izlemesini önerdiğim kişilerin ''amaaan! köpekli film'' deyip izlemediği mükemmel film.
gerçek bir hikaye olup, kendisinin bir de heykeli bulunmaktadır. Japonya' da shibuya metrosunun girişine sadakatin sembolü olarak dikilmiştir bu heykel.
film hakkında bir kaç şey duymuştum o yüzden asabım bozulmasın diye seyretmiyordum. bugün trt'de denk geldim ve seyretmeye kalktım. arkadaş allah belanızı versin öküz oturdu ciğerime. içim yandı.
seyretmeyin.
hayvanseverseniz, hele ki daha önce biricik dostlarınızdan kaybettikleriniz falan olduysa sakın, sakın, sakın seyretmeyin.
gerçek bir hikayeden uyarlama richard gere ve akita cinsi köpeğin oynadığı salya sümük filmi. ne zamandır izlemek istediğim ve böylesi şahane bir dramı izlememek benim gibi çok film izleyen adama yakışmadı. Dün gece startv'de gece geç saatte görmemle izlemek istedim ama yarına bıraktım. iyi ki de bırakmışım. tek başıma kafam dolu olmadan izlediğim film.
Aga hüngür hüngür ağlatır. Ben ki çevresindeki insanlara göre duygusuz, duygularını göstermeyen, gamsız ve fazlasıyla güçlü görünmeye çalışan bir adam olarak bilinirim. yalnız bu film ve "based on a true story" diye üstüne yapıştırılmış etiketli konusu adamı madam yapar madam. yemin ediyorum 3 parçaya ayrılmıştım. ben salya ve sümük olarak kombine bir şekilde rahat 15 dakika takıldık. Hayır bende bir sorun mu var diye sözlüğe baktığımda herkesin kızlı erkekli* ağladığını görünce rahatladım.
Hele ki benim gibi hayvansever ve tüm işi gücü hayvanlarla olan biri için paramparça eder. köpeklere tapasınız böyle yalayasınız ne bileyim sevgiden öldüresiniz gelir. izlemeyenlerin izlemesi gereken ve boğaza düğümlenen o yumrudan dolayı gözlerden dökülen yaşı tutamayacağınızdan tek izlenmesi tavsiye edilir.
müthiş bir film. iyi hatırlattınız, anneme izletirsem belki bir köpek almamıza izin verebilir. ya da küçük bir riçırt gir alsak. neyse o olmaz, köpek iyi.
2009 yapımı orijinal adı: hachi: a dog's tale olan filme konu olmuş köpektir.
uzun zamandır karşılaştığım ancak vakit ayırıp izleyemediğim bir filmdi bu akşama kadar. sonra lanet ettim bu zamana kadar neden izlemedim diye.
insan-hayvan ilişkisini o kadar güzel işlemiş ki film bir an sıkılmıyor insan. bir köpeğin insanlara ders verir nitelikte sadık dost olduğu filmdir. gerçekten esinlenilmiş olması beni çok etkiledi.
--spoiler--
gerçek hachiko japonya'da yaşamış ve her gün sahibini tren istasyonundan yolcu eder, akşamda gelişine yakın istasyona geri dönermiş. bir gün sahibi gidiyor ve daha dönemiyor. sahibi öldükten sonra 9 yıl ki kendi ölümüne kadar ger gün gelip aynı istasyonda bekliyor.
ne bağlılıktır ne sadakat örneğidir.
--spoiler--
izlenilebilirdir.
japon versiyonunun daha duygusal olduğunu tahmin ettiğimden bu versiyonuyla yetindiğim hüzünlü köpek öyküsü.
bunda da ağladım elbette ama red dog daha bir hüzünlüydü.
--spoiler--
burada köpek ilgisizlikten muzdarip. her ne kadar o şekilde gösterilmese de anlaşılan eşi öldükten sonra profesörün karısı köpeği başından atmış. hayvancık da istasyonda kalakalmış. zaten pis kadın başından istememişti onu.
--spoiler--