bugün

ekonomi eğitimi almış, çeşitli dergi ve gazetelerde çalışmış, gazeteci, yazar, televizyon programcısı.

yeni harman dergisi'nde başarılı çalışmalara imza atmış, bir dönem yalçın küçük ile kalemler ve kılıçlar programını yapmış, halen skytürk'te şimdiki zaman programını yapan gazeteci, yazardır.

--spoiler--
Yaşamım boyunca hep merak ettim...Bize öğretilmeyeni anlatılmayanı aklımızın almadığını...Hep merak ettim...Sorulması yasak sorulara merak saldım hep...Merak ettim durdum küçüklüğümden beri...Niye sorusu neden çıkışı hiç eksik olmadı dilimden...Hakikatin peşine takıldım...Gazetecilik ve yazarlık serüvenim böyle başladı. Sonra buna televizyon eklendi. Tv programları belgeseller...Hakikati arama yolculuğum sürüyor...işte benim hikayem...
--spoiler--
skytürk'teki şimdiki zaman programında an itibarıyla uluslararası finans danışmanı mete akıncı'yı ağırlayan gazeteci,yazar, tv programcısı. şu an mete akıncı stratejik araştırmacı olarak dünyadaki özellikle komşularımızdaki mevcut ve olası gelişmeleri değerlendirmekte.
--- iRTiFADA SESSiZLiK BELGESELi ---
AKŞAM GAZETESi YAZARI GÜRKAN HACIR BELGESEL HAZIRLADIĞINI BÖYLE DUYURDU:

(Bir belgesel hazırlıyorum. Adı 'irtifada Sessizlik' imar Planı tadilleriyle yapılan büyük vurgunu ve medyanın büyük suskunluğunu anlatıyorum)
mustafa sarıgül dosyası ile merak ettiği popülaritesini açığa çıkarmış gazeteci.

--spoiler--
"Sarıgül, istanbul'da kazanabilir mi: Kazanır...

Ancak silah dayasanız adaylığını koymaz...

Çünkü o sadece Şişli'deki 'dükkanın' açık kalmasının peşinde.

istanbul'un trafiği en keşmekeş, havası en kirli, en fazla çarpık kentleşmenin olduğu ilçesi hangisidir desem...

Ve en borçlu belediye hangisidir diye eklesem...

Ne cevap verirsiniz...

Ben tüm soruların cevabını peşinen söyleyeyim: Şişli...

Peki nasıl oluyor da Şişli'nin başkanı Sarıgül en başarılı belediye başkanı olarak biliniyor?

Ve Şişli yetmiyor solun yeni umudu olarak pazarlanmaya çalışılıyor.

Kendi kendinize sordunuz mu?

Ben sordum...

Bu sorunun cevabı Mustafa Sarıgül'ün PR'larla örülü yaşamında gizli.

Gelin o zaman birlikte 'solun son umudu' olarak pazarlanan Sarıgül'ün gerçek hayat hikayesine bir uzanalım...

Mustafa Sarıgül 1956'da Erzincan'ın iliç ilçesi'ne bağlı Güngören Köyü'nde dünyaya geldi. ilkokulu Güngören'de okudu. Ailesi birçok Anadolu köylüsü gibi köyünde geçinemiyordu. istanbul'un yolunu tuttular. Babası Hakkı Bey'in elinde bir meslek yoktu.

MERKEZ Mahallesi, Yeniyol Sokak, 4 No'lu Park Apartmanı'nın apartman görevlisi oldu.

Hakkı Sarıgül çocuklarını zor koşullarda da olsa okutmak istiyordu. Mustafa, Şişli Ortaokulu'na kaydoldu. Ardından ise Zincirlikuyu Yapı Meslek Lisesi'ne gitti. Dönemin bakanı Mustafa Üstündağ'ın başlattığı 3 aylık öğretmenlik kursunun ardından öğretmen olarak çıktı. Ancak tek bir derse dahi girmedi. Onun gözü hep yükseklerdeydi.

iETT SINAVINDA BiRiNCi

MUSTAFA Sarıgül, önce Kağıthane Belediyesi'nde çalıştı. Ardından iETT sınavlarına girdi. Sınavı birincilikle kazandı.

Siyasi rakipleri Sarıgül'ün bu başarısını 'gülümseyerek' dinliyorlar. Onlara göre Sarıgül, rüşvet vererek sınav cevap anahtarını ele geçirmişti. Yoksa yazılıda 100 alırken neden sözlüde 58 alsındı?

NEYSE geçelim...

