bugün

efenim tanım yapmaya gerek duyulmayan başlıktır. etrafımızda sıkça görürüz zaten bu tipleri. bakın tıpçıların hepsi böyle demiyorum ama bazı tipler vardır; bu tipler allahın verdiği zekayı çalışma azmini kendinden geliyor zanneder ve burnu havaya kalkar. allah beni öyle tıpçı olmaktan korusun.
(bkz: sen yenisin galiba)
aslında bi taraflarının kalkmasının doğal karşılanması gereken durumdur. üniversite sınavına hazırlanan biri olarak söylüyorum. ''kardeşim tıp okumak için 160 soruda en az 155 net yapasın ki fakültesinede girebilesin'' o kadar soruda o kadar neti sende yapsan seninde bir tarafın kalkar.
ben olsam beterini yapardım ne yalan söyleyeyim. adam çalışmış. bunların doktor türevleri vardır, asıl onlar çekilmezdir.
bunlar 2 tiptir efendim.

1) cidden ezik olanlar ve hayatlarında bir şeyi başaramayan içine kapanık, özgüvensiz tipler. bunlar tıp fakültesini kazanmalarıyla bir şeyleri başarmış olurlar fakat toplumdan, ikili ilişkilerden, sanattan, ve hatta öyle ki erkek olanları için futboldan bile habersizdirler. bu tipleri kampüsün alakasız yerlerinde steteskop, tıp fakültesi önlüğü, ve gereksiz tıp aletleri ile görebilirsiniz. hatta bazıları işi abartıp dr.bilmem ne bilmem ne diye kart bastırıp gördükleri güzel kızlara verirler.

2) kendine özgüveni yüksek olan tipler. işte bunlar zeki ve küstahdırlar, çevredekiler ise onların yerinde olabilmek için her şeyi verirler, bundan ötürü götleri kalkık gibi gözükür ama değildir. bunlar öyledir ki sözlükçülerin hayatında göremeyeceği kızları ellerinin tersiyle iterler, bu tipin kızları ise fazlasıyla mükemmel oldukları için ya tek başlarına ışıl ışıl parlarlar, ya da yine kendileri gibi mükemmel birini bulup; millete vay amk dedirtirler.
allahın verdiği zekayı, çalışma azmini kendinden geliyor zanneder bunlar, nasıl oluyorsa...
(bkz: senin kuru götüne mi kaldık)