Bir insan ile bir hayvan arasındaki sadakatı, sevgiyi çok güzel işleyen; uzun süre etkisinden çıkamayacağınız, kaç yaşında olursanız olun hüngür hüngür ağlamanıza sebep olan filmdir.Biz insanlar olarak birbirimize bu kadar az saygı ve sevgi gösterirken, bir köpekten bu davranışları görmek çok duygulandırıyor insanı.
ablamın 10 günlük ısrarı üzerine izlediğim sonra bir kez daha ve bir kez daha izlediğim filmdir. o anlatılamayan ancak her daim beklenen değer yargılarını bir köpeğin penceresinden gösterir.
cok fazla film izlerim ve izlemeye calisirim calisirim ama nadiren aglayacak gibi olurum; bunda göz yaslarim akti yanaklarimdan, islatti kirpiklerimi...
o köpegin asaleti, sadakati, sevgisi nasil etkiledi anlatamam...
gercek bir hikaye oldugunu bilmenin verdigi hüzünde katlaninca, cok duygulandirdi.
bir an keske o köpek benim olsa o soğuğun altindan alip sarilabilseydim, isitsaydim hissi yasadim.
gerçekten insanı duygulandıran film. bugüne kadar bir filme ağladım bu iki oldu. galiba köpek sahibi olmanın ayrı bir yeri var. çok güzel izleyin. evet.
bugun trt'de bir kez daha izlediğimde salya sumuk eden mukemmel film. insanlarda o kopekteki sadakatin onda biri bile yok. bu yuzdendir ki hayvanlari insanlardan daha cok seviyorum.
Haçiko (10 Kasim 1923 8 Mart 1935) Odate'de doğdu. 1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Dr. Hidesabura Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi. Profesör Ueno, köpeğine Japoncada "sekiz tane" anlamına gelen Haçiko adını koydu. Safkan akita cinsi beyaz bir erkek olan Haçiko, her sabah üniversiteye gitmek için evden metroya yürüyen sahibine eşlik etti. Metronun dış kapısına kadar getirdiği sahibini uğurladıktan sonra da eve döndü. Çok geçmeden bir akşam üniversite dönüşünde metronunn çıkışında Haçiko'yu kendisini beklerken gördü profesör ve çok şaşırdı. Bu akıllı köpek sahibinin eve dönüş saatlerini hesaplayarak ve aynı yolu kullanacağını düşünerek metronun önüne gitmişti.
Ondan sonraki bir yıl boyunca, Haçiko her sabah sahibini metroya kadar götürdü, her akşam iş çıkışında da metronun önünde karşıladı. Hiç saatini şaşırmadı.
Ama bir akşam metrodan çıkmadı profesör. Haçiko gözleri metronun kapısında gece boyunca bekledi. Bir sonraki akşam yine yoktu profesör. Üçüncü akşam metrodan yine çıkmadı. Üniversite'de kalp krizi geçirip ölmüştü profesör...
Haçiko her akşam sahibim metrodan çıkar diye inatla bekledi. Haftalar, aylar boyunca her akşam Tokyo metrosunun Shibuya istasyonu'nun kapısına gitti. Haçiko tam 9 yıl boyunca sahibinin gelmesini bekledi. 11 yaşındayken metronun kapısında öldü.
(1935)
Bugün Tokyo'ya gidenlerin Shibuya istasyonunun kapısında karşılaştığı köpek heykeli Haçiko'dur. Japonlar, sadakat ve insan hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra 9 yıl boyunca sahibini beklediği yere Haçiko'nun heykelini diktiler.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra da unutmadılar ve savaş sırasında tahrip olan heykelin yerine 1948'de yenisini diktiler. Bugün Shibuya istasyonu'nun o kapısı Haçiko çıkışı olarak biliniyor ve Tokyo'nun en önemli buluşma merkezlerinden biridir. Her yıl Haçiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart'da da birçok hayvansever heykelin önünde buluşurlar. Haçiko'nun hikayesi 1987 yılında bir Japon filmine de konu oldu. Ülkemizde de Japon filmleri festivali'nde gösterilmişti. 70 yıl önce yaşanmış bu köpek hikayesinin şimdi de Hollywood versiyonu çekildi ve Haçiko'nun sahibi Profesörü Richard Gere canlandırdı.
Evde köpek almanıza karşı çıkan bir birey varsa yapmanız tek gereken o kişiye bu filmi izletmek olacaktır. O köpek almayan insan, filmi izledikten sonra kendisi gidip alacaktır.