haliç te yaşayan simonlar dün devlet bugün cemaat

entry93 galeri2
    1.
  1. eskişehir emniyet müdürü hanefi avcı'nın yeni piyasaya çıkan kitabının adı.

    alıntıdır.

    Susurluk olaylarında devletin içindeki çeteleri açıklayan, görev yaptığı her yerde yolsuzlukla mücadelede isim yapan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Haliçte yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat adlı bir kitap yazdı.

    Emniyet Müdürü Avcı, kitabında "Ergenekon" ve "Balyoz" davalarını, polis teşkilatının içindeki cemaatlerin nasıl örgütlendiğini, CHP eski lideri Deniz Baykalın istifasına yol açan kasedi, generalleri istifaya zorlayan telefon konuşması kayıtlarını ve Türkiyeyi derinden sarsan daha pek çok olayı sorguluyor.

    Avcı, kitabında son dönemde gördüğü tabloyu şu şekilde tasvir ediyor; Gördüğüm manzara korkunç; kadrolu devlet adamları devleti yönetmiyor, Emniyet Genel Müdürü, hatta içişleri Bakanı haklı olduğunu bildiği bir kişiyi, doğruluğundan emin olduğu bir olayı ya da davayı savunamıyor, güvendiği ve inandığı adamları tuzağa düşürülüyor, haysiyetleri ile oynanıyor ama onlar bu kişilere sahip çıkamıyor. O zaman bu teşkilatı kim yönetiyor? Bu kamu gücünü kimler gasp etmiş kullanıyor, gücün sahibi olması gerekenler ellerindeki gücün gaspına neden ses çıkarmıyor, güçlerini geri almak için çabalamıyorlar?

    Dinleniyoruz, hepimizi dinliyorlar korkusunu hiçbir zaman ciddiye almadığını ama kendisinin de kanunsuz şekilde dinlendiğini keşfettiğinde büyük bir şok yaşadığını anlatan Avcı, binlerce insanın aynı şekilde dinlendiğini, hâkimlere, savcılara bu kayıtlarla şantaj yapıldığını belirtiyor.

    Kitabında pek çok konuya değinen Hanefi Avcı, "Ergenekon" davası ile ilgili şu açıklamaları yapıyor; ;Ergenekon örgütünün varlığı konusunda yazılı belge, doküman, örgütsel faaliyet sayılabilecek bazı ilişkiler varsa da eylemleri konusunda hiçbir ciddi emare yoktur. Geçmişte Türkiyede meydana gelen pek çok olayın (Malatya'daki Zirve Yayınevi Katliamı, Rahip Santoro Cinayeti) Ergenekon örgütü tarafından gerçekleştirildiği iddia edilerek epey bir süredir uydurma tanık vs. aranmaya başlandığı net olarak görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak değil, Ergenekonla irtibatlandırmak olduğu açıkça ortadadır.

    iHBAR EDiYORUM

    ihbarda da bulunan Avcı, devlete ait olanların dışında da izleme ve dinleme aletleri olduğunu söylüyor.

    Avcı, Kozmik odalarda birkaç gün süren aramalar yapıldı. Burada hangi şüphe ve delil vardı, hangi iddialar üzerine buralar arandı? Şimdi ben açıkça adres veriyorum, hukuksuz dinleme ve izlemeler var, bunları dilekçemde belirttim. istihbarat Dairesinde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur, buralar neden aranmaz?

    Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söylüyorum. istanbul Emniyet Müdürlüğü istihbarat Şubesi neden denetlenemez? istihbarat Daire Başkanlığında arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur dedi.

    'DEVLET ELE GEÇiRiLMiŞ'

    Devletin belli bir örgütün elemanlarınca ele geçirildiğini ifade eden Avcı, kitabında bu konuda "Olay bir örgütün, cemaatin devlet içerisindeki elemanları vasıtasıyla yürüttüğü örgütsel bir faaliyettir, karşımızdaki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgütün-cemaatin elemanlarıdır. Devletin hukukunu değil, cemaatin talimatlarını yerine getirmektedirler. istanbul, Ankara, Erzurum ve izmir'deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkça gözükmektedir.

