Orhan Gencebay'ın muhteşem eserlerinden biri. Volkan Konak yorumuyla daha bir başkadır. Özellikle şiir okuduğu kısım, "ah be şöyle sevenimiz olmadı" dedirtiyor bana.
" Son sözüm!
Sana olan hudutsuz sevdamı,
Manolya kokulu başını, kollarımın arasına alıp,
Senin o memleket gözlerine saatlerce bakmalıyım ki;
Anlatabileyim.
Senin yanıbaşında ve şevkat dolu göğsünde uyumalıyım.
Çünkü ben senin her yanı çiçek açmış,
Yemişlerle dolu fidana benzeyen güzel yüzüne hasret,
YAŞAYAMAM!!!
Son hayalim, son hasretim, son sözüm, nartanem,
Yutkunuşum, uyanışlarımın en güzeli,
Kadınım benim,
Kadınım,
Kadınım benim..."
özdemir erdoğan in şarkısı. kemal sunal la özdeşleşen o çöpçüler kralı filminin efsane müziği ile yapmıştır özdemir erdoğan. şarkıyı dinlerken bir yandan kemal sunal kedileri kovalıyor bir yandan özdemir erdoğan in sesiyle depresif bir yanınız ağır basıyor.
kime desem derdimi ben bulutlar
bizi dost bildiklerimiz vurdular
bir de gurbet yarası var hepsinden derin
söyleyin memleketten bir haber mi var?
yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar?
içerim yanıyor yar yar
yaram pek derin
bana nazlı yardan aman
bir haber verin
bulutlar yarime selam söyleyin
kavuşma günümüz yakınmış deyin
felek yardan ırak koyduysa bizi
gurbet elde bir başıma neyleyim?
yardan ırak yaşanır mı söyleyin
içerim yanıyor yar yar
yaram pek derin
bana nazlı yardan aman
bir haber verin
"replay" butonunu imlecimle deştiğim nadir parçalardan. söylemesi de, dinlemesi de keyiflidir. sözleri buruktur ama, alt yapısı sayesinde kıpır kıpır eder, elde peçete gezdirir evin içinde. bir özdemir erdoğan şaheseridir.
esasen bu parçayı bize sevdiren çöpçüler kralı adlı filmdir. filmde, enstrümantal versiyonu çalmıştır.
aşık olduğum 4-5 şarkıdan birisidir. özdemir erdoğan'ın yorumu harikadır. Ne vakit çalsa, aklıma direk kemal sunal ve şener şen gelir. o harika film; çöpçüler kralı.
--spoiler--
söyleyin,
Memleketten bir haber mi var?
Yoksa yârin gözyaşları mı bu yağmurlar?
--spoiler--
Gibi vurucu dizelere sahip olsa da, bana nedense muhteşem bir neşe veriyor. istanbul geliyor aklıma hep.
unutmadan: tüm türk sinema emekçilerinin önünde saygıyla eğiliyorum.. bu gece bir kez daha, sinema'nın ve yeşilçam'ın ne denli değerli olduğunu anladim.
bir karadenizlinin ağıdıdır. naçizane, selam sana şeref kara!
daha demez keşapli bu ceken dertleruni.
anlatsin bi lokmacuk dünya çilelerini.
para kazanmak içun çok gurbet eller gezdim,
çekilmez hayadımdan, pezdim uşaglar pezdim.
anladayim derdimi, közlerim dola dola,
kara lasticuklarlan kitmişdum isdanbula.
dinleyin, anladayim bu paşımdaki hali,
giyinirdim pantolon, dizcukleri yamali
semih nasil anladsin, bu haksiz hallarini
dile getiremeyi da yün corapcuklarini.
yaylaalarin içinde ey gidi karadağum,
aldim bi bilet gittim, topkapidu durağim.
dere akayi dere, kumunu sere sere,
sordum nerden gidilur uşaklar esenlere?
bu yayla uşacuğu kolay mi alişmağa?
aradan üç gün geçdi, başladum çalişmağa
oturdum dertlerimi, kisa kisa deyirum
yogidi meslecugum, cirakluk edeyrum.
böyle şehur görmedim, şehir ne kalabaluk!
