teoman sıkı bir gönülçelen hayranıdır. genel olarak çoğumuz hayatımızın belli bir döneminde kendimizi teoman'a yakın hissetmişizdir ya da ben öyleydim diyebilirim. çok yakın bir arkadaşım sıkı bir teoman hayranıydı ve ben de onun sayesinde bu bilgiyi uzun zaman önce öğrenmiş ve gönülçelen albümü çıktığında bu eşleştirmeyi anında yapmıştım.
albüm bir bütün olarak tek bir kahraman üzerine kurulmuş. bu, dünyaya karşı çok başarılı olmamakla birlikte kendini yine de yenik hissetmeyen, asla sulu gözlü olmayan ama hiçbir şeyi halletmiş sayılmayan ve tabi ki bu yazı doğrultusunda iyice aşina olduğunuz bir kahraman olacak.
teoman, bu yukarıda tanıttığım kahramanın ağzından çıkıyormuş gibi olsun diye tüm şarkıları birbirine ortak kelimelerle bağlamış, böylece tüm albüm ana ilgili parçamız gönülçelen de dahil salinger etkisiyle sarılmış ve sarmalanmış.
evet bilindik bir konu, evet çok işlendi. ama olsun ne var yani. çirkin bety yllarca işlenmedi mi? türkiyede defalarca çekildi birde amerika, kolombiya versiyonun getirildi. onu yiyorsunuz da bu mu fazla geldi. izleyin işte. amaaaan.
son derece başarısız bir dizidir.gene her roman dizisinde ve filminde olduğu gibi;
romanların her konuşmaya "a be" diye başlamaları,
"h" harfini yutarak konuşmaları,
bu insanların yedi gün yirmidört çalıp oynadıklarının sanılması,
romanların aşk meşk dışında hiçbir dert ve sorunlarının olmadığının düşünülmesi,
ne çektikleri sıkıntılara ne de yaşadıklara kimlik sorununa değinilmemesi artık gına getirmiştir.
daha ne istiyorsun be ey senarist? allah'tan belanı mı istiyorsun?
sen bu kadar iyi bir kadroya sahip ol, ama bu kadar insanla çekebildiğin dizi gönülçelen isminde siktiriboktan bir dizi olsun.
gerizekalıca bir senaryo, mantıksız, bomboş diyaloglar, saçmasapan olaylar.
hiçbir şey değil de, üstteki kadroya acıyorum. bi yukarıda saydığım oyuncuları düşünüyorum bir de bu diziyi. içim acıyor valla. özellikle cansel elçin, onur saylak ve umut kurt üçlüsünün olduğu bir dizi bu kadar kalitesiz olmamalıydı. yazık etmişler kadroya. yuh diyorum, çüş diyorum, yetmiyor bir de oha diyorum.