görevlerinden bazıları, sürekli yolcularla tartışmak ve herkesi otobüsün arkasına gitmeyi teşvik etmektir. bazen coşarak kavgaya da neden olabilirler, ancak linç tehditine karşı bunu her zaman yapmazlar, genelde otobüsün boş olmasını beklerler.
parayı alıp bileti, nedense, istemedikçe vermeyen ve biletini isteme hususunda zaten müthiş duyarlı(!) olan sevgili türk halkı sayesinde sadece istanbul'da, 2000 yılında 500 küsür milyar liralık vergi 'sızıntısına' yol açan 'adamlar'...
tipin önde gidenleridir. arka taraflarda bir kişilik boşluk olduğunu görmeleri ile, ''dünya kadar yer var arkada'' demelerini aynı saniyeler içerisinde gerçekleşir.
15 saatlik yolculuktan sonra bursa teminal otobüslerinde karşınıza çıkan **,uykusuz pespaye halinizin aksine uykusunu almış sırıtık karnı tok haliyle öğrenci kimliği soran,kimliğinizi bulamayınca tam bilet kesen adamlardır
parayı alıp bileti vermeme gibi garip bir huyları vardır *. vergisiz kazanca meyilli ve ya meyillendirilmiş kişilerdir.
bir kişinin öğrenci olduğunu sadece pasodan anlayabilirler bunlar; lise yıllarında tam takır giyinmişim, kravat bile çıkmamış yerinden, sadece pasom eksik, öğrenci olduğumu kanıtlayamamışlığım vardır. üstelik bir kimya ve bir de edebiyat kitabı varken koltuk altımda! sanki ben sırf yüzbin lira * vermemek için bütün gün lise takımıyla geziyorum değil mi? hatta bu da yetmemiş kitap almışım iki tane! ceketin sol üstünde armam da var, okul da otobüs durağının hemen arkasında, orayı kullanıyorum ki anlaşılmasın öğrenci olmadığım değil mi biletçi bey?
paranoyaklar galiba birazda.* gözlerinde ki "yermiyim lan ben bu numaraları" bakışını daha önceden farketmeliydim.
Bir nevi danışma görevide görürler.. ineceği durağı bilmeyenlere durağı hatırlatır, "yahu burayı yeni mi kazdılar" şeklinde sorulara da cevap verirler..
