Kendim hakkında kendimi bildim bileli veremediğim karardır. Bi bakıyorum kendi kendimin hoşuna gidiyorum, bi bakıyorum tiksiniyorum falan. Sanırım insanın kendi hakkındaki düşüncesi ruh haline göre değişiyor.
Etrafı kocaman yalancı bir kalabalıkla çevrilidir. iki yüzlü arkadaşlar, daha adı harici hiçbir özelliğini bilmediği hâlde müptelası olmuş erkeklerle sınanır. Oysa ne de şanslıdır değil mi?
Hepsi aslen koca bir yalnızlık. Hiçbir zaman gerçekten sevilmeyecek. O sevgi değil olsa olsa hayranlık olacak. Bazen üzücü bir durum. Kaderlerinde kocaman ruhsal hir yalnızlık barındırır.
güzel kız, kendisine saygısı ve güveni olmayan erkek için ciddi manada stres kaynağıdır.
güzel kızla karşılaşma anı o erkek için hiç gelmeyecek sandığı hesap gününün gelmesidir. kendi eksiklikleriyle yüzleşip halı altına süpürdüğü her şeyin ortaya çıkmasıdır. "ya salla gitsin kanka göbek yapalım ne olacak" diyerek içtiği kolaların, giydiği alakasız kıyafetlerin, hiç gidilmemiş sporun kısacası özenilmemiş dış görünüşün hesabını kendi içinde verdiği andır. zaten onların varlığının o an farkına varır.
dürtüleri onun karşıdakine sahip olması gerektiğini söylemekteyken bilinci bunu asla yapamayacağını söyler. karşısında yürüyüşüyle bile fark yaratan kaldırım taşlarının dahi saygı duyduğu bir şey vardır. güzel kadın hiç düşmeyecekmiş gibi özgüvenli yürür.
bu yüzden güzel kız sadece güzel kız değildir. erkeğe tüm eksikliklerini hatırlatan korku öğesidir. bu tür kızların yanında rahat hareket edemez zaten. kalp atışları hızlanır, gerilir. beyin zihin kelime üretememeye başlar. çünkü kafasının içinde onu kendinden üstün bir varlığa dönüştürmüştür.
aynısı yakışıklı erkek özgüvensiz kız ilişksi için de geçerlidir.
çocuk bahçesi gibi cıvıl cıvıl bakan, dokununca hep çok tanıdık hissettiren, giydiği çiçekli elbisenin çiçeklerini solgun gösteren, adamı aptala çevirendir.