gülten akın

entry81 galeri5
    1.
  1. sağlam ve derin şiirini " (bkz: sessiz arka bahçeler)" de usul usul işleyen güzel insan,antifaşist,anadolu sevdalısı, türk şiirinin bilge anatanrıçası.
    8 ...
  2. 2.
  3. 1933'te Yozgat'ta doğdu. 1955'de ankara hukuk fakültesini bitirdi.1956'da evlendi. Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. uzun yıllar, insan hakları derneği, halkevleri, dil derneği gibi demokratik kitle örgütlerinde kurucu, yönetici olarak çalıştı.Şimdi yalnız şiirle uğraşıyor.

    Yapıtları:

    Rüzgar saati(1956)
    kestim kara saçlarımı(1960)
    sığda(1964- türk dil kurumu şiir ödülü)
    kırmızı karanfil(1971)
    Maraş'ın ve ökkeş'in destanı(1972 TRT ödülü)
    ağıtlar ve türküler(1976 yeditepe şiir armağanı)
    Seyran destanı (1979)
    seyran ( bütün şiirleri, 1982)
    şiiri düzde kuşatmak( yazılar, 1983)
    ilahiler(1983, şiirler)
    42 gün (1986 ,anlatı)
    Seyran toplu şiirler( , 1992, sedat simavi vakfı edebiyat ödülü)
    sevda kalıcıdır (1991, şiirler, halil kocagöz ödülü)
    sonra işte yaşlandım (1995)
    sessiz arka bahçeler( 1998)
    4 ...
  4. 3.
  5. "sen leyla değilsin" dedi mecnun
    kavuştuğu andı
    çıldırmış sanıldı (G. Akın)
    4 ...
  6. 4.
  7. "bazan tepetaklak olur yürek
    aheste revan giderken
    göğüs kafesine toslar küttedenek
    yüzüstü kapaklanıverir yere"
    dizelerinin de sahibidir.
    2 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. Seni sevdim,
    Seni birdenbire değil usul usul sevdim.
    'Uyandım bir sabah' gibi değil,
    Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına
    Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara...
    Seni sevdim...
    Artık tek mümkünüm sensin.
    3 ...
  11. 7.
  12. "seni birden bire değil usul usul sevdim..............artık tek mümkünüm sensin"
    1 ...
  13. 8.
  14. bilge bir şiirdir, gülten akın şiiri..bilenlerin mahcubiyetiyle,altan almasıyla,biraz da ögrenmeye meraklı cahilliği ile iç içe bir şiirdir.bitmesini hiç istemeyenlerin,sarhoş hayallerine kapı açan bir şiir.
    gülten akın,sonlananın,gidenin,bitenin,yenilenin şiiri değildir aksine hep umut barındıranın yeniye kucak açanın,kavuşmaya avunanların şiiridir.onun şiirleri,toplumsal gerceklikle iç içe akan, ama asla kabalaşmayan,sloganlaşmayan,sertleşmeyen,öfkelenmeyen, hınçını ve hırsını baştan başa durulukla giydirip sunandır.
    şiirini yüceltirken kadınıda,erkeğide,topragıda,yaşamıda yüceltendir.yaralanır,kırılır ama her defasında yaralarını sağarak kırıklığını onanarak çıkar gelir dizelerden..küsmeyen hep ışık sacan,bir başka ihtimal olabileceğini sunandır.
    doğaya açılan bir şiir onun ki binatına binersiniz, uzak atlaslardan koparıp geldiğiniz ham meyveleri olgunlaşması için anadolu yağmuruna sunarsınız.
    hüzün hep vardır dizelerinde,arka fondan yalnızlık uğultusu siner kulaklarınıza bu kalabalıklar içerisinde sıkışıp kalanın,bunalanın yalnızlığı değildir her an kaybedecekmiş gibi tutunanların korkusunu hissettiren yalnızlığın,titreşimleridir.

