chpnin ecevitin 1970'lerde kazandığı başarılardan sonraki tek seçim zaferi olan istanbul büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri seçimlerindeki başarının sahibi yönetici. genel bakanlık en çok ona yakışır. muhalefeti ayağa kaldırır ama yapmazlar.
(bkz: önder sav)
(bkz: süheyl batum)
Javier Bardem'e benzeyen siyaset adamı.evet saç konusunda biraz zayıf olabilir ama No Country For Old Men ' deki hali ile Javier de dünyaa saçından tiksindirtmiyor mu insanı zaten?
deniz baykal istifasını açıklarken bir tv programında gözyaşlarına boğulan chp'li.yalakanın önde gidenidir.deniz baykal gidince ağlayan,kılıçdaroğlu gelince götünün dibinden ayrılmayan ve bunun sonucunda kabineye giren yalaka siyasetçi adayı. (bkz: yağcılarda inecek var)
il başkanlığı döneminde birlikte çalıştığı kemal kılıçdaroğlu'yla birlikte chpyi değiştirme iddiasındaydı parti meclisine girdi. myk'ya giremedi. il başkanlığı gitti, baykal gitti, gürsel tekin de gitti.
350 yaşına gelmiş önder sav adlı dinazorun hala ihtiraslarından arınamaması sonucu üzeri çizilmiş ve myk'ya alınmamıştır. adı genel başkan yardımcılığı için geçerken bir anda ortada kalması chp'de önder sav'ın gizli genel başkan olduğunun bir ispatı mı yoksa?
halkın gerçeklerinden uzak olmakla itham edilen bir partiyi halka bu kadar yakınlaştıran, istanbul'da üç ayda oyları %40lara getiren bir adamın üzerinin bir anda çizilmesi üzücü. yoksa bu partide hiçbir şey değişmeyecek mi?
kemal bey'in aslında sıradan bir chp memuru olmasına rağmen istabul il başkanı olarak yapmış olduğu imaj çalışmalarıyla ve mhp'nin de gizli desteği sayesinde belediye seçimlerinde %36 gibi rüyalarında göremeyecekleri bir oy alması ve ecevit taklitçiliği ile zoru görünce kıvırma söylemleri ötesinde bir özelliği olmayan kemal bey gibi bir siyasinin medya ve bazı odaklar tarafından balonunun şişirilmesi sayesinde bugünlere gelmesinde en etkili isim olmasına karşın MYK'ya bile alınmayan, vefa'nın chp için sadece istanbul'da bir semt olduğunu baykal'dan sonra en iyi bilmesi gereken kişi.
kapının önüne koyulan bir adam.bunun başka izahı yoktur. chp nin nasıl bir sistemle çalıştığının en güzel ikinci örneğiidir.birincisi için;mustafa sarıgül
kemal kılıçdaroğlu nun brütüslüğünü yaptığı an olmuştur bu myk toplantısı. önder sav ın baskılarına boyun eğen kılıçdaroğlu, liderlik özelliğinin olmadığını, sözünü partililere geçiremediğini göstermiştir. yerel seçimlerdeki en büyük destekçisi olan ve halkla ilişkileri çok iyi olan gürsel in myk dısında bırakılması tam bir fiyaskodur.
bugün başına gelenleri haketmiştir. çünkü istanbuldaki tüm chp kollarına karslıları yığmıştır vakti zamanında bu sebeptendir ki eleminasyona kurban gitmiştir şahsımca.
"vefa sadece istanbul'da bir semttir, ama kağıttepeli kemal bey istanbul'u bile bilmez" tespitinin yapılmasına vesile olan chpli siyasetçi. chp'nin gerçek lideri önder sav ve onun kaş göz hareketleriyle politikalarını değiştiren varoşçu genel başkanı tarafından diskalifiye edilmiştir.
istanbul'da bitik durumdaki chp'yi hareketlendirmiş yerel seçimlerde oy oranını ciddi biçimde arttırmıştır ama burada en büyük pay kendisine değil kemal kılıçdaroğlu'na aittir. kendisinin üzerinin neden çizildiğini ve partinin üst yönetimine giremediği ile ilgili chp'nin içinden bir kaynaktan aldığım bilgi şu yönde: deniz baykal'ın istifası sonrası kılıçdaroğlu'nun adı gündeme geldiğinde ve kendisine kk'ya destek olup olmayacağı sorulduğunda "değerlendirmemizi yapıp açıklayacağız" gibi abuk bir cümle kurmuştu ve rengini belli etmemişti. tam da o esnalarda yılmaz büyükerşen'e gidip "bu iş kılıçdaroğlu ile olmaz , partinin başına geç seni destekleyelim" demesi ve bunun öğrenilmiş olması kendisinin chp geleceğini bitirdi maalesef.
ha, büyükerşen ne cevap verdi derseniz tam bir komedi: ben başkan olmak istemem, n'apıp edip baykal'ı geri döndürün"
önder sav'ın tetiklemesi ile ilçe başkanları, istanbul il başkanlığı'na dönmesini istememektedir.
fakat chp'den bu kadar düzgün bir adam çıkmışken kaçırma derim kılıçdaroğlu.