kendisinin arap faşisti olduğunu düşünenler, gerçek hayat külliyatı ya da "islam dünyası harekete geçmek için uganda'nın gözünün içine baksa, varımı yoğumu uganda için seferber ederdim. ama islam dünyası türkiye'nin gözünün içine bakıyor" cümlesine;
fetullah gülen ile maddi-manevi hiçbir bağlantısı olmadan düşünceleri için her daim faaliyette olan, taktir edilesi 'adam'. hiçbir şeyi kirli bırakmayan abimiz.
fettullah gülen hocaefendinin Mavi Marmaradakilerin "Şehit olmaya gidiyoruz" diye yola çıktıklarını, bile bile ölüme gittiklerini, onların şehit sayılamayacağını söylemesi üzerine kendilerine şu cevabı vermiştir:
Öncelikle şunu ifade edeyim ki biz 'bile bile ölüme' gitmedik.
"israillilerin yolumuza çıkmayacaklarını, yolumuza çıksalar bile önümüzü kesmekle veya bizi rotamızı değiştirmeye zorlamakla yetineceklerini, gemimize saldırmayacaklarını umuyoruz; saldırırlarsa kendimizi savunuruz ama ölümüne değil; direnişimiz sembolik olur ve israillilerin gemiyi ele geçirmelerini engelleyemeyeceğimizi anladığımız yerde biter" diyerek gittik.
Aklımızdan "işin ucunda ölüm de olabilir" diye geçirdik tabii, fakat bu ihtimali göz önünde tutarak gitmekle 'bile bile ölüme gitmek' aynı şey değil.
Velev ki "Şehit olmaya gidiyoruz" diyerek gitmiş olalım; Gazzeli kardeşlerimizin mustarip olduğu korkunç ambargoyu yarmak niyetiyle yola çıkan, Allah yolunda mazlumların imdadına koşarken öldürülen dokuz arkadaşımızın "şehit sayılamayacağına" nasıl hükmedebiliyorsunuz?
Ashab-ı Kiram'dan Amr Bin Cemûh (radyallahu anh), Uhud'a, "Allâh'ım! Bana şehidlik nasîb et! Beni mahrum ve me'yûs olarak ev halkımın yanına döndürme!" diye dua ederek gitmemiş miydi? Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), Uhud'da katledilen bu zâtı "cennette gördüğüne" yemin etmemiş miydi?
...
...
...
Bizimle niye uğraşıyorsunuz Hocam?
Bizimle uğraşmakta niçin ısrar ediyorsunuz?
Ne adına, kimlerin hatırına?
Zât-ı âliniz ve cemaatiniz ile aramızdaki gönül bağını zedelememek için bizim gösterdiğimiz hassasiyeti siz neden göstermiyorsunuz?
HiZMET'e hürmet ve muhabbetimiz elbette baki; fakat Ümmet-i Muhammed'in ve bütün insanlığın kanayan vicdanını temsil eden Mavi Marmara aleyhindeki anlaşılmaz tutumunuzdan ötürü teessüflerimizi bildiririz, vesselam.
arkadaşı varmış da başka partiye oy verecekmiş de olaylardan sonra ak partiye vermeye karar vermişmiş.
yalancıyı dilenci siksin mi?
getir lan diycen o hayalinde yaşattığın arkadaşı şirket kurup hayali ihracat yapalım onla.
star gazete'de yazıyor.
bugünkü yazısını bir okuyayım dedim ahmet kekeç'ten sonra...
allah herkese akıl fikir versin öncelikle.
bunlar, bu isimler, öyle bir yandaş ki kalemlerinden bu cümleler çıkabiliyor.
yolsuzluk iddaalarına karşı tez üretmek ve bu iddaaların geçersiz olduğunu ifade edebilmek yerine padişahlarına daha da sıkıca bağlanmak gerektiğinden falan bahsediyor.
çünkü onlar bu operasyonun ''gerçek''liğiyle değil, kim tarafından yapıldığı ile ilgileniyorlar.
cemaat!
o zaman yolsuzluk varsa da safları sıkılaştırmak gerektiğine değirmenin suyunun kesilmemesi gerektiğine inanıyorlar.
böyle yaptıkları içinde gazetelerindeki köşelerinden bunları yazıyorlar.
onur, namus, şeref...
bir gün bu yazdığınız cümlelerden hesap sorulacak size...
halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyip, yalancılarla iş birliği yapıp onlara sahip çıktığınız için.
bence o kadar inançlı geçiniyorsan hakan efendi akp'ye üye olmak için ilçe teşkilatına değil en yakın cami'ye tevbe etmek için git.
ankara'da gokkuşağı çayocağına mütemadiyen takılan bir abimizdir. hiçbir zaman inandıklarından, imanından zerre ödün vermemiş başı dik, alnı açık güzel bir adamdır.