bir de nedense kimse dikkat etmiş; genelde yemekhane sahneleri olur. bu sahneler de en az diğerleri kadar eğlencelidir de: onları yemek yerken görünce hep canım çekerdi... hala da çekiyor.
şu an izliyorum. insan izledikçe acıkıyor.
adile naşit'in öğretmen olduğu ilk anlardan bir replik:
*: "kalem çıkarın, kağıt çıkarın!" (tabii biz sanıyoruz ki yazılı yapıcak) "sözlü yapıcam."
kemal sunal fısıldayarak: "ne yapacağı hiç belli olmaz, yazılı gibi başladı. sözlüye karar vedi..."
konu : Özel Çamlıca lisesi ne yeni bir idareci atanır. tarih hocası olan kel mahmut, haylaz öğrencilerle dolu hababam sınıfı nı disiplin altına almak için çaba sarfetmektir. ancak, öğrencilerinde uslanmaya niyetleri yoktur. kopya çekmeyi alışkanlık haline getiren, sigara içen ve sıkça okuldan kaçan öğrencilere, mahmut hocanın ilginç cezaları vardır. yaşları bir hayli ilerlemiş ve bir türlü okulu bitirememiş olan hababam sınıfı öğrencilerinden ferit in bir de çocuğu vardır.bir gün çocuğa bakıcak kimse bulamayınca, onu okula getirmek zorunda kalır. ancak, bu durumu okul sahibinin hoşuna gitmeyecektir.
01.04.
1975 yapimi bir rifat ilgaz saheseri, yonetmen ertem egilmez. muzik melih kibar. oyuncu kadrosu ise kemal sunal, adile nasit, halit akcatepe, tarik akan, munir ozkul, muharrem gurses, feridun savli, cem gurdap, sitki akcatepe, akil oztuna, tuncay akca bulunmakta. kemal sunal bu filmde “ inek saban “ karakteri ile olumsuzlesmistir.
halen daha yerli sinemanın en iyi komedi filmi olandır.
az önce ailecek izledik, hepimizin sandalyeden düşmesine sebep oldu. düşünün ailecek sandalyeden düşmek ne demek?
şener şen'in mükemmel üstü bir performans sergilediği filmdir ayrıca. inanılmaz adam resmen attan düşüyor, ateşin üstünden yalınayak geçme sahnesinde anında gözünden yaş geliyor ağlıyor adam... izle izle doyamayacağınız filmlerden, bence gurur kaynağı.
bu da bir hatırlatma olsun, hayırdır inşallah hey! *
1952 - 1960 yılları arasında Tan Gazetesi'nde dizgici, düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalışan Rıfat Ilgaz, 23 Şubat 1956'da Dolmuş adlı mizah dergisinin yazı kadrosuna katılır; Hababam Sınıfı'nın doğuşu da o günlere rastlar.
ilhan Selçuk'un yönetimindeki Dolmuş'taki bütün yazarlar, Vites, dişli ve kriko gibi takma adlarla yazmaktadırlar. Rıfat Ilgaz kadroya sonradan katıldığı için Stepne (yedek lastik) adını alır. Hababam Sınıfı, stepne imzasıyla yazı dizisi olarak başlar. Çok beğenilmesi üzerine dizi sürdürülür. Bir süre sonra ise dizide çıkan yazılar bir kitiapta toplanır. ilk olarak Mayıs 1957'de kitaplaştırılan Hababam Sınıfı'nın kapağında yazar adı olarak Stepne yer alır; ta ki aynı yılın Haziran ayına kadar... 6 Haziran 1957'de Dolmuş'ta yayımlanan "Hababam Sınıfı'nın Muharriri" başlıklı yazıda, dizinin ve kitabın yazarının Rıfat Ilgaz olduğu açıklanır. 11 Temmuz 1957'de ise, derginin 79. sayısında Hababam Sınıfı dizisinin bittiği duyurulur. "not" olarak şöyle denir.