    Özel yetkili savcılar tarafından bu iller dışında gözaltına alınan ya da aranan kişiler hakkında karar çıkarmadan önce kimlik, iş ve ev adresleri gibi bilgilere ihtiyaç vardır. Normalde bu bilgiler o illerin savcıları veya çok uygun olmasa da Emniyet Müdürlükleri üzerinden resmi yazışma yoluyla temin edilmesi gerekirken, bugüne kadar hiçbir yazışma yapılmamıştır. O halde bu bilgiler nasıl temin edilmiştir?" diyerek illegal ilişkilere dikkat çekiyor.

    GRUBA BAĞLANMIŞ POLiSLER

    Hanefi Avcı, eskiden beri polislerin birbirini koruduğunu ve kolladığını ifade ederek, yıllarca omuz omuza mücadele verince kurum içinde bu tür ilişkilerin geliştiğini anlatıyor.

    Fakat son dönemde yeni bir tür polisin türediğini iddia eden Avcı bu konuda, Oysa şimdi işler değişti. Bir grup polis kritik noktaları ele geçirmiş, diğerlerine suç isnadını da aşan resmen iftira atmaktan geri durmuyor. işlenmiş bir suçu aydınlatmak gibi bir amaçları yok, tahkikat sırasında dinleme ve izleme yaparken temiz ve dürüst olduklarını bildikleri, birlikte çalıştıkları kişilere iftira ediyorlar.

    Şunu artık bilmeliyiz ki karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tâbi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz diyerek bir ölçüde meslektaşlarını uyarıyor.

    'BAYKAL BAŞBAKAN OLUNCA ŞANTAJ YAPILSAYDI...'

    CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da kaset konusuna değinen Avcı, bu kasedin Baykal'ın başbakan olması durumunda şantaj için kullanılması halinde neler olabileceğini sordu.

    Baykal'ın gizli kamerayla çekilen görüntülerini içeren kaset olayını kim yaptı, niçin yaptı? Baykal bu ülkede muhtemel başbakan adaylarından biriydi, ülkenin ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak konjonktürün değişimine göre her zaman başbakan olması ihtimal dahilindeydi. Bu video görüntüleri daha önce çekilmiş.

    Baykal başbakan olsaydı ve ülke için kritik bir karar arifesinde birileri çıkıp elimizde bu görüntüler var, eğer şöyle davranmazsanız bunları kamuoyuyla paylaşacağız deseydi acaba durum ne olurdu? Acaba kaç bakan, kaç genel müdür, kaç komutan veya onların eşleri ve çocukları hakkında da bu veya benzeri görüntüler mevcuttur? Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e yönelik hazırlanmıştı, bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok.

    NE YAPILMALI?

    Hanefi Avcı, kitabında yaşanan durumların düzelmesi için de şu önerilerde bulunuyor; Özel yetkili mahkemelerin tüm hâkim ve savcıları emsali hâkim ve savcılarla değiştirilmelidir, bu sağlanmadan cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatı güvencede olamaz. (ntvmsnbc)

    CHPLi VEKiL: "YILLARDIR SÖYLÜYORUM"-

    CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Avcının kitabında yer alan değerlendirmeler için, şöyle dedi:

    "Benim yıllardır söylediğim bir hadise. 5 yıldan bu yana dile getirdiğim endişeleri doğruluyor. Bugün şudur; artık cemaate mensup okulların, dershanelerin, şirketlerin idari ve adli denetim dışı olduğu görülüyor. Bu yönüyle kayıt dışı yapılanma var. Bu kayıt dışı yapılanma ekonomik ve siyasi olarak destekler hale gelmiş durumdadır. 25 milyar dolar rakam kayıt dışı denetim durumunda. Bu rakamın bugün 100 milyarı aştığını söyleyebiliriz. Böyle bir güçten söz ediyorum."
    --"DEVLETiN MEMURU YERiNE CEMAAT VE PARTi MEMURU GELDi"-