MUSTAFA Sarıgül, artık hayatının kurgusunu değiştirecek iki kurumla neredeyse aynı zamanlarda tanışmıştı...

CHP ve belediye...

CHP gençlik kollarına üye olmuş ve belediyenin iETT'sinde çalışmaya başlamıştı.

CHP'de kendisine örnek aldığı isim ise istanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu'ydu.

Köksaloğlu aslen Sivas Suşehri doğumluydu. O da Mustafa Sarıgül gibi belediye meclis üyeliğinden gelmiş, 1973 seçimlerinde istanbul milletvekili seçilmişti. Mustafa Sarıgül, Köksaloğlu'nun evinden çıkmıyordu.

'ÇOCUK OLMAYACAK'

ABDURRAHMAN Bey'in iki kızı vardı: Hülya ve Aylin.

HÜLYA Köksaloğlu'nun kalbi delikti. Doktorlar fazla yaşamayacağını söylemişlerdi. Eve gelip gidişleri sırasında Mustafa Sarıgül, Hülya'ya ilgi duydu. Hülya da bu hastalıklarla örülü yaşamında bir kez olsun gelinlik giymek istiyordu. Baba Köksaloğlu itiraz etti. Mustafa Sarıgül'e güvenmiyordu. Fakat hasta kızının son isteğini geri çeviremedi.

TEK bir şart koştu: 'Çocuk yapmayacaksınız.'

ZATEN bunu doktorlar söylemişti: Hasta kalbi gebeliğe dayanamazdı.

MUSTAFA çocuk olmayacak sözü vererek evlilik iznini kopardı. Artık istanbul CHP'nin en önemli isminin damadıydı.

ANCAK tabii ki kayınpederine verdiği sözü tutmadı. Hülya Sarıgül hamile kalmıştı. Mustafa'ya göre çocuk yapmak, Allah'ın bir 'emir'iydi. Emir'e karşı çıkılmazdı. Doğan çocuklarına 'Abdurrahman Emir' ismini koydular.

DEĞiŞMEYEN VEKiL

ABDURRAHMAN Köksaloğlu'nun Abide-i Hürriyet Caddesi'ndeki Pirelli Lastik bayisinin de adı 'Oto Sivaslı'ydı.

Aynı zamanda otopark işletmeciliği ve taksi işletmeciliği de yapıyordu. iki ülkücü militan akşam saatlerinde lastik bayisinin önüne geldi. Biri kapıda gözcülük yaptı. Diğeri içeri daldı. Masasının başında çalışan Abdurrahman Bey'e 2 el ateş etti. Her iki kurşun da kalbine saplanmıştı.

Abdurrahman Bey ayağa kalktı, zorlukla da olsa dükkanın depo bölümüne kadar süründü. Orada yığıldı. Ameliyata alınan Abdurrahman Köksaloğlu kurtarılamadı.

KÖKSALOĞLU'NUN ölümünden sonra dükkanda işleri toplamaya çalışan iki kişi vardı.

Biri genç damat Mustafa Sarıgül diğeri getir götür işlerine bakan Bayram Özata!..

(Bayram Özata sonraki yıllarda değişmeyen Belediye Başkan Vekili oldu. Ayrıca Bayram Bey'in ticarette de işleri rast gitti. Özata Şirketler Grubunu kurdu. Sarıgül'ün siyasi rakipleri Abdurrahman Köksaloğlu'nun öldüğü gün çelik para kasasının kaynak makinesiyle kesildiği iftirasını da attılar. Oysa zaten Sarıgül'e yüklüce bir servet kalmıştı. Kaynak makinesine lüzum yoktu.)

ABDURRAHMAN Köksaloğlu'nun cenazesinde tabutu dönemin istanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil'le birlikte omuzladı.

Artık yakınlaşma sırası Aytekin Kotil'e gelmişti.

BABASININ ölümünden bir yıl sonra... Hülya Sarıgül de yaşama veda etti.

BU arada Mustafa Sarıgül'ün siyasette yıldızı parlıyordu. 1987 genel seçimlerinde ön seçimle girdiği seçimlerden parlamentonun en genç milletvekili olarak çıktı.

MUSTAFA Sarıgül 1993'te Aytekin Kotil'in yeğeni Aylin Kotil'le evlendi.

SiYASETTE önünü açan kişi ise Hüsamettin Özkan oldu. 1999 yerel seçimlerinde aday gösterilmeyeceğini anlayınca DSP genel merkezine gitmiş ve saatlerce beklemişti. Ağladığı konuşuluyordu. Sarıgül hırsına yenik düşmüştü. Hüsamettin Bey gücünü gösterdi ve Sarıgül Şişli'den belediye başkan adayı oldu.