    akan,hep akan,öztürkçeyle zenginleşen,suyuna dağları,insanları,ovaları,taşıtları,yağmurları,börtü böceği,kısaca evreni katarak akıp giden her ihtimalde okuyanın içine süzülen,oradan da çoğalarak suyuna katıp götürendir......

    seni sevdim...

    seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim
    uyandım bir sabah gibi değil, öyle değil
    nasıl yürür özsu dal uçlarına
    ve günışığı sislerden düşsel ovalara

    susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
    mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
    yitik ceren arayı arayı anasını buldu
    adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
    soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı ağustos dindi
    seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi

    seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
    ve onların yoğun boyunlu kadınları
    düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
    yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
    köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
    dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
    nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
    senet senet satılmadan önce
    şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
    tanrı parsellenip kapatılmadan önce
    seni sevdim. artık tek mümkünüm sensin
    4 ...
  15. 9.
  16. 10.
  17. 1933'te Yozgat'ta doğdu. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1956'da evlendi. Beş çocuk büyüttü. Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. 1958-1972 arasında Anadolu'nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Türk Dil Kurumu'nda görev yaptı. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. Şimdi yalnızca şiirle uğraşıyor. Yazdıkları başka dillere çevrildi. 40 kadar şiiri bestelendi.
    0 ...
  18. 11.
  19. 12.
  20. can yayınları'nın kurucusu erdal öz'ün anısını yaşatmak için bu yıl ilk kez verilen ve bundan sonra da 'yaşayan ve son üç yıl içinde yeni bir yapıtı yayınlanmış olan bir yazara' verilecek erdal öz edebiyat ödülü'ne layık görülen şair.
    1 ...
  21. 13.
  22. şarap olacakken sirkeye dönmüş üzüm suyu şaşkınlığında dizesiyle beni benden alandır.*
    (bkz: iğneli dost)
    0 ...
  23. 14.
  24. karanlığı sevmem, ben olsaydım
    akşamın bütün ışıklarını yakardım
    odaya dışardan bakıyorum, bir kadın
    hemen kalkacakmış gibi koltuğun ucunda
    yandan eğilmişsin
    yüzün yüzüne yakın, elin kadının omzunda
    o ben miyim? nice eski unuttum
    öyle diyor kadın başı önünde
    "senden yoruldum"

    belki diyemezdim ben olsaydım
    küçük küçük gülümserdim belki
    belki elini tutardım
    oda çok karanlık, ben olsaydım
    akşamın bütün ışıklarını yakardım

    böyle bir ozandır gülten akın. şair değildir çokluk. ozandır o. türk şiirin annesidir. en onurlu ismidir belki türk şiirinin...
    1 ...
  25. 15.
  26. şiire kadın elinin değmiş halidir yazdıkları ve o şiire değen kadın elidir. eskiden bazı antolojilerde incelerdim onu bu kadar erkek arasında bu kadın bakalaım neler yazabilmiş diye, şimdi antolojilerde bir çok kadın ismi ondan sonraki sayfalarda yer alıyorsa biraz da onun verdiği cesarettendir. sunay akın'la akraba olsalar keşke diye hayal kurduğum güzel insan,şair.
    3 ...
  27. 16.
  28. herkesin yaşama türküsü başka
    lâkin sevgi bir kardeşlik bir
    tut elinden çocukları gibi, zor değil
    bütün insanları sevgide
    birleştir.

    demiş büyük şairimiz. muhteşem dizesini bir daha tekrarlayalım:
    "tut elinden çocukları gibi". evet "tut elinden çocukları gibi, zor değil"

    büyüksün akın.
    0 ...
  29. 17.
  30. büyük şair..elleri öpülesi.