    Endişe verici olan tablonun kamu yönetimine, devlet yönetimine gelen memur tipi olduğuna dikkat çeken Kart, "Parti memuru ve cemaatin memuru, AKP'nin memuru. Bunlar çoğu zaman dayanışma içinde. Zaman zaman da partinin memuru ile cemaatin memuru çekişme içine giriyor. izlenme ve dinlenme birimlerinde cemaatin memuru egemen durumda. Artık kurumlarda kıdem, liyakat dışı yapılanma olduğu için kurumlar işlerliğini kaybediyor. Bu devleti çökertmenin setret yapılanmasının bir yoludur, bir yöntemidir. Kim hedef alınıyor: Yüksek Yargı ve TSK hedef alınıyor. Öylesine vahim bir tablo ki, birkaç yıldır ÖSYM merkezli sınavlara olan güven kaybedildi, polis sınavında da bunu görüyoruz. Soruların servis edildiğini görüyoruz" dedi.
    --"CEMAAT DEVLETiN iSTiHBARATINI KONTROL EDiYOR"-

    "Cemaat artık devlet istihbaratını kontrol eden ve yönlendiren bir durumdadır. Ama bir diğer vahim nokta; bu cemaat, dış istihbarat odakların yönlendirmesine tabidir" diyen Kart, cemaat yapılanmasının referandum sonuçlarıyla ilgili de devreye gireceğini belirterek, şöyle dedi:

    "Cemaat yapılanması referandumda evet çıktığı takdirde HSYK seçimlerine doğrudan müdahale olacaktır. Şimdiden bu çalışma bakanlık inisiyatifinde sürdürülüyor. Cemaatle işbirliği içinde sürdürülüyor. Türkiye'nin 7-8 bölgeye bölerek, her bölgeye seçilecek hakimlerin belirlendiği, bu referandumun en büyük tahribatlarından biri olacak. Bölen, sabote eden bir tablo olacak."
    --"CHP 2007DEN BERi DiNLENiYOR"-

    Üç temel tarihin önemli olduğuna dikkat çeken Atilla Kart, şöyle dedi:

    "4 Mayıs 2007 Dolmabahçe görüşmesi. Haziran 2007 CHP'nin kurumsal olarak dinlenmesi; hâlâ dinlendiği kanısındayım. Bu fiilen yapılıyor. Bu parti memuru, cemaat yapılanmasının sonucudur. 5 Kasım 2007 Erdoğan-Bush görüşmesi. Bu üç tarih birbirini beseleyen, tetikleyen, üreten özellikleri taşımaktadır." (ANKA)
    27 ...
  2. 2.
  3. Çok önemli. Bu başlığı açacaktım ki zaten açılmış. Rahmetli hablemitoğlunun öldürüldüğü sırada basılmak üzere olan kitabının devamı gibi. tarihi bir hizmet. Dillandirilmeye korkulan gerçeklerin, bizzat bu işlerin içinden birisince anlatılması, ne olup bittiğinin ispatı gibi. halen görevde olması cesaretini de gösteriyor. Helal olsun Hanefi Avcıya.
    20 ...
  4. 3.
  5. fetullahçıların pis ağızlarına almamaları gereken demokrasi gibi ulvi kavramların nasılda kendi diktalarını kurmak için ellerinde oyuncak olduğunu, sinsi sinsi yol alırken atmadıkları iftira ve çamurun kalmadığını görmek isteyenlere yeterli gelebilecek kitap. sabırsızlıkla bekliyoruz.
    15 ...
  6. 4.
  7. mutlaka alınması gereken kitaplardandır efendim, kitap yurdunda fiyat 17.50 dir.
    9 ...
  8. 5.
  9. akp militanlarına okutulması gereken kitap. ben hatamı anladım dönüyorum diyene ben alıp göndereceğim.
    15 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. feedbacke gelin. (#9098699) o kadar paranız var lan. tuta tuta bu savunmayı yaptınız. bu mu yani vekalet. resmen kendini ele vermişsin hacım.

