"Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin.
içindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin..." böyle söyler bir şiirinde Yusuf Hayaloğlu
duyguların dışarıya akışıdır. insanın hem içini hem de tuzu sayesinde tenini yakar.
çoğunlukla gidenin ardından süzülürler yanaklarımızdan hayamızdan çıkıp gidenlere üzülürler.
bazen çıkamazlar dışarı, belli etmek ve göstermek istemezler kendilerini, bazense başka ellerce silinmek isterler, durdurulmak istercesine akarlar aşağıya.
aslında gözleri temizlemek için olduğu söylenir; ama eğer düşünürsek ki "gözler kalbin aynasıdır" o zaman gözyaşlarımız bir nevi de kalbimizi temizlemektedirler-ki gerçekte de böyle olmaktadır, duygular boşalır, rahatlanır...
belki bir küçük tuzlu su damlası belki bedende birikmiş dağlar kadar acının içine sığdığı bir tanecik belki de kendini insan vücuduna sığdıramayan mutluluk patlamasının en anlamlı temsilcisi.
nerden bakılırsa bakılsın değerlidir gözyaşı. hiçbir neden yokken akıtılmış da olsa, acıdan kederden hüngür hüngür bir şekilde süzülmüşse de ya da sevinçten oluşup karşındaki kişiye sarıldığın sırada o kişinin omuzuna bir ıslaklık olarak bırakılmış olsada. hatta timsah gözyaşları diye sıfatlandırılmış bile olsa vardır bir anlamı onların. yanaktan süzülüp dudağın kenarından diline verdiği tuzlu su tadı önemlidir insan için. hele ki bu tadı biri için tadmışsan ne mutludur işte hem ağlayana hem ağlanana.
bazen gözde birikir birikir de bir türlü bırakamaz kendini aşağıya. korkar süzülüp yok olmaktan... o biriktikçe gözlerin içi parlar, bakışlar anlamlaşır ama görünenler bulanır. yanaktan süzülürken verdiği iz bile ayrı güzel gelir karşıdakine. hatta uzanıp onu silmek mutlu eder aynı anda iki insanı.
sözüm ona tutmamak gerekir içinde. içinden salıvermeli göz bebeğinin yanına yoldaş olarak. ama orda da tutulmalı süzülmesine izin verilmeli yanaklardan dudaklara doğru. ondan sonra bir el beklenmeli onu silecek ya da bir omuz. baktın hiçbiri gelmiyor yastığın da mı yok be insan evladı? boşver aksın yattığın yere. zaten öyle yapmıyor muyuz çoğu zaman?
vücut sıvısı.son iki gündür akıttıklarımın geçmişte akıttıklarımın hepsine eşit olduğunu farkedip buruk bir şekilde gülümserken hala dudaklarıma süzülmeye devam eden damlacıklar.anlatılamayanların acısını dışarı çıkarma çabasının mahsülleri.
sen hiç hayattaki herşeyin olan halen seninken,ona dokunamamak nedir bilir misin?
gözden akan sıvıdır. ancak göze toz kaçması ya da soğan doğrama vb durumlarda akan göz yaşıyla duygulandığımız anda akan göz yaşının kimyasal yapıları farklıdır. 2. durumdaki göz yaşı daha çok protein içermektedir.