güzel bir devşirme atasözüdür.gerçekliğini az önce test ettiğim sözdür. misal ağzımdaki balgamı görürsem yutamıyorum, görmezsem yutabiliyorum,tümevarım yöntemiylede sözün doğruluğunu kabul etmiş oldum.
yok ya? göz görmeyince gönül katlanır he mi? bok katlanır gönül. seninki gönülse benimki başka bişey bunu uyduran her kimsen. en yakının acından ölsün ama çok uzakta olsun, göz görmeyince gönlün katlansın öyle mi? sevgilin eşin seni çatır çatır aldatsın ama nasılsa sen işteyken yapıyo olsun hepsini, senin deli gönül yine katlanır yani bu mudur? çocukların savaşlarda öldürüldüğünü, oğlunu korumaya çalışırken bi babanın kendini siper edip öldürüldüğünü bilmen sorun değil, yeter ki görme... kendini öldürecek kadar dertli olduğunu bil bir yakınının, aman gözün görmesin iti, boşver, katlanırsın. yok yok öyle değil o iş, gönül gönülse katlanmıyo öyle her göremediği bokluğa, hasta oluyo, harap ediyo kendini. senin o katlanıyo diyip gönül diye taşıdığın şey gönül değil dostum, tıbbi atık o. şöyle bişey olmalı bak gönül dediğin:
yarısı burdaysa kalbimin
yarısı çin'dedir, doktor.
sarınehre doğru akan
ordunun içindedir.
sonra, her şafak vakti, doktor,
her şafak vakti kalbim
yunanistan'da kurşuna diziliyor.
sonra, bizim burda mahkûmlar uykuya varıp
revirden el ayak çekilince
kalbim çamlıca'da bir harap konaktadır
her gece,
doktor.
sonra, şu on yıldan bu yana
benim, fakir milletime ikrâm edebildiğim
bir tek elmam var elimde, doktor,
bir kırmızı elma:
kalbim...
ne arteryo skleroz, ne nikotin, ne hapis,
işte bu yüzden, doktorcuğum, bu yüzden
bende bu angina pektoris...
bakıyorum geceye demirlerden
ve iman tahtamın üstündeki baskıya rağmen
kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor... *