    (bkz: russell paradoksu)
    3 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. emekli olmadan böyle bir kitap çıkartacak kadar yürekli, fetoşcular gibi kahpe ve sinsi olmadığı için hanefi avcı'yı tebrik ediyorum. hayırlı olmasını diliyorum.
    19 ...
  16. 10.
  17. henüz görmedik ama, önemli bir kitap olduğu ve önemli bilgiler içerdiği görülüyor. bir çok bilinmeyeni aydınlatacağından eminim.

    ama bir ergenekon savunması olarak düşünüldüyse, doğrusu pek işe yarayacağını sanmıyorum. en azından, insanların kafasındaki soruları gideremeyecektir. malatya'daki zirve olaynın "münferit vak'a" olduğunu ispatlayamayacaktır. bir çok olayın içinde gizli ve yasadışı bir güçün parmağı olduğu gerçeğini saklayamayacaktır.

    eğer bazı gerçekleri açıklamak için yazıldıysa zevkle okuruz; ama eğer bazı gerçekleri saklamak için yazıldıysa değeri yoktur...
    2 ...
  18. 11.
  19. tanım: üst düzey bir emniyet mensubu tarafından cemaat hakkında yazılan kitap.

    the taraf'ın mehmet baransu ve okyanus üstü uçamaz raporu bulunan emniyet mensubu emrullah uslu gibi yazarları topa girdiğine göre önümüzde şenlikli günler var demektir. kullanılacak argümanlardan birinin alınmayan terfi ve ikbal meselesi olacağı belli oldu. mehmet baransu'nun böyle bir son yakışmadı minvalindeki yazısıda silivri yollarını gösteriyor.
    1 ...
  20. 12.
  21. yakın bi tarihte toplatılcağını düşündüğüm için kısa zamanda temin ettiğim kitapdır.zira her an toplatılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
    5 ...
  22. 13.
  23. istanbul'daki pek çok kitabevinde yok satan hanefi avcı kitabı.
    öyle ki bazı kitapçılar salt prestij kaybetmemek uğruna farklı kitabevlerinden 100'den fazla miktarda kitap temin ederek alış fiyatına kitabı müşterilerine satmışlardır.
    4 ...
  24. 14.
  25. angora yayıncılık tarafından yayımlanan kitap. lakin bir husus var ki böyle sansasyon yaratacak derecede muhteviyata sahip bir kitap piyasaya çıkarttıkları şu dönemde internet siteleri bakım çalışması nedeniyle kapalı vaziyettedir.*
    2 ...
  26. 15.
  27. "roma'yı da cemaat yaktı" alt başlıklı ikinci cildinin hazırlandığı yönünde duyumlar olan kitap. en yakınındaki isimler birer birer görevlerinden alınırken ya da meslektaşları tarafından suçüstü yakalanırken kendisinin de beklediği koltuklara oturamaması sonucu düne kadar destekçisi olduğu ergenekon soruşturmasının alyhine yazdığı iddia edilen emniyet müdürü icraatıdır. bu kitap elbette çok tartışılacak ve herşeyi cemaat yaptı şeklindeki basit ve toptncı tavrından dolayı nihayetinde yazarının kamuoundaki imajını zedeleyecektir. tamam cemaat mensuplarının farklı yerlerde bulunduğu gerçeği var ama ülkeyi onlar yönetiyorsa neden hala cemaatin başı ülkeye gelmekten imtina ediyor ve prvokasyon olur diye korktuğunu ima ediyor? yoksa roma'yı yakacak kibriti mi bulamıyorlar?
    1 ...
  28. 16.
  29. ankara dost kitapevinden kitabı aldığım sırada (5 dk içinde) benden hariş 6 kitap satıldı. en çok satılanlar reyonunda yerini almıştı. kasiyere "kitabın satışı iyi heralde" dediğimde "çok feci" cevabını verdi. kitap 600 sayfa. kitabın yarısı hanefi avcı'nın emniyette geçen uzun yıllarından ilginç alıntılar, olaylar, sistemin işleyişi hakkında trajikomik, ilginç ve bazen cansıkıcı olaylara yer verilmiş. ikinci kısım sansasyon yaratan cemaatin devlet içindeki yeri hakkında.
    3 ...
  30. 17.
  31. en ünlü online kitap satış mağazası kitapvyurdunda birinci sıraya yerleşmiştir.
    şuradan listeyi görebilirsiniz.
    1 ...
  32. 18.
  33. cemaatin artk sinsi bir virüs olduğu ortaya çıkmıştır. virüsü yok etmenin yollarını açmak için ilk önce hayırdan geçer.
    6 ...
  34. 19.
  35. bu kitapla yandaşlar tutuştu tabii. iyi bilinmelidir ki ağızlarına sakız ettikleri allah doğrularla beraberdir ve doğru er geç ortaya çıkar. bu kadar yalan, dolan ve iftirayla bi de dine hizmet ediyoruz iftirasında olanların ahirette vay haline. allahın azabı şiddetlidir. dünya saltanatı için değmez. benden demesi..

