yıllar sonra çıkmış akabinde mutluluk bindirmiş hoş grizu albümü. yıllarca beklet beklet ne o öyle. yakışan oldu grup 2. albümünü yaptı.13 yıl sonra çıkan leziz grubun gri şarkıları :
01- sen uyurken(ilk klip-albümden aylar önce)
02- kocacam
03- tek rüya
04- o gitti
05- çalar saat
06- yabancı
07- gri
08- üşümez misin?
09- sebep
10- kötü de olsa
11- bira ve kahve (akustik çalışma olarak)(ilk albümde de mevcuttu)
edit:özellikle kocacam diyoruz kendimizi durduramıyoruz.
çoğu şeyde çok güzel duran bir renktir. **
her mağazaya girildiğinde "bu sefer canlı renkler alıcam ya" denir, ama dönülür dolaşılır yine siyahla kombine edilmiş bir tşört ya da kazak * alınır. öyle bir cazibesi, alışılmışlığı vardır.
ayrıca bu renk, çok sık kullanıldığında ebeveynler "bu ne hep gri hep koyu, sen gençsin renkli giyin biraz" diye de söylenirler.
ne ana renkti, ne sıcaktı, ne soğuktu, ne de kendini ifade de tamamlanmıştı.
en az bir en çok ikiden oluşandı ve kırgınlığı da en çok buna idi. hislerinden renk vermemesi buna yorulurdu en çok.
renk verdiği haller ise tamamen bir pusluluğun ardında gizlenmişlikti çoğu zaman; o kadar mağrur, o kadar efsunlu, o kadar derin...
renk vermez demiştik değil mi?
kiminin içine sıkıntıları gark eylerken, kimilerine ilham ihsan eyler, yaşama sevinci zerk edermiş; hı hııı, o kadar da farazi bir renkmiş kimilerince, bir o kadar gerçekten ya da düş tadındaki o güzel ve kadifemsi renklerin albenisinden çok uzaktayken.
çoklarınca sevilmez kendisi, demiş miydik bunu da?
hele bazılarının gri yılları varmış ki, yıllar yılı sevilmeyen bu renk, o zaman gözbebeği olur, yılların tükenmesine dair yaşanan sendromun acil çıkış yolu oluverir kendilerince.
hiçbir değere, kavrama ve renge sarılmadıkları kadar sarılırlar bu rengin anlamına ve kişinin içinde bulunduğu yaş ortalamasına misyon ekler akıl almaz şekilde.
onca iticiliğine rağmen bir keramet vardır bu renkte, bunu da dile getirmiş olmalıydık sanırım!
siyahın keskinliğine ve her şeyi örten kararlılığına, beyazın şeffaflığına ve her şeyi yumuşatan becerisine inat, her ikisinin karışımından oluşmasının incinmişliğine aldırış etmeden, kendi yarattığı dünyasından çok söz ettirmese de, her durumun ve kişinin içine yer etmiştir inceden inceye...
sonbahar rengi. içinizin geçiştirilemeyecek kadar umursamazlık taşıdığı... sıkkınlığı her sözcükte taşımanın biçimi. adeta hiçbir yere ait olmama. istanbul'un en karakteristik rengidir bu hem. şehir ağır gelir ve çuvallarsınız kenarından köşesinden. yine de umuttur geçerli olan en hüzünlü tonda bile...