"Mekteplerin tatile girmesi münasebetiyle Hababam Sınıfı dağılmış bulunuyor. Rıfat Ilgaz'ın büyük alaka gören bu eserinin birinci kısmı, kitap halinde yayınlanmıştır. ikinci kitap hazırlanmaktadır. Yakında "Dolmuş mizah Yayınları" serisinden neşredileceğini okuyucularımıza müjdeleriz."
1959'da Hababam Sınıfı öykülerinin bir bölümünü de Tan Basımevi'nden Haluk Yetiş Basar. Artık ünü kendi adını aşan kitaba ileride sahip çıkabilmek için kendi adını koyduran Rıfat Ilgaz'a gelen ilk eleştirilerden biri Dağıtıcı faruk'a aittir.
"Nerde Stepne, nerde Rıfat Ilgaz?... Bırak dostum bu işleri!"
"...."
"Rusçan fena değil; doğrusu ilk kitabı çok güzel çevirmişsin!"
"Ben mi çevirmişim? Hangi Yazardan?"
"Hangi yazardan olacak! Stepne'den...Baktın birincisi iyi gitti, ikinciyi de sen yetiştirdin geriden!"
1974'te ise ilk filmi çekilen Hababam Sınıfı'nın o güne de görülmemiş bir gişe başarısı üzerine 5 film daha yapılır. (Hababam Sınıfı, Çınar Yayınları)
Asıl tüm türkiye'ye yayılan ününün en büyük sebebi de bu filmlerdir zaten.
Benim çocukken izleyip gülmekten kahkahalara boğulduğum şimdi de 9 yaşındaki oğlumun izleyip kahkahaalara boğulduğu filmdir. Bana göre muhteşem bir filmdir. Sadece komedi filmi olarak da bakmamak lazım. Burada bir takım haylaz öğrencilerin maceraları komik bir şekilde aktarılırken aynı zamanda neyin yanlış neyin doğru olduğunun da altı çizilir. HAbabam sınıfı haylazdır, yerinde duramaz ama yeri geldiğinde ciddi konularda kendisini cezalandırmayı ya da yaptığı bir hatayı düzeltmeyi de bilir. Bu özellikler Ertem Eğilmez döneminde çekilen Hababam Sınıfı, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı uyanıyor ve Hababam Sınıfı tatilde filmleri için geçerlidir. Aynı adı taşısa da bundan sonraki devam filmleri orjinleri ile ilişkisini yitirmiştir.
Hababam Sınıfı Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı kitabına birebir sadık değildir. Filmde güldüğümüz pek çok karakter kitabın içinde yer almaz. Hafize Ana, Damat Ferit, Semra Hoca, Bozum Cahit gibi karakterler kitabın orjinalinde yoktur. Bununla birlikte inek şaban kitapta aynen olmasına rağmen filmde olduğu kadar saf değildir. Yine Tulum Hayri, Güdük Necmi, Kel Mahmut, Badi ekrem, Domdom Ali, Kalem Şakir kitapta da filmde de olan karakterlerdir. Bununla birlikte refüze Ekrem, palamut Recep, Yıkılmaz Hadi, çolak Hamdi, Düdük ismet, Yamuk Osman, Vakvak Rıza, Karga Bekir kitapta olmasına rağmen kendilerine filmde yer bulamamış karakterlerdir. Edebiyardat Hocası, divan edebiyatına meraklı Zühtü Hoca yoktur ama onun yerine Susak Cafer vardır ve Hababam Sınıfı'nın filmlerinde de yer alan Gençliğe Hitabe macerası Susak Cafer ile yaşanmıştır.
