1860-1911 yılları arasında yaşamış avusturyalı besteci ve orkestra şefi.
Yaşamı sırasında ''derinlikten yoksun ve uçarı'' şeklinde eleştirilen bestelerinden çok, orkestra ve opera şefliği ile ün yapmıştır. uzun süre ''zor müzik'' olarak kabul edilen mahler'in besteleri, 1960'lardan itibaren çok popüler olmuştur ve dünyanın en önemli senfoni orkestraları tarafından programlarına alınmıştır.
charles bukowski'nin çok sevdiği bestecidir. gençken dinlediği radyonun tek kanalı çekmesi ve bu kanalda da mahler'in eserlerinin sıkça çalınmasından mütevellit kulağı klasik müziğe dolayısıyla mahler'e alışmış üstadın. ilerleyen yıllarda da bu alışkanlık baki kalmış.
en büyük senfoni bestecilerinden biridir... en büyügüdür demememin sebebi digerlerine karsi duydugum sorumluluktur. yoksa mahler, gercekten pekcok nota üzerinde kanitlanabilir sebepten ,mesela beethoven´i-yukarida bahsedilmis- solda sifir birakir.
bircok mahler senfonileri henüz daha anlasilamamistir. anlasilamamis vaziyette calinirlar günümüzde.
ölü dogan cocuklar icin sarkilari vardir- orkestra ve sarkici icin.... hakkinda yazsam kitap olur, entry degil. bunun disinda cok güncel olmak kaydiyla -dünyanin sarkisi diye bir saatlik ve 6 sarkilik bir eseri vardir- eger dünya sarki söyleyebilecek olsaydi ne söylerdi, seklinde- tuhaftir bugünde sol frame de aynen bu konuya benzer bir baslik mevcuttur- bana da azten ilham kaynagi olan odur.
ben mahler in oldugundan cok daha ünlü bir besteci olmasini isterdim. yaziktir, simdiye kadar olmamistir.
birden dokuza kadar bütün senfppnileri dinlenesidir. özellikle 5.cisi,6cisi,7cisi ve 1cisi...harikadirlar... en harikalari 9uncusudur, ama onu müzikte ilerlememis normla bnir radyo dinleyicisi- anlayamaz
7 Temmuz 1860'da Bohemya, Kalischt'te dünyaya geldi. Müzik yeteneği çok küçükken dikkati çekti. On yaşında piyanist olarak dinleyici karşısına çıktı. On beş yaşında Viyana Konservatuarı'na kabul edildi. Konservatuarın koyduğu Beethoven Ödülü'nü kazanamayınca orkestra şefliğine yöneldi ve bu görevini on yedi yıl boyunca sürdürdü. 1888'de Budapeşte Operası'nda yönetmenliğe başladı. 37 yaşında Viyana Hopofer Opera'sının sanat yönetmenliğini üstlendi. 1908'de Metropolitan Opera'sının yöneticiliğine getirildi. On senfoni ve Romantizmin farklı bir çok türünü bir araya getiren orkestra eşlikli şarkılar besteledi. Ölümünden sonra müziği elli yıl görmezlikten gelindi, daha sonra da 20. yüzyılda bestecilik tekniklerinin bir öncüsü olduğu kabul edildi. Amacı, müzikle kendi yaşam öyküsünü yazmaktı. 18 Mayıs 1911'de, Viyana'da öldü.
hep düşünürüm bu adam yahudi ve eşcinsel olmasaydı bu kadar bilinen bir klasik müzik ikonu olabilir miydi ?
ikinci dünya savaşı sonrasında amerikan tüketilebilir sanat endüstrisini ele geçiren bu iki grup sıkıcılığın ve kendini tekrarın bohemyalı prensini çok şişirmişlerdir.
yaşadığı dönemin ötesinde olan adam. yaşadığı dönemlerde yazdığı senfonileri orkestralara tanıtabilmek için orkestraya büyük paralar ödemiş, hep eleştirilmiş ve anlaşılamamış. tamamlıyabildiği son senfoni yani mahler senfoni no 9 baş yapıtıdır. bu eserle anatonal müziğe kapıyı da açmış denilebilinir.