güneşin usul usul bir tepenin üzerinen eriyip gitmesini, gökyüzünü turuncu, sarı, mor, mavi, pembe, kırmızı renklere boyamasını izlemek ve bir günün daha bittiğinin hüznünü hissetmektir.
vapur ile karşıya geçerken denk gelirse güneşin denizin üzerine yansıdıgında oluşturdugu mükemmel görüntü martıların eşliğinde izlenir. hiç bitmesin istersiniz ama yavaş yavaş söner.yerini karanlıga, şehrin ışıklarına teslim ederek.
kartal sahilinde adaların tam karşısından izlendiğinde insanı cennet arayışından soğutan eylemdir. güneşin kızpkızıl ışığıyla adaların arkasından kayboluşunu izlemek, bu görselliğe işitsel olarak eşlik eden çığlık çığlığa martılar..*
nerede ve kiminle izlediğine göre keyif derecesi değişkenlk gösteren, doğanın en büyük şölenlerinden birisine tanık olmaktır..
evde beyaz atlet elde kola ile izliyorsan bir bok anlamazsın evlat.. ama kapadokya'da kızıl vadi'de ya da nemrut'da sevgilinle izliyorsan keyfi bambaşkadır..
turuncu, sarı, pembe , kızıl gibi renklerin karışımının muhteşemliğine şahit olmaktır.
hele bir de deniz kenarındaysanız daha bir güzel olur görüntüsü.
güneşin batışının ateşi denizle yıkanır.
hiçbir fotoğraf makinesi çıplak gözle görülenin yerini tutamaz.
yani anlatılmaz yaşanır.
eğer deniz manzaralı bir bölgeden izliyorsanız, gökyüzünün ve denizin kızıla boyanmış o halinin insanı farklı bir ruh haline soktuğu gerçeğini inkar edemezsiniz. nasıl baktığınıza göre değişir tabi. "ne var lan işte, her gün batıyor bu güneş" derseniz zevk alamazsınız.