bugün

güven dünyanin en zor duygularindan biridir diyelim ki bir arkdasiniz size cok güveniyo ve inanilmaz güven gösteriyo size. mavi ekran oluyorsunuz resmen agzinizdan sadece "sagol bana bu kadar güvenmen büyük bir seref benim icin" gibi yavsak cümleler cikiyo. ama aslinda simdi sorunlar basliyo. ya güvenini sarsarsam? ya bir hata yaparsam? ne olur o zaman? gibi monolog gecer icinizde. güveni kazanmak cok zordur kaybetmesi ama bir anlik olabilir cok kolaydir. kücük bir bebektir güven sakin ve dikkatli davranilmalidir. kucaga alinip ve dikkatsiz olunursa bebek düsebilir, düserse eger bu bir felakete yol acar...
Kazanılması çok zor olan ama çok kolay kaybedilen bir duygudur.
azıcık eksildiğinde insan hayatını allak bullak eden kavramdır.
ne kolaydır kaybedilmesi, onca uğraşı sonrası !.. !..
kazanılması zor, kaybedilmesi kolay duygu.
yitirildiğinde hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağının şahsımca garantisini verdiğim değer. *
zor kazanılır, kolay kaybedilir.
bazen güvenirsin birine ne yapsa kötü niyetli değildir, ne söylese senin iyiliğin içindir, başınızı omzuna yaslasanız uyursunuz böylelerinin yanında. * huzuru da beraberinde getirir çünkü bu his. bir anne, baba, kimi zaman bir dost ya da bir başkası farketmez. konuşurken acaba demezsiniz. ne güzeldir acabasız dinlemek. ne güzeldir o gece uyuduğunuzda sabahlara kadar o yanınızda olmasa da sıcacık yatağınızda huzur bulmak. evet evet ne güzeldir karşılıklı güvenmek...
2 kişi arasındaki herhangi bişeyin 3.kişinin duymasıyla bozulan his.
bir kız varmış hayatında yaşadığı zorluklardan ötürü kimseye güvenmeyen, sevdiklerine onları kaybedeceğini bilse bile onları ne kadar sevdiğini söyleyemeyen, kendi duygularından korkan; bir de çocuk, sevmeyi bilmeyen, hayatı anlamsız gören, günlük zevklerin peşinden koşan. çocuk kızı ilk gördüğünde dikkatini çekmiş, sonra düşünmemiş uzun süre o kızı, kız da çocuğu unutmuş. günler günleri izlemiş, kaderin cilvesiyle arkadaş olmuşlar.

günler geçmiş, yakınlaşmışlar. bir gece manzara izleyerek sabaha kadar içmişler baş başa. kız da sarhoş olmuş, çocuk da. kendilerine karşı savunmasız kalmışlar, korkuları yüzeye çıkmış.

kız çocuğa yaklaşmış, "bana söz ver" diye fısıldamış. "ne olursa olsun ihtiyacım olduğunda yanımda olacaksın." çocuk tüm kalbiyle söz vermiş.

aradan günler geçmiş, kız aldığı sözü unutmuş ama çocuk unutmamış. kendilerinden kaynaklanan zorluklara rağmen birbirlerinin en iyi arkadaşları olmuşlar. çocuk değer vermenin anlamını öğrenmiş, kız değer verdiğini göstermeyi. gün olmuş içlerinden geçenleri hiç çekinmeden anlatmışlar, gün olmuş kavga etmişler. yine de ne olursa olsun çocuk sözünü tutmuş, çünkü güvenmiş kıza tüm kalbiyle. kız ise aldığı sözü unutmuş olsa da güvenmiş çocuğa, ama bunun farkına varamamış. yine de her zaman tutunabileceği bir dal olduğunu bilmiş.

kız hep mutlu olmaktan korkmuş, çocuksa kızı kaybetmekten. teslim olmuşlar korkularına, hayata dalıp uzaklaşmışlar birbirlerinden. ne zaman birbirlerine uzanmaya çalışsalar kendilerine çarpıp düşmüşler, yine de denemekten vazgeçmemişler, görmüşler çünkü birbirlerinin gözlerindeki ışığı.

daha bu hikayenin sonu yazılmadı, kim biri nasıl bitecek... belki kendilerini aşıp ulaşacaklar mutluluğa, belki kopup kendi yollarına gidecekler. bildiğim şey son ne olursa olsun güzel olması gerektiği...
güven güzeldir... ancak kendine olan şekli içte olduğu müddetçe. bilgi içeren entry girilirken kesin bilinse bile çeşitli yerlere bakılıp doğruluğu görüldükten sonra yazılmalıdır yazılan bana göre. çünkü bilgi içeren cümlenin yargısı vardır, kesindir. aynı şekilde birinin yazdığının yanlış olduğu düşünülüyorsa da önce çeşitli kaynaklara bakılmalıdır, kendi doğrun netse bir şeyler yapılır. tabi bunlar göreceli...yani bunları beklerim ben.
olmazsa olmazlardandır. * * *
kuşların korkup kaçmamasıdır bazen.
kadın erkek ilişkisinde sevgiden aşktan kat kat daha önemli duygu.
Kötü insanlara güvenilir. Çünkü değişmezler.*
kimizin kimimize duymak istediği halde içinde aradığı çekip çıkartmak için uğruna türlü fedakarlıklar yaptığı hissiyattır.