    ölüm o pervasız zalim
    senin de odanda konukken
    Sen neyin zalimisin?
    0 ...
  31. 18.
  32. BiR GÜNEYDOĞU AĞIDI

    ilk bu sabah
    ilk bu sabah göğü görmedim
    ilk bu sabah kaysı çiçeklerini
    Hüzün ilk kez konuk gibi gelmedi
    Efendim, ev sahabım

    Karacamı suya indiremedim
    Şahanım uçurdum döndüremedim
    Dağlar

    Enikli kapılar kitlendi
    Taş avlular sustu, ben sustum
    ilk kez bekledim ölümü
    Dostu bekler gibi bekledim
    Dağlar

    Benim acım acıların beyidir
    Canıma bir doru kısrakla gelir
    Öfkeyi sabırda eritir
    Umut yer
    Suyunu gözümden içer bir zaman
    Dağlar of dağlar.
    1 ...
  33. 19.
  34. 20.
  35. KIYAMET..



    elyazını yaktım , dürüsttü ve aşınmamış

    sevgi sözlerini yaktım , hoyrattır onlar

    sıcaklığı saklı akarsuyu anlamazlar

    sorular , kurutur incitir sorarlar

    elyazını yaktım..



    adresini yaktım

    yakmak gibiydi biraz da dünyayı her şeyi

    bastığımız düşümüzde gördüğümüz

    özlediğimiz yaklaştığımız

    hayatım özlemindi ansımaydı düştü

    yaktım adresini şimdi özlem oldu hayatım..



    resimleri yaktım , birini saklasam dedim

    en çok onu yaktım onu yaktım

    kış göğünü yaktım , bir kavak büyüttüm balkonumdan

    akşam desem değil , yangın desem değil

    dışarda apansız bir kıyameti yaktım..



    sevgidir kendimi bildiğim , onunla başladım

    elyazın mı , adresin mi , resimlerin mi

    sen mi ömrüm mü

    çıkardım onları şimdi sakladığım yerden

    kıyameti göğü kışı akşam sözlerini

    sevgiyi yaktım..



    GÜLTEN AKIN

    ahh be gülten akın ne diye bu kadar gerçek, bu kadar his...
    0 ...
  36. 21.
  37. "ah, kimselerin vakti yok
    durup ince şeyleri anlamaya"

    diyebilmiş, büyük şair.
    3 ...
  38. 22.
  39. Kayboldum
    Bir köpeğin çocuğu beklediği gibi
    Hasterle kamaşık yüreği

    Kayboldum
    Bağırırlar seslerini yankısı dönmez geri
    Dönemez bir türlü

    Kayboldum
    Herkesin adı okunur,düşmüştür onunki

    Kayboldum
    Yıllarca beraber uyumak uyanmak
    Suya ve ekmeğe uzanmak birlikte
    Tartışmak,küsüşmek,sevişmek
    Ama sevda nerde sevda nerde

    Kayboldum
    Kimilere göre hüzündü kimilere nostalji
    Kimler tutkun idi kimler unuttu

    Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz
    Çoğa sürmez bir gün bende beklerim
    0 ...
  40. 23.
  41. şiiranne, güzel kadın, durup incelikleri anlamaya her daim vakti olan mandalin ağacı.
    0 ...
  42. 24.
  43. yağmurlu

    uzağı ne zaman düşünsem aydınlık
    burda geceler kaldı sen gittin
    geceyle uyku suyla yosun
    benimle olduğun bilmez misin

    uzak ve beyaz şehirlerden
    bir ince yağmurla gelirsin
    gece bekçisini sokağından
    garibi yatağından çeker alırsın

    bir hikaye bilir söylerim
    dost yıldızlara karşı ve sabaha doğru
    bu hikayenin bir ucu sendedir
    kurtarmak isterim kurtarmak isterim
    bütün uçurtmaların ipi elindedir.
    0 ...
  44. 25.
  45. atlar gibi gözlüğe alıştırın
    gözleri göklerden genişse
    almadan vermeyi öğrenmişlerse
    vurun ellerine ellerine.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük