mustafa armağan fıkralarından birisidir. bir sinan meydan yazısıyla karşılık verelim meşhur edebiyat mezunu tarih alanında hiç bir akademik çalışması olmayan fıkracımıza.
--spoiler--
YALAN VE ÇARPITMA!
SEN BiR TARiH YALANCISISIN: Hilafetin kaldırılmasını ingilizler Şart Koşmuştu diye bir yazı kaleme alan Mustafa Armağan, sözüm ona bir de belge sunmuş: Belgeye bakın da hizaya gelin: Üzerinde Kral V. Georgeun 10 Ocak 1924 günü Avam Kamarasına yaptığı belirtilen konuşmanın Türkiyeyi ilgilendiren paragrafında Lozan onaylanır onaylanmaz yeni bir çağ açılacağı söyleniyor. Yani burada geçen YENi BiR ÇAĞ AÇILMASI ifadesini Mustafa Armağan, ingilizlerin Türkiyeye Halifeğilin kaldırılmasını şart koştukları şeklinde yorumlamış. Yani gözlerimizin içine bakarak ÇARPITMIŞ ve YALAN YAZMIŞ Lozan onaylanır onaylanmaz yeni bir çağ açılacağı ifadesinden Türkiyede halifeliğin kaldırılmasının kastedildiğini çıkardığına göre Mustafa Armağan bir medyum olsa gerek!
iNGiLiZLER HALiFELiKTEN KORKUYOR YALANI
En büyük Cumhuriyet tarihi yalanlarından biri ingilizlerin halifelikten korktukları ve ne yapıp edip halifelikten kurtulmak istedikleri şeklinindedir. Hiçbir bilimsel temeli olmayan, tamamen düz siyasal islamcı mantığı önermesi olan bu tez, Atatürkün genç Cumhuriyetini dinsiz ve ingiliz işbirlikçisi göstermek için kurgulanmış yalan ve aslında komik bir tezdir. Çünkü 1920′lerde ingilizlerin Hilafetten korkmalarını gerektirecek hiçbir durum yoktur. Birincisi ingilizler, 1914-1918 arasındaki I. Dünya Savaşında HALiFELiĞiN Osmanlı adına hiçbir işe yaramadığını çok iyi görmüştür. ikincisi 1918-1922 arasında HALiFE zaten ingilizlerin kontrolündedir. Üçüncüsü Halifelik var olduğu ve ingilizler Halifeyi kontrol ettikleri sürece HALiFELiK Müslümanlardan çok, milyonlarca Müslümanın yaşadığı sömürgelere sahip olan ingilizlere yarayacaktır.
iNGiLiZLER, HALiFELiĞiN KALDIRILMASINI iSTEMiYORDU
Cumhuriyet tarihi yalancılarının iddialarının aksine, o günlerde aklı başına ingilizler Hilafetin kaldırılmasını hiç istemiyorlardı. Bu nedenle Hilafetin kaldırılması gündeme gelince Hint Müslümanı görünümünde, ama gerçekte ingiliz ajanı iki kişiye (Emir Ali ve Ağa Han) Başbakan ismet Paşaya gönderilmek üzere HiLAFETiN KALDIRILMAMASINI iSTEYEN bir mektup yazdırmışlardı.
ingilizlerin planı: Kurtuluş Savaşının ardından firari padişah VAHDETTiNe sahip çıkarak, onun HALiFELiK YETKiLERiNi kullanıp, ingiltereye karşı ayaklanmış olan MISIR ve HiNT MÜSLÜMANLARINININ isyanlarını önlemekti. ingilizler, HALiFE ve HALiFELiK ARTIK BiZDE propagandası yaparak kendilerine başkaldıran HiNT MÜSLÜMANLARININ başkaldırılarını engellemeyi amaçlıyordu. ANCAK iNGiLiZLERiN BU OYUNLARINI ATATÜRK BOZMUŞTUR. Atatürk, VAHDETTiN ingilizlere sığınıp yurt dışına kaçar kaçmaz, ingilizlerin, Vahdettinin HALiFELiK YETKiLERiNi KULLANACAKLARINI anlayarak hemen yeni bir halife seçtirip (ABDÜLMECiT EFENDi) Vahdettinin halifelik yetkilerini o yeni halifeye verdirmiştir. Böylece ingilizlerin Vahdettinin halifelik yetkilerini kullanarak HiNT MÜSLÜMANLARININ BAĞIMSIZLIK ATEŞiNi SÖNDÜRMELERiNi engellemiştir. Vahdettinin halifelik yetkilerini kaybetmesi üzerine ingilizler de VAHDETTiNe tekmeyi yapıştırmışlardır. Böylece firari padişahın sefaleti de başlamıştır.
ATATÜRK, hem ingilizlerce HALiFELiĞiN istismarını önlemek, hem de Cumhuriyet karşıtlarının HALiFELiK etrafında toplanıp rejim düşmanlığı yapmalarının önüne geçmek için 3 Mart 1924′te HALiFELiĞi kaldırmıştır.
Üstelik TBMM Halifeliği kaldırırken Atatürk, Halifelik TBMMnin manevi şahsında saklıdır diye bir madde ekletmiştir. Böylece ingilizler başta olmak üzere emperyalist ülkelerin kaldırılmış halifeliği yeniden canlandırıp istismar etmelerini de önlemek istemiştir.