Gönül isterdi ki 2004'te çevrilmeye başlanan son hababam Sınıfı serisi kitabın aslına tamamen sadık kalınarak ve daha önce kitapta yer alan ama filmde yer almayan karakterlere de yer verilerek çekilsin. Bizim çok güldüğümüz ilk hababam Sınıfı filmlerinden bile daha komik olaylar bu kitapların içinde bulunmaktadır. Sadece onları günümüze modernize edecek bir yeteneğe, bir zekaya ihtiyaç var. Umudum da bu yönde.Bununla birlikte bu filmler ilk hababam serisi ile karşılaştırdığımızda zayıf kalmasına rağmen 1981'de çevrilen Hababam Sınıfı Güle güle kadar esere ihanet etmemiştir. Bu film Rıfat Ilgaz'ın en çok tepkisini çeken filmdir aynı zamanda. Yazar bizzat basına "Benim yarattığım karakterlerden hiçbirinin gayrımeşru çocuğu olmamıştır" demişti. Ayrıca öğretmenin öğrencisine olan aşkı da serinin tabiatına ihanet olarak algılanmıştır.
Türk sinemasının en parlak yüzlerindendir bu seri. Ama içinde Kemal Sunal ve Münir Özkul olanları, yani gerçek olanları. Son yıllarda çekilen ve efsanevi hababam sınıfı'nı birden gözlerden düşürmüş olduğu ve içinde Mehmet Ali Erbil'in oynadığı filmleri kastetmiyorum. Konsepte uymazlar bir kere. Hangi hababam sınıfında müdür öğrenilere şaka yapar sonra öğrenciler ondan intikam alırlar? hadi filmi yap da adına hababam sınıfı deme bari eskilere ayıptır, günahtır.
bir de şu aralar konuşulan ''Türk Malı'' diye bi dizi var. o diziye komik, hababam sınıfı'na komik değil diyen insanlara sesleniyorum, gidin fransız komedisi izleyin.
rıfat ılgaz'ın beyaz perdeye türkiye'nin en başarılı oyuncularıyla aktarılmış ölümsüz eseridir.seyirciyi bıktırmayan her izlendiğinde aynı etkiyi bırakan ender film serilerinden biridir.
türk sinema tarihinin en komik filmidir. arkasından ikinci olarak aynı kadronun süt kardeşler filmi gelir kanımca.
ayrıca tanım yapmak gerekirse, hepsinin fenerli olduğu sınıftır, fırsat buldukça fener maçlarına kaçarlar, ama 80'li yılların konjonktürünün sonucu olarak en büyük rakipleri trabzonspor'dan da hep ayar yerler, depresif şekilde sınıfa dönerler. *
kemal sunal, halit akçatepe, tarık akan, adile naşit ve münir özkul gibi büyük ve çok değerli sinema sanatçılarını kadrosunda bulunduran muhteşem film. daha sonra içersinde Mehmetali Erbil'in de yer aldığı, ancak asla ve asla eskilerinin tadını veremeyen basit bölümleri çevrilmiştir. ayrıca pek çok lise dizisinde bu filmden sahneler görmek mümkündür.
rifat ilgaz ın 7 temmuz 1993 teki ölümünden 1 yıl önce kabataş erkek lisesindeki katıldığı konferansta oğlu ve torununun mezun olduğu kabataş erkek lisesi nden etkilenerek kaleme aldığını itiraf ettiği, her izlenildiğinde insanı lise yıllarına götüren ölümsüz eser...
bilmiyorum herkesin dikkatini çekmiş midir ama bu serinin en sağlam karakterlerinden biri de dilaver'dir. beden derslerinde üstünde ismi yazan bir forma giyerdi. tam bir piç sırıtışı vardı bunda. necmi'den falan beterdi yani. hatırlamanız için söyliyim, psikopat babası vardı. "döverim hem de çok döverim ama severim de" diyordu hatta. yada şöyle anlatayım: neler oluyor hayatta parodisini başlatan çocuktu.*
geçmişimizin en bomba filmidir. her yaştan insanı eğlendirir. filmlerin çekildiği tarihten 20 yıl bile sonra doğsan gülme krizine girersiniz.asıl senaryo, asıl mizah, asıl ölümsüzlük, bu olsa gerek.*