insanın kendisi bile zaman zaman kendi içinde çelişebildiği için başka birisine karşı hissedilmesi çok zor olan bir durumdur.
bugün 2 yıldır kendimden daha çok güvendiğim kişiden uzun zamandır aklımın ucundan geçirmediğim sözleri duydum, korktuğum şey başıma geldi. kafam 2 yıl önceye döndü birden ve maalesef güvenli alanım olarak kabul ettiğim alanın aslında benim zamanla kafamda kurduğum bir safsata olduğunu gördüm. hayallerimizde bile kesinlikle bencil olmalıyız başka birine yer vermemeliyiz.
"sana güvenmek istiyorum" demenin anlamı ve ağırlığı artık yok olmuş durumda.
eskiden eylem olarak bildiğimiz bu kelime eylemsizlik hatta bir fiil sadece isim haliyle biliniyor. dönüşmüş olabilir lâkin umarım anlamına uyum sağlaması çok uzun sürmez.
çok erken yaşlarda her insanın zihnine farklı kodlarla kazınmış karmaşık bir duygudur. kişiden kişiye tanımı değişebildiği gibi sınırları da esneyebiliyor maalesef. ve bu durum hayattaki en büyük pişmanlıklarımıza temel oluşturan; birinin size güveniyor olmasının, sizin de ona güvenebileceğiniz yanılgısına götürür ki çok fena!
ama bu da tüm diğer temel duygularımız gibi, insanlardan bağımsız olarak hayata karşı geliştirdiğimiz bir tutumdur o yüzden kendimizle uğraşmayı boş vermeli.
affedip kendini azat etmek, insanın hayatı güvensizliğe hapsetmesinden yeğdir fikrimce.
Aslında her ilişki güven temelinde başlar. Sonradan biz insan yanımızı ortaya koyup bir güzel o temeli havaya uçururuz. Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürler
“Güvenmek” anlamındaki ingilizce “to trust” ile Farsça “dürüst”, aynı Hint-Avrupa kökten gelen kelimeler. Çok çok uzun bir zaman öncesine dayanan ilgi çekici bir akrabalık.
kimse güven sorunu ile bir ilişkiye başlamaz. aradan bir süre geçer söylenen bir sözle, yapılan bir davranışla yerle bir olabilen duygudur aslında. ince bir ipe bağlıdır, bu güven duygusu sarsıldığı zaman tekrar yerine oturması imkansız bir hal alabiliyor.