günün şiiri

entry3079 galeri300 video20 ses2
    2968.
  1. desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
    rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
    sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
    ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
    senden kopardım çiçeklerin en solmazını
    toprakların en bereketlisini sende sürdüm
    sende tattım yemişlerin cümlesini
    desem ki sen benim için,
    hava kadar lazım
    ekmek kadar mübarek
    su gibi aziz bir şeysin
    nimettensin, nimettensin
    desem ki
    inan bana sevgilim inan
    evimde şenliksin, bahçemde bahar
    ve soframda en eski şarap
    ben sende yaşıyorum
    sen bende hüküm sürmektesin
    bırak ben söyleyeyim güzelliğini
    rüzgarla nehirlerle kuşlarla beraber
    günlerden sonra bir gün
    şayet sesimi fark edemezsen
    rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden
    bil ki ölmüşüm
    fakat yine üzülme müsterih ol
    kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
    ve neden sonra
    tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
    hatırla ki mahşer günüdür
    ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
    2 ...
  2. 2967.
  3. Şehirler kâbus dolu; köylere duman düştü
    Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü.

    Nurullah genç
    0 ...
  4. 2966.
  5. cins cins “ahbes”in çocukları
    mutlak fikire düşman.
    kiminde fikirsiz bez parçası bayrak,
    kiminin gırtlak hela arası,
    gerçeğinin alt yapısı.
    çağdaş medeniyete doğru,
    kimi diskotek yollarından.

    nerde o dağ gibi insanlar
    nasıl doğdu bu fareler.

    uçan köprüler nesiller arası,
    uçan köprüler ülkeler arası.

    salih mirzabeyoğlu - moro destanı
    2 ...
  6. 2965.
  7. Kara sınırları belirlemek için verilen savaşlar
    Umrumda değil

    Hangi toprağın hangi millete ait olduğu umrumda değil

    Benliğimin sınırları için çizilmiş haritalar yok 

    Annesinin memesini kendi vücut uzvu sanan
    Kayda değer geçmişi olmayan

    bir bebektim.

    Ali Doğan Eroğlu
    0 ...
  8. 2964.
  9. hikmetinden sual olunmaz rabbim
    lüzumsuz kişilerle dolu yeryüzü,
    bu fazla kişilerle fesatlaşmış hayat,
    nakaratlar hep bayat,
    onlardan eyleme beni!

    salih mirzabeyoğlu
    2 ...
  10. 2963.
  11. tehlike var ters yönde
    yosun altında balık
    tören vakti en önde
    sümüklü kalabalık.

    s.m
    0 ...
  12. 2962.
  13. döneceğim elbette döneceğim
    ama tabutta ama dorukta
    görevimin gereği bu benim
    zındanda da olsam hep erim
    hep böyle sürmeli duruşum
    - duan
    böyle olmalı senin!
    ...

    salih mirzabeyoğlu - münşeat
    1 ...
  14. 2961.
  15. küçücük yavru kuştum
    ıssızlıktan sarhoştum
    gördüm de neyi gördüm
    ben kendime yokuştum

    aşmak için dağları
    uçamadımsa koştum
    bulmak için sağları
    öldüm artık kavuştum.

    salih mirzabeyoğlu - kayan yıldız sırrı
    1 ...
  16. 2960.
  17. Bir ırmak bir ırmağı seviyor sakın heyecan yapma
    Bir deniz aylar boyunca yükselme halinde endişelenme
    içinde tomurcuklar patlıyor o sese tanıksın
    Binlerce serçe oynuyor ağacın dallarında
    Gibi şeyler yaşıyorsun, güzel, kısa ömürlü
    Endişeye mahal yok, zaten ömür de kısa…

    Bilirsin bunları bir de, şairi konuşturma
    Konuğun olduğum kadar bağlıyım sana
    Endişeye mahal yok;
    Zaten dünya…

    Sana çok yabancıyım yakın olduğum kadar
    Yabancı olduğum kadar yakınım sana
    Yakınmıyorum hayattan, olmadığın zaman da
    Sol yanımdaki sızıya hele bir dur diyorum
    Gerçi durmuyor ama…

    işte böyle büyüyoruz sevgilim,
    Yaşamak bugün için, ateşten
    Yirmi dokuz yapraklı bir yonca

    Mehmet Aycı.
    0 ...
  18. 2959.
  19. hürriyet hokkabazlık, gökte havai fişek;
    toprakta da hürriyet diye tepinir eşek...

