güzel için kime göre neye göre diye cevap verilecek eylemdir.
öldüğünde sorgudayken;
-birine bakmışın o yüzden cehennem'e gideceksin
-ama o güzeldi güzele bakmak sevaptı hani
-yemişler seni
-ama ama olamaz ya
-lan hadi güzele bakmak sevap diyelim halk oylamasıyla çirkin ilan edilmiş o kız, millet kıçının kenarıyla bakıp bakıp gülmüş
-hangi kazanda yanacağım?
-hadi canım 24235 nolu kazana
bu sözün kaynağı divan edebiyatında veya tasavvuf edebiyatında şöyledir:
sevgiliye ait unsurlar anlatmakla bitmez fakat sevgili aşığın gözünde belirli kıstaslara sahiptir. bunlar güzellik unsurlarıdır. hepsini anlatmaya burda sayfalar yetmez fakat bu söze bağlı olarak şunlar sıralanabilir. sevgili fettandır, cilvelidir, saçının kıvrımları ve yüzünün güzelliği aşığı mesteder. yüzündeki ulaşılması gereken hedef dudaktır fakat sevgilinin dudağı o kadar kolay elde edilemez. onun koruyucuları vardır. göz fitne çıkarır, yan bakışının oklarını aşığın göğsüne saplar. bu bakışlar kılıç gibidir nasıl ki kılıcın yapımında su kullanılıyorsa aşık hastadır ve hastaya su yudum yudum verilir. bu bakışlar ile aşığın gönlüne su serpilmiş olur. bir diğer koruyucu unsur sevginin yüzündeki ayva tüyüdür. bu tüyler siyahtır dudağın çevresinde ve yüzde bulunur. kesret belirtir. aşığın olgunlaşmadığını yeteri kadar acı çekmediğinin gstergesidir. aşık bu ayva tüyleri nedeniyle dudağa erişemez onlar bekçidir.
kur'an okumak sevaptır, allah katında sevaba girilir. kur'an'daki ayetler kalemle hattatlar tarafından yazıya geçirilmiştir. bu siyah renkli kalemler sevginin siyah tüyleri sayılır. sevgilinin parlak aydınlık yanağı ise; kur'an sayfasıdır. nasıl ki kur'an okunduğunda sevap işleniyorsa divan edebiyatında aşık sevgilinin yanağını kur'an sayfası kadar değerli görür ona baktıkça ayet okuyormuş gibi sevap işlediğini düşünür işte fuzuli gibi bir çok şair bu mazmunu kullanmıştır o nedenle bu sözün kaynağı 15. 16. yüzyıl edebiyatındaki düşüncelere dayanır.
bu deyimin asıl anlamı, yaratılmış bir nesneye bakarak, yaratılışının ardımdaki güzellikleri görmektir. bir nev-i tefekkürdür. tefekkür ise islam'da en büyük ibadetlerden biridir.
dediğimiz gibi zaman içerisinde su-i istimal edilmiş bir deyim olmaktan kurtulamamış, kadına-kıza -belki şehvetle- bakmanın bahanesi olmuştur. böyle kişilerden yine bazısı sevap olanın bu yaptıkları olduğunu iddiasında devam etmiştir. bu kişiler sebeplerin ötesindeki sanatı görmemek isteyenlerdir. onlara cevaben mevlana celalettin rumî hazretlerinin şu sözleri uygun düşer sanırım:
"Sebepler göz önündeki perdedir; çünkü her göz onun sanatını görmeye lâyık değildir."
"madem 'güzele bakmak sevaptır' peki neden güzellerin 'kıçına başına bakınca' haram ve günah oluyor." gibi hararetli; ama bir o kadar da saçma tartışmalara yol açan söz, söz öbeği.
turk erkeklerinin yaygin olarak benimsedigi anlayistir... bu anlayis erkeklerin gözünde kurban kesmek,oruc tutmak gibi algilanir...
ayrıyetten otomatik olarak "cirkine bakmak gunahtir" gibi bir sonuç çıkarılabilecek cümledir... buna benzer olarak cirkin kizlar iyi sevisir ve güzel kızlar kötü sevisir gibi bir çıkarım olabilir...