TAM 15 yıldır bu görevde...

Şişli Belediye Başkanlığını yürütüyor. Ama onu asıl popüler kılan şeyin başında cenaze işleri geliyordu. Ölü evinin yasçısı düğün evinin tefçisi lakabı da buradan kaynaklanıyor. Teşvikiye Camii'ndeki hiçbir cenazeyi kaçırmıyordu.

BiR de hemen hemen Anadolu'nun her yerinde Şişli Belediyesi'nin cenaze arabasını görebilirsiniz.

Kim nereye nakil isterse şehir bölge önemli değil... Üzerinde Şişli Belediyesi logolu cenaze arabası hizmetinizdedir.

MEDYAYLA ilişkileri de her zaman iyi oldu.

Mesela onu yere göğe koyamayan birçok TV-gazetecinin program sponsoru milimetrik inşaattı. Milimetrik inşaat, Emir Sarıgül'ün şirketiydi.

Bir diğer şirketinin ismi ise oldukça ironikti. Maritza... Maritza Latince 'bitmeyen ortaklık' anlamına geliyordu.

Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin 420'sinin genel müdürlükleri Şişli sınırları içerisindeydi. Ve şirketinizin rahat edebilmesi için Şişli Belediyesi ile 'iyi' ilişkiler kurmak zorundaydınız.

(Bir belgesel hazırlıyorum. Adı 'irtifada Sessizlik'.... imar Planı tadilleriyle yapılan büyük vurgunu ve medyanın büyük suskunluğunu anlatıyorum)

Sarıgül'le 'iyi' ilişkiler kurulursa sorunsuz bir şekilde ticari hayatınıza devam edebilirdiniz. Sarıgül'ün Şişli'deki en büyük yaratıcılığı buydu.

'iYi' iLiŞKi PEŞiNDE

ÖRNEĞiN...

ilaç sektörünün tartışmasız 1 numarası olan bir holdingimiz yapacağı alışveriş merkezi için izin almasının yeterli olacağını düşündü. Sarıgül'le 'iyi' ilişkiler kurmadı. Sonuç tam bir felaket oldu.

inşaat bitmiş, dükkanlar hazırlanmış ama istenen belediye izinleri bir türlü çıkmıyordu. Sonunda canına tak eden holdingin patronu Ankara'nın yolunu tuttu.

Sarıgül'ü Deniz Baykal'a şikayet edecekti.

Yine de kibar bir dille Sarıgül'ün gereksiz yere sorun çıkardığını söyledi. Baykal Sarıgül'ü aradı. 'Beyefendi'ye kanunlar çerçevesinde lütfen yardımcı ol' dedi.

Sarıgül kavga değil 'iyi' ilişki peşindeydi. 'Efendim bir 'evrak' eksik kaldı tamamlasınlar hemen ruhsatı vereceğim' dedi.

'Evrak' tamamlandı, 'iyi' ilişki kurulmuş oldu.

MUCiZEVi yöntemlerle arsa yaratabiliyordu.

Feriköy'de yolu bir inşaat şirketine verdi. Evet evet yanlış okumadınız. Bir inşaat şirketi Lalaşahin Caddesi üzerinde inşaata başladı ve rezidans yaptı. Şimdi yol rezidansın etrafından dolaşıyor. inşaat şirketinin Sarıgül'le 'iyi ilişkiler' kurduğu biliniyordu.

SARIGÜL istanbul'u kazanır mı?

ANKETLERE bakacak olursanız şansı var.

Kazanabilir. Ancak bir şartla...

Başbakan Erdoğan'ın müsaade ettiği ölçüde...

Çünkü Şişli Belediyesi'nin içişleri Bakanlığı'nda bekleyen dosyaları iş ciddiye binince ortalığa dökülüverir.

Bunu da en iyi Mustafa Sarıgül biliyor.

O yüzden haftada bir 'abla' dediği Emine Hanım'ı aramayı ihmal etmiyor, bir cenazede karşılaştığı muhtemel rakibi Kadir Topbaş'ı arsız çocuk gibi sarılıp yanağından öpüyor.

'Kadir Topbaş varsa ben yarışta yokum'

diyor.

(Sarıgül'ün siyasi rakipleri Topbaş'ın çocuklarıyla Emir Sarıgül'ün ortak iş yaptıklarını söylese de gerçekle ilişkisi yok bunun)

Ama elbette istanbul Büyükşehir adaylığı için değil. Sadece Şişli'de yerini koruyabilmek için.