    necip fazıl kısakürek - öfke ve hiciv
    0 ...
  20. 2958.
  21. orayı burayı gezerken
    bu akşam saatleri
    dünyayla kavgalı
    kendimle kavgalı
    içim kıpır da kıpır
    yalçın susuşlara mahpus
    düşmüş çenem dizlerime
    kollarım sarmalamış
    kendimin habersizi
    çökmüşüm kapı dibine
    sessizliği dinlerken
    -uyandım!-

    salih mirzabeyoğlu
    0 ...
  22. 2957.
  23. ESSiZ GEMi

    Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

    Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
    Yahya Kemal Beyatlı.
    0 ...
  24. 2956.
  25. vazife

    artık rahatça övün hakkın oldu bu senin
    kırk yıllık çilesi var alnındaki bûsenin
    madem 'mer' olan sensin nazır ahmed yanında
    bunca alçak içinde vazifendir bu senin!

    salih mirzabeyoğlu
    1 ...
  26. 2955.
  27. gitti, su yollarını kıvrım kıvrım bilenler,
    bir ot yığını kaldı; kökünden kesilenler...

    nfk -1976
    0 ...
  28. 2954.
  29. eylül sabahının serinliğini
    yaprakların serinliğini
    ciğerlerime dolduruyorum

    sessizlik ve serinlik
    birleşiyor
    yıkanmış güvercinler
    ve çok uzak bir tren sesi

    her zaman yeniden başlamak duygusu
    doğuyor içime
    her uyanışımda

    düşmanlarımı bağışlıyorum
    daha çok seviyorum bağışlanmış hayatımı
    her uyanışımda

    eylül sabahının serinliğini
    yaprakların serinliğini
    yüreğime dolduruyorum.

    Ataol behramoğlu.
    1 ...
  30. 2953.
  31. ''sen sen ol'' dedim
    verme hiçbir şeyi isteksizine
    verme hiçbir şeyi layık olmayana
    define meraklısı
    çıkarır kıymeti toprak altından
    kıymetini anlamayana -versen de-
    lazımlık yapar altundan!

    salih mirzabeyoğlu - yaşamayı deneme
    0 ...
  32. 2847.
  33. celladına aşık olmuşsa bir millet,
    ister ezan ister çan dinlet.
    itiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
    müstehaktır ona her türlü zillet.
    0 ...
  34. 2846.
  35. YAZMAK

    Ya yürekten gelince yazacaksın
    ya yazarken yürekten gelecek
    - “Aşk olmadan meşk olmaz!”
    Meşka –farkedip ayırmak- olur mu sanırsın?

    Ayak ucunda ölüm – mazi ardında külün
    yele gidecek harmanın – ömrün
    hazır mısın?

    Sen bal yapacaksın âlem yiyecek
    hissene düşen zehirli bir lokma
    hep taze
    var mısın?

    Yeni kıymetler icâd edenlerin
    etrafında döner dünya – gerçek
    ama kurnazların etrafında döner çoğu zaman
    halk ve şan – böyledir
    yalancı dünyanın gidişi
    hasad ötede
    yazar mısın?

    Salih Mirzabeyoğlu
    0 ...
  36. 2845.
  37. şah damarımdan gelir en kanlı kahkaha
    yalvarmayı sevmediğim gibi
    bilirsin acındırmayı da sevmem!

    kendini harcamayı seven
    zengin gönüller vardır
    zorluk bulur onları
    bilirsin ben kendimi esirgemem!

    salih mirzabeyoğlu - münşeat
    0 ...
  38. 2844.
  39. 2843.
  40. bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
    mekânı bir satıh, zamanı vehim.
    bütün bir kâinat muşamba dekor,
    bütün bir insanlık yalana teslim.

    nesin sen, hakikat olsan da çekil!
    yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
    otursun yerine bende her şekil;
    vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

    necip fazıl kısakürek
    1 ...
  41. 2842.
  42. her gece bin can ile yattım
    her günün can verdim dudaklarında
    yalnızlık zehrini içime attım
    gezindim kandilli sokaklarında.

    salih mirzabeyoğlu - yaşamayı deneme
    1 ...
  43. 2841.
  44. solmaz, solmaz; bu bir renk…
    ölmez, ölmez; bir âhenk…
    insanlık; hevenk hevenk,
    o'nun Ümmetinden ol!

    gökte çakıyor haber,
    geber çelik put geber!
    doğrul yeni seferber,
    o'nun Ümmetinden ol!

    necip fazıl kısakürek
    0 ...
  45. 2840.
  46. 2839.
  47. hoşgörülü maymun

    şeytanın ışıklı kırbacı altında sefih
    baş eğenlermiş iyi ve doğru
    bizim gibi asilere "gerici terörist" diyor
    kıçı açıkta maymun!

    iyilerle doğrulara bakın siz hele
    kimden nefret ediyorlar en çok
    kendilerinin kıymet levhalarını parçalayandan
    işinize geleni bilirim sizin
    - "kafeste konmuş hoşgörülü maymundan!"

    salih mirzabeyoğlu - münşeat sf:152
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük