günün şiiri

    1.
  1. Mare Nostrum

    aşk olsun sana çocuk, aşk olsun
    acıyorsam sana anam avradım olsun

    elbette türkiyede de en uzun koşuysa devrim
    o, onun en güzel yüz metresini koştu
    ilk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
    en hızlısıydı hepimizin,
    ilk o göğüsledi ipi...

    acıyorsam sana anam avradım olsun,
    ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

    Can Yücel'in Deniz Gezmiş'e yazdığı şiir. günün anlam ve önemine uygun.
    53 ...
  2. 1852.
  3. “her şeyden biraz kalır
    diyor birileri,
    çoğulluk haklılıktır.
    kavanozda biraz kahve,
    kutuda biraz ekmek,
    insanda biraz acı,
    biraz da mutluluk.”

    - turgut uyar.
    42 ...
  4. 1855.
  5. ayırdedemiyorum,
    içimdeki kırıpırtılarla
    dışımdaki tangırtıları;
    yaptıklarımsa, hep yanılgılardan
    yanılgılardan.

    - oruç aruoba.
    41 ...
  6. 1848.
  7. bütün gemiler yalnızdır,
    ötekiler de.
    uzağı arayanlar bilir,
    yalnızca yaşayanlar.

    - özdemir tusun.
    33 ...
  8. 4.
  9. Seni saklayacağım inan
    Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
    Şarkılarımda, sözlerimde.

    Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
    Ve kimseler görmeyecek seni,
    Yaşayacaksın gözlerimde.

    Sen göreceksin, duyacaksın
    Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
    Uyuyacak, uyanacaksın.

    Bakacaksın, benzemiyor
    Gelen günler geçenlere,
    Dalacaksın.

    Bir seviyi anlamak
    Bir yaşam harcamaktır,
    Harcayacaksın.

    Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
    Yaşayacağım gözlerimde;
    Gözlerimde saklayacağım.

    Bir gün, tam anlatmaya..
    Bakacaksın,
    Gözlerimi kapayacağım..
    Anlayacaksın.

    Özdemir Asaf
    31 ...
  10. 2166.
  11. elimden tut yoksa düşeceğim
    yoksa bir bir yıldızlar düşecek
    eğer şairsem beni tanırsan
    yağmurdan korktuğumu bilirsen
    gözlerim aklına gelirse
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni.

    geceleri bir çarpıntı duyarsan
    telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
    sarayburnu'ndan geçiyorum
    akşamsa eylül'se ıslanmışsam
    beni görsen belki anlayamazsın
    içlenir gizli gizli ağlarsın
    eğer ben yalnızsam yanılmışsam
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni
    32 ...
  12. 11.
  13. Biraz değiştim,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

    Değiştim...
    Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
    Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
    Ben benimle savaşıyorum,
    Seninle değil...

    Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
    ne kazanabileni ne de kaybedeniyim...
    Sorun değil...

    Elbet Alışırım...
    Biraz alıştım.
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...
    Alıştım!
    Varlığını istemediğim tüm eksik yanları
    Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim
    iki arada bir derede duyguya alışıyorum...
    Bir yanım bırak diyor bir yanıma
    Kesin değil! Henüz tanıştık...
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

    Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık
    Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda
    Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda
    Bir yanım memnun oldum diyor,
    bir yanım tanıyamadım daha
    Samimi değil...
    Bir hayli kırıldım...
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

    Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime
    Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım...
    Aslında ne sana, ne olanlara...
    Kendime kırgınım!..
    Maziye hiç değil, âna kırgınım
    Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına
    Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara
    Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna
    Bir hayli kırgınım...
    Beni ben kırdım oysa...
    iyi değilim.
    Galiba yoruldum...
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...

    Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan
    Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan
    Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum
    Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..
    Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.
    Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık
    Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..

    Toprağa bakan yanım senden zate ayrı
    Sana bakan yanımsa toprakla aynı
    Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!

    Gözlerim yorgun...
    Dudaklarım, dudaklarım hissiz...
    Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır...
    Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz
    Söyleyemediklerini söylesende şimdi
    Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!
    isteyerek değil...
    Çok çalıştım

    Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
    Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye
    Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
    Daha öncede gitmiştim...
    Çok çalıştım...
    Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
    Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine
    Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
    Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için
    Çok çalıştım...

    Daha öncede gitmiştim...
    Kendi isteğimle...
    Anladım ki daha önce sevmemiştim!

    Çok çalıştım inan
    Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye
    Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya
    Ve alışmaya kendime...
    Bu göz gözü görmez dumanlı halime
    Çok alışmaya çalıştım hem de...

    Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da
    Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala
    Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da

    Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor
    An be an çöküyor, insanın içindeki güç
    Işığı sönüyor...
    Beyaza dönüyor rengi git gide
    Hissizleşiyor...

    Ne yormak istedim Seni,
    Ne de yormak kendimi
    Çok çalıştım
    Gitmeye de kalmaya da...
    ikisi de aynı acı, ikiside rezil
    Daha öncede gitmiştim
    Ama böyle kalarak değil
    Böyle kalarak değil...

    (bkz: can yücel)
    29 ...
  14. 1840.
  15. “yağmur yağıyor,
    iliklerime kadar üşüyorum.
    güneş açıyor,
    utanıyorum yalnızlığımdan.
    kar yağıyor,
    ağarıyor çirkin yüzü,
    merhametsiz sokakların.”

    - ümit yaşar oğuzcan.
    30 ...
  16. 1827.
  17. adının üstüne,
    anılar koyma,
    sen mezar değilsin.

    anılar,
    adının ardından gelsin.
    sen duvar değilsin.

    - özdemir asaf.
    28 ...
  18. 1145.
  19. Duy şikayet etmede her an bu ney,
    Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

    Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
    Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.

    Ayrılıktan parçalanmış bir yürek
    isterim ben, derdimi dökmem gerek.

    Kim ki aslından ayırmış canını,
    Öyle bekler, öyle vuslat anını.

    Ağladım her yerde hep ah eyledim,
    Gördüğüm her kul için dostum dedim.

    Herkesin zannında dost oldum ama,
    Kimse talip olmadı esrarıma.

    Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
    Nerde bir göz, nerde bir candan kulak?

    Aynadır ten can için, can ten için,
    Lakin olmaz can gözü her kimsenin.

    Ney sesi tekmil hava oldu ateş,
    Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş!

    Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
    Cezbesi aşkın karışmıştır mey'e.

    Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
    Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

    Kanlı yoldan ney sunar hep arz-ı hal,
    Hem verir Mecnunun aşkından misal.

    Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var,
    Böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?

    Sırrı bu aklın bilinmez akl-ile,
    Tek kulaktır müşteri, ancak dile.

    Gam dolu günler zaman hep aynı hal,
    Gün tamam oldu, yalan, yanlış, hayal.

    Gün geçer yok korkumuz, her şey masal,
    Ey temizlik örneği sen gitme, kal!

    Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan,
    Gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.

    Olgunun halinden ah, anlar mı ham?
    Söz uzar, kesmek gerektir vesselam.
    -hz. Mevlana
    25 ...
© 2025 uludağ sözlük