neyse işte bu kelimenin anlamı nedir aslında çoğumuz bilmeyiz. * yanlış yerde ve yanlış zamanda doğru kişiye kullanmıştım. bana ne demek olduğunu öğretti kendisi için ne kadar önemli bir değer olduğunu da sanırım anladım. artık o kavram hayatımda bir kelimeden çok değerdi artık. kavramın değeri hayatıma girmişti ama hayalet niteliğinde biri, tamamen yok olmuştu...
hayatıma kattığın kimimize ufacık gelecek bu kelimenin değeri için teşekkür ederim. pişmanlığın verdiği "hissetmeden söyledim" dediklerim hala geçerli, güvenmenin ne olduğunu biliyorum. okursan falan kenara iliştirmek istiyorum. verdiğin ve tuttuğun tüm sözler için teşekkür ederim. sanırım artık pişmanlık duyacağım bir şey yok elimden geleni yaptım. açıklamam gereken her şeyi açıkladım. eminim ki hepsini görmezden geldin. neyse ki bunu da görmeyeceksin. * içim rahat ama.
sana rağmen rahat.
biten arkadaşlığımız için de teşekkür ederim. * * manası derin olan değerlerin için keşke insanlara teminat verebilsen. ama biliyorum, o kadar aynı yaşıyorsun ki hayatını, her şeyiyle aynı, herkes aynı belki oyuncular değişik. pek ummasam da umarım değişirsin diyorum. umarım gerçekten yaşamayı istersin ve yaşarsın! neden bu kadar yazdım, bu kadar açıkladım, söyleyeyim. annem bunu öğretmemişti sen öğrettin.

aksini desemde sana güvendim...
sarsıldığı an, sizin de sarsıldığınız andır.
gittiğinde geri gelmeyen tek duygu.
sana göre kazanması, bana göre kaybetmesi kolay olanlardan ya da bana göre kaybetmesi, sana göre kazanması zor olanlardan... herkese göre tanımı değişir elbet.

sana göre babanın evindedir o güven.
bana göre kendime duyduğumdur.
bazıları dostlarını işaret eder güven nedir diye sorduğunda,
kimileri ise inanmaz varlığına.

birbirine geçmiş halkalardan oluşan bir zincir hayal et şimdi. her bir duygu farklı halkayı simgelesin. zincirdeki bir halka işte güven de diğer halkalarla içiçe olan. biri olmazsa bir diğeri tutunamaz hani olan zincire olur, dağılır gider ellerinin arasında. ne tek başına bir anlam ifade eder ne de diğer duyguların arasında kaybolmadığı sürece önemi vurgulanır. olmazsa olmaz derler ya hani olmasın, olmaz olsun içinde güven bulunmayan zincirler...
zor kazanılıp kolay kaybedilendir.
(bkz: mehmet güven)
çoğumuzun güvender olarak kalıplaşmış bir şekilde bildiğimiz aslının güven+dersaneleri olduğu,yani kısaca işte oradaki güvendir.
herkes karşısındakine kendi güvenebilirliği kadar güvenir ama doğru olan herkese güvenilebileceği kadar güvenmektir.
en çok harcanan kavram. üstelik en çok kullandıklarınız tarafından.
kazanılması en zor olan,kaybedilmesi en kolay olandır aynı zamanda...çok fazla özen ister bu kavramı oluşturmak,inandırmak birilerini... domina taşları gibidir, herşeyden, herkesten korursun taşlarını, özen gösterirsin...en ufak bir esintiye bile izin vermezsin şahaserini oluşturmak için...yaptığın en ufak hamle bitirir herşeyi, emeğini, senin gözünde, yapabileceğine inananlar gözünde...çok dikkatli olman gerekir, sabır gerektirir.bütün bunlara dayanabilirsen başarırsın, ama istemeden de olsa yaptığın en ufak bi hamle tuz buz eder bütün taşları, sadece yıkılan onlar olmaz seni de bitirir, bi bakarsın ki ortaya yığılmış bir sürü taşla yalnız kalmışsındır.
Bir çırpıda okunup bitirildiğinde,insanın hayatında yer edinen bir Vedat Türkali başyapıtı...insan partiyi arayıor,bu kitabı bitirdikten sonra,sınıfın partisini,işçi sınıfının partisini...Türkiye Komünist Partisini!Fakat bu eseri 2001 yılından sonra okuduysanız aradığınız ve de sonucunda bulduğunuz ne yazık ki "Türkiye Komünist Partisi" değil "SiP" oluyor.
güncel Önemli Başlıklar