çalişurda alirdum ben arada hafdaluk.
tara sacini tara, vereyim sana para
anam babam söyledi, mektuplan bizi ara.
kemencemun üstüne vurayim yayi yayi
bak bir haftada buldum esenlerde postayı
aldım bir zarfla kağid, oturdum yazayrum
cümlelerim kederli, yazarken aglayrum.
pir allahun kulu ile edemeyrum kelam.
kücük kardaşlarıma son selam yazdım kelam.
ey istanbul, istanbul sana nasıl aliştim?
bayrampaşa semtinde, yedi sene calistim.
bu garip gunlerimi uşaklar ne edeyim?
artık zamanı geldi, dedim köye gdeyim.
bahçeye ektim biber, yağarda yağmur biter
bilmeyisiniz dostlar, aldim kara bir haber.
deniz dalgali idi, sevdam gelemedin mi?
e semih yaylacini, sen göreslenmedin mi?
tara sacini tara, vereyim sana para
aha gine dalayim uşaglar yaylalara.
dinle dertli semih'i o ne hallara kaldı?
geldi bir kara habar, yaylacin nişanlandi.
ey gidi kara günler ey.
sardi mi seni dumanda ey gidi karadağim?
nişan eyledi oni bir komşunun uşaği.
bak anlatayi dertli bu başimdaki hali
tercih eyledi onu, O'idi almanyali.
nasıl inandin sevdam sen ellerin sözüne?
gözler yaşlarimi döktüm de ya bak garip kuzuma ey.
geldi kara haberler, dedim ki ne edeyim?
yüreklerim yarali, galkıp köye gideyim.
haberi alur almaz, dondum da kaldim.
süzer otobüsüne bir bilet'aldim.
sevmeyen de inanmaz semih senin sözüne
bir sali, akşam üstü ben indim trabzone,
sarılmayı nedendu semih'in yaralari
çömlekci'den kalkardi köyün arabalari.
e bmc otobus, soldu mu boyalarin?
nasıl gideyim köye, çok perişan hallarim.
inanmadım ebedi ben ellerin sözüne,
baktım kapilarinda, çalayi davul zurna
sormayisin semihe, yürecuklerin nasil?
öyle bir dugun yapti, yandi köyün ortasi.
bmw arabasi, yabanci plakasi
takti ince kravat o sevdamin babasi.
anlatayim derdimi, dinleyin doya doya.
kardeşin satti seni bir çift ayakkabıya.
diyemedim derdimi, ölüyorum merakdan
seyrettum dügününü ben iraktan iraktan.
sormazsınız bu uşağa bak ne hallara kaldi.
görünmedim kimseye, yüreğum parcalandi.
nasıl dokunmayayim, kemencemdeki yaya.
o deyyusu sevmezdi, heveslendi paraya.
anlatır malini gözlerim doya doya.
dedim yine geldiğim istanbul'a.
geminin ortasinda varidi direk,
neşeli dönmeye, kaldi mi bende yürek?
yunan gemileri yanaşi limana
böyle dertli dogurdu beni doguran ana.
semih'e sormaz kimse acab niye içeyi?
yedi beni dertlerim, öğrendim kemençeyi...
Kime desem derdimi ben bulutlar
Bizi dost bildiklerimiz vurdular
Bir de gurbet yarası var hepsinden derin
Söyleyin memleketten bir haber mi var?
Yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar?
gurbet, sözlük anlamı olarak yerinden, yurdundan ayrılmak, anadan, babadan, yardan, dostlardan uzakta kalmak manalarına gelir. sevdiklerimizin, tanıdıklarımızın, derdimizi anlayanların, duygularımızı paylaşanların, dilimizi konuşanların yanından zorunlu bir ayrılışı ifade eder, gurbet.
oysa öyle midir gurbet? sadece araya giren maddi mesafelerle mi ölçülür? onu yaşamanın bir başka şekli yok mudur, başka şekillerde de tarif edilemez mi? gurbet hasrettir, aynı zamanda; evinde de yurdunda da gurbette olmaktır belki …
evinde, yurdunda gurbette olmaksa , herhalde kişinin yalnız başına kalıp, kendi iç aleminde duyulan yalnızlık, kendi kendine çekilen, kafa yorulan, düşündükçe de acı veren bir hasrettir, yalnızlıkta çekilen acıdır.
Herkesin kaldıracağı, icra edeceği, alışabileceği bir şey değildir gurbet. Ben kendimi askerde gibi hissediyorum. Amaç tamamlanır tamamlanmaz ana vatanıma dönüyorum arkadaşlar. Almanya'ya geleli 14 gün oldu. Gelin bana sorun. Ama ne var ki gavurun parası değerli. Tayyip amca sağolsun yerimizden yurdumuzdan etti bizi..