    http://www.odatv.com/n.ph...i-bir-belgedir-2308101200

    nihat gençin konuyla ilgili yazısı

    türkan saylan öldü gitti, yaşlı kanser hastasının evi arandığı gece tv'ye çıkan nazlı ılıcaklar ne diyordu: iddialar var efendim, iddialar. karşı taraf delil yok belge yok, kanunsuz isnatsız yaka paça insanları tutukluyorsunuz diye çırpındıkça, her allah'ın akşamı yüz çeşit tv'ye çıkıp iddialar var efendim efendim yaygarasını bastılar. erol manisalı alındı belge sorduk, iddialar var efendim dediler, kanadoğlu'nun evi arandı belge sorduk, iddialar var efendim, ilhan selçuk niye alındı, iddialar var efendim. bu ergenekon balyoz haksız tutuklama sürecinin adını, 'iddialar var efendim' diye koyabilirsiniz.
    ve tuncay güney gibi saçma sapanlığı amatörlüğü karışıklığı tezviratı çok açık bir kişinin türkiye'de yaşayan herkesi acı acı güldüren komik iddialarına trt'leri açtınız, yüz çeşit haber bülteni sabah akşam yayın yaptı..
    yetmedi, şaibeli gizli tanıkların ifadeleri kaç yıldır manşetlerden inmiyor, yetmedi, pkk itirafçılarının her uydurduğu kahpece tezgah sözler her akşam tv programlarında saatlerce günlerce aylarca ve yıllarca tartışılıyor..
    şimdi, eski bir istihbarat daire başkanı ve bugün emniyet müdürlüğü yapan ve geçmiş siciline kimsenin dil uzatamayacağı bir devlet görevlisi türkiye'deki ortaçağ devlet yapılanmasının tam anlamıyla cemaat tarafından yönetildiğini söylüyor. ve düne kadar suçlayan, iftira atanlar hemen 'savunma' pozisyonuna girdiler.
    ne diyorlar savunmalarında, hanefi avcı'nın elinde belge yok, delil yok...
    düne kadar saldırılan bizdik ve delil yok belge yok diye canımız yanarak haykıran bizdik..
    şimdi cemaatçiler ve cemaatseverler 'belge yok, delil yok' diye savunmaya geçtiler..
    roller hanefi avcı'nın bir kitabıyla bir günde değişti..
    ancak türkiye'ye yıllardır hukuk nizamı vermeye çalışan ve yıllardır bize evrensel hukuk incileri söyleyenlerin hukuk bilgilerinin sıfırın altında olduğu da bugün itibariyle ortaya çıktı..
    sayın cemaatseverler, belge yok diyorsunuz, hanefi avcı sorgulanır ne olup olmadığı daha iyi anlaşılır.
    taraf gazetesi'ne kimlerin postaladığı bilinmeyen, fotokopi kesme yapıştırma, halen tübitakından teknolojik kriminal merkezlere kadar kimsenin anlayamadığı her sayfası tartışmalı bavullar dolusu kağıtların her biri belge oluyor, kamuoyunda bir yıla yakın tartışılan şaibeli ıslak imzalar belge oluyor, telefon kayıtları belge oluyor, ama hanefi avcı'nın kitabı belge olamıyor hanefi avcı şaibeli kopya bir kağıt parçası değil, canlı canlı karşınızda. halen görevde. sicili temiz. hatta bir dönem çok sevdiğiniz çok yakınınız.
    bilmeniz gereken şudur, bir istihbarat daire başkanının kendisi 'belge'dir.. halen görevde ve sicili temiz bir emniyet müdüründen daha gerçek ve daha büyük hukuki belge yoktur.
    yıllardır başımıza alikıran başkesen savcı hakim avukat hukukçu özgürlükçü kesildiniz ama hukuki bir belge'nin ne olup olmadığını hala bilmiyorsunuz..
    bir daha öğrenin, bu bir gizli tanık, bir pkk itirafçısı değil karşınızdaki.. öğrenin, istihbarat daire başkanının kendisi belge'dir..
    öğrenin en değerli hukuki kanıt listesinin başında devletin emniyet müdürleri'nin şahitliği gelir
    8 ...
  36. 20.
  37. referandum öncesi ergenekon ve balyoz davalrına ilişkin hassas bir zamanda alalacele yazılmasını manidar bulduğum ama uzaktan değerlendirme yapmamak için an itibariyle okuduğum...kendisi ve yakın ekibinin niye daha üst makamlarda değerlendirilmiyor psikolojisiyle yazıldığını düşündüğüm kitap...