HADi ben de aynı tahminde bulunayım. Sarıgül'e silah dayasanız da istanbul'a aday olmaz...

Olamaz...

ÇÜNKÜ o sadece Şişli'deki 'dükkanın' açık kalmasının peşinde.."

--spoiler--
mehmet metiner'e mavi ekran verdirmiş kişi.

http://video.sozcu.com.tr...-yayinda-yilin-ayari.html

metiner resmen donmuş kalmış.
mehmet metiner'e karşı dürüst davranmış program sunucusudur. ayrıca öyle sırf siyasi kişilik oldukları için kendilerini dokunulmaz, laf işlemez sanan zihniyete hakkettiği cevabı verdiği için takdirimizi kazanan kişidir. http://www.youtube.com/watch?v=Bd9zqifmsXk
mehmet metiner' e verdiği ayardan saksı gibi oturturum anlamı da çıkarılan gazeteci.
erol bilbilik denen islam düşmanını tv ye çıkaran iğrenç şahıs.
Mehmet Metiner sağ beklerken sol yedi karşısında.
Basın mensuplarının içinde de cesaretli, dürüst daha doğrusu işini yapan insanlar olabileceğini görmek güzel.
Siyasiler de bu kendini beğenmişliklerini, kibirlerini, küstahlıklarını bir kenara bıraksınlar da TV'ye çıkarlarken
ona göre bir konuşmaya hazırlanıp gelsinler. Gerçi sorular çalışmadıkları yerlerden çıkınca hemen hepsi gözüne ışık tutulan tavşan gibi oluyor. Gürkan Hacır'ı açıkçası internete düşen bu videosundan önce tanımazdım. Şimdi ise kendisi için endişe ediyorum.
Keşke bizim TV kanallarını ve gazeteleri de yabancılara satsalar da gazeteciler görevlerini yaparken bir siyasinin kuyruğuna basınca işinden olmasalar.
dücane cündioğlu nu konuk ettiği programları da izlenesidir, YouTube'dan bulunabilir.
akşam gazetesının ışıne son verdığı bunu kışısel twıtter hesabından duyuran gazetecı.
şu an halk tv de catır catır konuşmaktradır.
--spoiler--
Ahmet Hamdi Tanpınar'la başladığımız edebiyat yüzyılımızı Turgay Güler'le kapatıyoruz. Çöküştür.
--spoiler--
beyaz tv' de latif demirci ile rasim ozan' ın eline vermektedir.
başbakan'ın gelişinde de, olası gidişinde nsa parmağı vardır, ılımlı islam değişecek, islam'a karşı bir operasyon var... benzeri köşeli ve hayli ciddi iddiaların sahibi; dinlenmesi ses tonu ve kelimeleri art arda söylemesiyle inanılmaz zor olan kişi.

(bkz: nsa)
hakan aygün ün mal dediği adam.
görsel
twitter da " Hakan Aygün'ün hakkımdaki terbiye dışı sözünden dolayı Halk Tvdeki programıma ara veriyorum.Durumu gen müdürümüz Şaban Sevinç'le paylaştım." demiştir.
http://twitter.com/gurkanhacir
şu an Halktv de çok ciddi bir oturum var.
Bu akşam değişik açıklamalar yaparak beni ve bir çok kişiyi ciddi anlamda şaşırtan gazeteci, yazar. Eğer iyi parti izmir de kaliteli bir aday çıkartırsa izmir CHP nin elinden gider gibi bazı şeyler söyledi. Bizim bildiğimiz izmir, Azizdir.
Hulki Cevizoğlu ile beraber bir program yapması gereken kişi.
Abdülkadir selvi ne kadar gıcıksa bu da o kadar gıcıktır.
geçen hafta programa telefonla katılan haluk levent konuşurken dalga geçer gibi bir yüz ifadesi ile saygısızlık yaptı ve tesadüfen de kameraya yakalandı.
bu hafta da program arkadaşı kendisine " gürkan bey " diye hitabederken kendi ona ısrarla " elfin " diye hitabediyor. bütün bunlar kendisine gösterilen ilgiden havalara girip şımardığının göstergesi. o konuda " uğur dündar " gibi bir hocaları varken nasbini almamış anlamındadır.
uzun vadeli bir programcı olamayacağını belli etti.
dost acı söyler beyefendi.
Coronaya yakalandığını duyurmuş.