zor kazanılan kolay kaybedilen, benimseme, bağlanma duygusudur. ilişkileri ayakta tutan, olması gereken ama gerçek anlamda çok nadir kişinin yapabildiği şeydir. yaş ilerledikçe yaşananların artması, hayatta karşılaşılan olumsuzluklar neticesinde kaybolan, yenilenmesi zaman ve emek isteyen şeydir.
Tdk tanımı "Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat" olan kelimedir. başlığın yeni açılıyor oluşunun şaşkınlığı içerisinde bulunmam sebebiyle daha öznel bir tanım yapamıyorum.
Kazanılmasının çok ama çok zor olduğu, kaybetmesinin ise kazanılmasının aksine çok kolay olduğu duygudur. insanların bunu kötüye kullanmasıyla kötü ün yapmıştır.
ne kadar zaman geçer birine 'gerçekten' güvenmek için? ve geçen zamanın kaçta kaçı kadar bir sürede o güven yıkılabilir? güvenini yitiren insan kaç kere daha aşık olabilir? kaç kere daha yeniden deneyebilir? kaç kere daha çabalayabilir? ve Tanrı kaç kere daha karşısına güveni hak etmeyeni çıkarabilir? ne kadar dayanabilir bir insan bunca hırpalanmaya? çabalamak.. ne için.. tanım mı istiyorsun? hayal kırıklığına uğramamak için az tutulması gereken şeydir güven.. nedensizce, kolayca, bir anda ve sonuna kadar 'verilince' alan kişinin yeterince değer vermediği şeydir güven.. ne kadar düşüyorsak, hepsi ardımızdakinin tutucağına güvenimizden..
keybedildi mi ölüm gibi çaresi olmayan, sizi ebediyyen terk eden, asla telafisi olmayan tek duygudur. öldürdüm, pardon, özür dilerim, geri getirebilir misiniz öldürdüğünüzü? asla. işte aynen yaşanılan budur güven adlı duyguyu kaybettiğinizde.
zordur bir insana güvenmek ama güvenmelidir insan, gözü arka kapı da olmamalıdır yada ya buranın kaç girişi var diyip birinden en kısa sürede nasıl kaçarım dememeli. herkese güvenmek gerek demiyorum sadece sevdiğini düşündüğün, senin için doğru adam olan, senden vazgeçemem dediğin adama/kadına güvenmelidir insan.
sana zarar veremez ki o zaten, aklından geçmez doğru insan olduğuna inandıysan. yaptıkları, söyledikleri ile seni buna inandırmışsa o zaman güven kelimesi çok kolay yerleşir insana. yerleşmeledir de, nedeni basittir. o insan size sizden daha fazla değer veriyordur, bunu nereden mi ? biliyorum, kalbinize huzur ile dolduruyorsa gerisi çorap söküğü gibidir.
Belirli nedenlere dayanabilen, ancak bunlarla açıklanamayan bir duyguyu; bir varlıkla ilgili fikrimizle varlığın kendisi arasında kesin bir bağlantı ve birliğin olduğu, onu kavrayışımızda belirli bir tutarlılığın bulunduğu, Ego'nun bu kavrayışa karşı teslimiyetinde bir güvence ve direnç eksikliği gösterdiği duyguyu ifade eder.
Kısaca güve; olası sonuçlara duyulan itimadın bilişsel bir kavrayıştan çok, bir şeye bağlılığı ifade ettiği bir inanç biçimidir.
Güven; temel olarak riske değil; olumsallığa bağlıdır. Olumsal sonuçlarla karşılaşıldığında güven, bu sonuçlar ister bireylerin eylemleri isterlerse de sistemlerin işleyişiyle ilgili olsun, her zaman bir güvenirlilik anlamını da yanında taşır. Bir insana güven duyulması durumunda güvenirlilik varsayımı, 'dürüstlük' ya da sevgi nitelendirilmesiyle ilgili olur. Bu da kişilere duyulan güvenin, güvenen kişi için psikolojik olarak neden önemli olduğunu açıklar: Güvenen kişi kendi kaderine manevi bir rehine vermektedir.
Sistemlere duyulan güven,sıradan insanın büyük ölçüde ilgisiz kaldığı bilgilerin işleyişine karşı beslenen inancı içeren bağlılıklar biçimini alır. Kişilere duyulan güven, görünür bağlılıkları kapsar; burada, diğer kişilerin dürüstlüğüne ilişkin işaretler aranır.
Başkalarına duyulan güven, sürekli ve yinlenen türde bir psikolojik gereksinimdir. Başkalarının güvenirliğinden ya da dürüstlüğünden güvence çıkarmak, bildik toplumsal ve maddi çevrelerle ilgili deneyimlere eşlik eden bir tür duygusal doyum türüdür.
hissedilmedikçe huzur buldurmayan duygu. inanılanın aksine kolaydır onu duymak. inanmak istediklerine inanır çünkü insanoğlu ve yalnızca güvenmek istediklerine güven duyar. güvenin içine yerleştiği andan itibaren ise hayal kırıklığını peşinen kabullenmiş olur.