Halifeliğin kaldırılması iSLAM DÜNYASINDA HiÇBiR OLUMSUZLUĞA YOL AÇMADIĞI GiBi, HiÇ BiR iSLAM ÜLKESi DE HALiFELiĞE SAHiP ÇIKMAMIŞTIR. DAHASI iSLAM ÜLKELERiNDEKi BAZI MÜSLÜMAN KANAAT ÖNDERLERi ATATÜRKÜN HALiFE OLMASINI iSTEMiŞTiR. Atatürk bu teklifi, Türkiye gibi bütün islam ülkeleri bağımsız olmadıkça Halifeliğin islam dünyasının hiçbir işine yaramayacağını belirterek geri çevirmiştir. Aslında 20. yüzyılda Halifelik Müslümanlardan çok Müslümanları sömürenlerin işine yaramıştır. Bilindiği gibi Osmanlı, I. Dünya Savaşında HALiFELiĞi kullanıp cihat ilan etmiş, ancak dünya Müslümanları bu cihat çağrısına olumlu cevap vermedikleri gibi ARAP ve HiNT MÜSLÜMANLAR iNGiLiZLERiN YANINDA OSMANLIYA KARŞI SAVAŞMIŞTIR.
Ayrıca zannedildiği gibi Halifelik islami bir gereklilik de değildir. Dört halifenin sonuncusundan itibaren halifelik bir oyuncağa dönüşmüştür. islam dünyasında aynı anda birkaç halife hüküm sürmüştür. Osmanlı Devleti de Halifeliğin gücünü neredeyse hiç bir dönemde kullanmış değildir. Bu konuda yazılanların tamamı hamasetten başka bir anlam ifade etmez.
EMPERYALiZM HER ZAMAN PADiŞAHLAR, HALiFELER, DiKTATÖRLER iSTER
ŞURASI UNUTULMASIN Ki: Emperyalizm bir milleti kontrol etmektense, adı sultan, padişah, kral, diktatör veya halife olan bir adamı kontrol etmenin çok daha kolay olduğunu bilir. Bu nedenle ulusal egemenliğe, milli iradeye, cumhuriyete karşıdır. Emperyalizim her zaman kendi kuklası durumunda padişahlar/ halifeler ister. Nitekim bugün bile emperyalizmin güdümündeki islam dünyasında kukla diktatörler vardır. Emperyalizm Kurtuluş Savaşı sırasında padişaha/halifeye sahip çıkmış, onu kullanarak Atatürkün etrafında gelişen milli iradeyi yok etmek için çok uğraşmıştır. Dahası emperyalizm Kurtuluş Savaşından sonra Lozan Antlaşması görüşmelerine bile Osmanlı Padişahının temsilcilerini çağırarak onlarla muhattap olmak istemiştir. Ancak ATATÜRK, KURTULUŞ SAVAŞI ile ANADOLU YAYLASINA GÖMDÜĞÜ EMPERYALiZMiN BiR DAHA TÜRKiYE ÜZERiNDE ETKiLi OLAMAMASI iÇiN, EMPERYALiZMiN KUKLASI DURUMUNDAKi PADiŞAHLIK/HALiFELiK GiBi TEK ADAM iDARELERiNE SON VERMiŞ, CUMHURiYETi iLAN EDEREK YÖNETiMi MiLLETE VERMiŞTiR. Özellikle ingilizler bu duruma çok üzülmüştür. irlandada M. Kolinse ve iran da Rıza Şaha Cumhuriyeti ilan ettirmeyen ingilizler, Türkiyede Atatürkün cumhuriyeti ilan etmesini engelleyememişlerdir. Üstelik Atatürk, adeta emperyalzimden intikam alırcasına Cumhuriyeti özellikle 29 Ekimde ilan etmiştir. Böylece 30 Ekimde ingilizlerle imzalanmış olan Mondros Ateşkes Antlşamasının intikamını almıştır.
EMPERYALiZMiN EN BÜYÜK HAYALi
Emperyalizmin hayali Türkiyenin eskiden olduğu gibi yine padişahlar/halifeler tarafından yönetilmesiydi. Çünkü onlar -daha önce de ifade ettiğim gibi- bir milleti kontrol etmektense bir adamı kontrol etmenin çok daha kolay olduğunu biliyorlardı Nietkim Osmanlının son yüzeli yılında bu durumdan çok ustaca yararlanıp Osmanlıyı bir sömürge haline getirmişlerdi.
Türkiye dışında bütün Arap-islam ülkelerinin bugün bile emperyalizmin güdümündeki diktatörlerce yönetilmesinin alameti farikası işte buradadır
--spoiler--
mustafa armağan iktidarın ve iktidarı besleyen güç odaklarının tarihçisi olarak, cumhuriyetle hesaplaşma oyununun tarihi ayağını tezgahlayan figürdür.
hayatını hizipçilik içerisinde cumhuriyet gerçeğini karalamaya adamış adamın ne yalan söylediği ile değil, neden yalan söylediği ile ilgilenmek daha mantıklı olacaktır.
cemaat legal ve illegal yolları kullanarak dört koldan devletin, milletin, geçmişin içini boşaltıp, yeni bir devlet, yeni bir millet, yeni bir tarih yazarken, bizim yalanlarla değil gerçeklerle uğraşma zamanımız geldide geçiyor bile.
taraf bir tarihçinin asla el atmaması gereken sözde yalandır.
yani siz gideceksiniz, tüm islam erklerinin ecnebi kuklası olduğu üzerine bir uydurma bir tarih yazacaksınız, yetmez gibi buna herkesin inanmasını bekleyeceksiniz. ebesinin amı ali sami derler adama.
şu açılmamış arşivlerden korktuğunuz kadar allah'tan korksanız evliyaydınız şimdiye kadar. siz bu korkunuzdan ötürü daha fazla palavrayla durumu kurtaracağınızı zannediyorsunuz. yazık.