldiğince büyük katkılar yapan bu kişi öldükten sonra kıymetinin daha da anlaşılacağından hiç şüphem yok.
uğur polat, taner birsel, haluk bilginer ve daha bir kaç kişinin reklamı olmayabilir ama sessiz ve derinden onları takip eden ufacık ama büyük bir izleyici kitleleri var.
hacivat karagöz neden öldürüldü adlı filimde çoktan ustalık dönemine girdiğini tekrar tekrar ispatlamıştır. Medyatik olmaya çalışmadan, işini iyi yaparak ve yeteneğine inanarak Türkiye gibi bir ülkede bile neler yapılabileceğinin kanıtıdır. Oynadığı dizilerde bile para için yapmışlık hissi yoktur.
Belki ingiltere'de hayatına devam etseydi dünyaca ünlü bir oyuncu olabilirdi. Öyle ya da böyle, bilerek ya da bilmeyerek ürünlerini memleketinde sergilemeyei tercih etti.