    bakın ergenekon davasında masumiyet karinesinden bahsedenler bir anda delilsiz cemaati suçluyorlar.
    0 ...
  38. 21.
  39. şu an kitapçılarda 2.baskısı beklenen eser.

    yok satıyor yani.
    2 ...
  40. 22.
  41. dün kitabı almak için birçok kitabevini aradım, bakanlık tarafından satışının yasaklandığını söylediler bana, ne derece doğru bilmiyorum ama doğruysa yazık güzel ülkemin düştüğü durumlara.
    2 ...
  42. 23.
  43. kitabın isimide kitapta şu şekilde açıklanmıştır;

    Simonlar... Onlara empoze edilmiş, beyinlerine işlenmiş örgüt gerçekleri uğruna savaşıyorlar, bu gerçekler uğruna ölümü göze alıyorlar, bunun dışındaki haksızlıklara ses çıkarmıyorlar... itaat kültürünün hakim olduğu, grup menfaati için itaatin istendiği her yerde Simonlar var.
    Haliç... Haliç bir zamanlar inanılmaz kötü kokuyordu. Midem bulanıyordu, Haliçten geçmek benim için ölümdü... Fakat Haliçin etrafında yaşayanlara bakıyordum, onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta piknik yapıyordu. Bu durum bana çok tuhaf gelmişti. Demek ki insanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor. Türkiye için de aynı şey sözkonusu...

    Bir örgüte ideolojik bir gruba ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve özgürlüğünü kaybedip, o grubun liderliğinin iradesine kendini teslim ediyorsun. Yanlış ya da doğru diye birşey kalmıyor, grubun amaçları her şeyi belirliyor, hak da adalet de izafi hale geliyor. Tıpkı Simondaki gibi... Şunu artık bilmeliyiz ki, karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tabi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz... (bkz: işte ben buna kapak derim)
    19 ...
  44. 24.
  45. 25.
  46. Evet öncelikle hayır..Şu anda başsavcı soruşturma açmış. Tabii, Deniz lambasına dönerse fena.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük