1946 yapımı david lean filmi. john mills'in oyunculuğu ile ön plana çıktığı film, en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo dallarında oscara aday gösterilmiş; en iyi sanat yönetimi-set dekarosyonu dalında john bryan ve wilfred shingleton'a, en iyi görüntü yönetmenliği dalında da guy green'e oscar kazandırmıştır.
--spoiler--
''ömrünüzdeki sayılı günlerden bir tekini yaşanmamış sayalım... Kaderinizin akışı kim bilir ne kadar farklı olurdu? Bu satırları okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün... ister demirden olsun, ister altından, ister dikenden olsun... o sayılı günlerden birini yaşamayıp da ilk halkası meydana gelmeseydi, bu zincir belki de hiç örülmezdi...''
--spoiler--
kendisi zaten mükemmel bir film iken aynı mükemmellikteki soundtracki ile tadından yenmez bir hale gelmi$tir ki soundtrack'e tori amos eli değer de güzel olmaz mı?olur.
gwyneth paltrow'un soğuk hali ve donuk güzelliğiyle tekrar anlam kazanmış filmdir.Estella'yı başkası oynayamaz diye düşündürür insana.evet insanların büyük umutları vardır ve o kadar büyüktürlerki tam başardım derken insan kaybettiğini anlar.Ethan Hawke'ın kaybetmesi de bundandır ve filmde hayatı her seferinde cehenneme döner.
soundtrack'i de en az flim kadar güzeldir.tori amos'un siren'i dinlenmelidir
life in mono çalar, estella izlenir, iki dakkada kreatifliğim geldi n'apsam n'etsem denir, charles dickens görseydi/duysaydı n'eylerdi acep diye düşünülür, büyük umutlara gark olasım gelir. büyük umutlar lafı, kulağa afili gelse de, bi taraftan da geri çıkabilir.