özlenendir.nisan ayının sonuna gelmemize rağmen ege gibi bir bölgenin de hala gri bulutlarla kaplı olması insanların dengesini bozmuş,ilkbahara güneşe olan özlem maksimuma ulaşmıştır.
yaklaşık 4-5 milyar yıl sonra çekirdeğindeki helyuma dönüştürdüğü hidrojen atomları tükenecek, nükleer füzyonu devam ettiremeyen çekirdeği sıkışmaya ve dış katmanları genişlemeye başlayacak. kendisi bir supernova ile noktayı koyacak kütleye sahip olmadığı için gittikçe genişleyerek bir kırmızı dev haline gelecek. bu genişleme esnasında hemen hemen eski boyunun 15 milyon katına ulaşacak ve merkür, venüs, dünya ve bir ihtimal mars gezegenlerini yutacak.
mars yutulmaktan kurtulursa yeni merkür olacak. (ateşten bir kaya topu. )
bu gezegenler sobaya atılmış bir kuş tüyü gibi yanıp yok olacaklar.
bu devrede güneş sistemimizden geriye pek bir şey kalmamış olacak.
birkaç milyar yıl daha geçtikten sonra güneş bir beyaz cüceye dönüşecek, ve samanyolu galaksisinin 200-600 milyar ışığından bir tanesi daha sönmüş olacak.
gurbette yaşayan özellikle londrada yaşayanlar için harika bir moral yaratmaktadır.
güneşe hasret kalan bünyeler için 10dakika parkta güneşte ya da bir ağacın gölgesinde oturmak inanılmaz mutluluk verir.
bu kış günümü canım ışınları ile mutlu ve yaşanası kılan harika varlık...güne herdaim onun ışıktan nurlu ellerinin narin ve sıcak dokunuşu ile uyanmak istediğim penceremdeki nazlı dost...beni daima gülümsetebilen!
içinde bulundğumuz evrende sayısı sayılamayacak kadar çok olan , bir nokta (.) kadarken bizim güneşimizin onlarca katı kadar boyuta erişene dek sürekli aktif olarak büyüyen , büyümesini sağlayan yakıtı tükendiğinde büyük bir patlamayla tekrar nokta (.) haline gelecek olan yıldızlardan biridir.
tarihi boyunca insanlığı en çok etkileyen dış nesne.
mitolojilerde olsun ilahi dinlerde olsun kendine hep tanrı ve tanrıyla ilgili olan anlamlar yüklenmiştir. eski mısır'daki ra örneği, yine eski mısır'daki inançlara göre güneşin tanrı olduğu ve güneş battığında güneşin karanlıklar tanrısına yenildiği, sabah tekrar doğduğunda da dünya üzerindeki hakimiyeti geri kazandığı düşünülmüş.
sadece antik inanışta değil, günümüzde etkisini sürdüren dinlerden biri olan hristiyanlık'ta da önemli bir yeri var. dinin önderi hz. isa'dan, incil'de güneşin oğlu diye bahsedilir. aslında bu benzerlikler dinlerin kaynağını da gösterebilir belki. bilmem. neeeeeeeeeyse.
güneşin insanlığı bu kadar etkilemesinin nedeni ise hayatın kaynağı olması. güneş olmasaydı şu an dünya üzerinde canlı hayatı mümkün olmayacaktı. o halde, güneş tanrıdır.
güneş, ısıtır. o yokken yani kışken insanlar üşür, üretim düşer, doğadaki zorluklar artar. ama ne zamanki güneş kendini gösterir, ürünler gelişir, doğa ve insan ısınır ve en önemlisi ilk baştan beri korkunun büyük bir nedeni olan karanlık yok olur. canlılar kendilerini güvende hissederler, dünya daha şeker bir yer haline gelir. insanlar da tapacak güzel bir şey bulmuş olurlar. şu an çok mantıklı olmasa da eski insanlara mantıklı gelmiş olması bence mantıklı.
her albümün bir şarkısı insanın kafasına takılır sürekli o şarkıyı dinlemek ister, kendi içinden sürekli o şarkıyı söyler işte bu şarkı benim için sahip albümündeki o şarkı.
Kurban ın son efsanevi sahip albümünde, eski kurban tarzina en çok benzeyen, diğerlerine nazaran daha eli yüzü düzgün, daha efendi bir şarkı. Ha bu diğer parçaların serseriliğinden şikayetçimiyiz ? tabi ki hayır.
kurban'ın sahip albümünün 3. şarkısı olup sözleri şu şekildedir:
güneş var ya, çocuk var, umut var yine
bulut var ya, silah var, ölüm var yine
fikir var ya, çıkar da, çatışma var yine
kalem var ya, kağıt var, sana mektup var yine
bu ateş sönmez, belli
tepedeki güneş yakıyorken
uzaktan bir ses diyor ki;
sakın gülme ben ağlıyorken
bir mal var ya, varis çok, düşman çok yine
altın var da, aram yok, hakkım yok diye
iman var da, inanç yok, ceza var sadece
ağız var da, kulak yok, akıl çok yine
kan kırmızı bir ağaç var ya
adam bekler, tam altında
söz dinlemez bir el var ya
sonu başlatır günahlarla