allah vergisi bir yetenektir. (şahsen kendimde öyle hiç çalışmadım, özenmedim ama ciddi şekilde yazabiliyorum)
antalya da üye olabilinecek bir topluluk vardır, toplanıp çeşitli mekanlara yazarlar...
aklından geçeni duvara yansıtmak, ruhun ile duvarın birleşmesidir. kagit uzerinde baslarsin. kursun kalem ile harita metod defter uzerinde yaptigin cizimler giderek boyut kazanmaya baslar. belirli bir yol kat ettiginin farkına vardıgında cizimlerini abladan aşırdığın a4 kağıtlara taşırsın. zaman içersinde kendini gelistirerek duvarlara akmaya baslarsin. ardindan seni tutabilene aşkolsun zaten. gerekirse okula yürüyerek gidersin, ogle yemeklerinde tok olduğunu iddia edebilirsin. fakat nihayet haftasonu geldiğinde bütün hafta boyunca biriktirdiğin harçlıklarla gerekli malzemeleri alıp duvarın ile başbaşa kalmak seni öyle mutlu eder ki, sahnede alkışlara tutulmuş assolist edasiyla başlarsın işini yapmaya. ortaya cıkan calısmanın gorunumu onemli degildir senin icin. emegin vardir o duvarda, ic dunyandan izler tasir. dolayisiyla kiymetlidir senin icin calismalarin. ugruna kavga edersin, kovalanirsin, aci cekersin, heyecanlanırsın, tirsarsin vb... fakat geriye donup baktiginda "iyiki ugrasmisim bea ne gunlerdi ulan" diyebilme şansına sahipsindir. ayrıca bakmakta fayda var (bkz: kestaneyi cizdirmek) (bkz: karakolda sabahlamak)
basit olarak söylemek gerekirse duvara yazı yazma sanatıdır. fakat bu yazı yazma eylemi normal yazı şeklinde değildir.
graffitinin illegal olarak sürdürülmesi çoğu insanın tepkisini çekmektedir. genelde bu kamu malına ve özel mülkiyete zarar verme kapsamına girdiği için zararları vardır ve gayet büyük cezalara karşılık gelebilir. dünyada genelde siyasi olaylarla birlikte ortaya çıkmış olan graffiti'nin doğumu yasaların dışında olmuştur. birçok söylenti dolaşmaktadır fakat en çok bilinen taki isimli bir postacının gittiği yerlerde ismini bırakmasıyla graffiti'nin ortaya çıktığıdır. fakat 2.dünya savaşı'ndan sonra veya zencilerin kendi bölgelerini belirleme zamanlarında graffiti gelişmiştir ve değişerek günümüze ulaşmıştır. ilk zamanlarda yasadışı kalan bu sanat zamanla izin dahilinde özgürleşebilmiş ve sınırsızlaşmıştır. fakat ülkemizde hala bu sanata dair önyargılar parçalanamamıştır.
gelirsek graffitinin bölüm veya çeşitlerine;
en basit şekli olan tag denilen şey normal yazıya en benzerdir. fill-in veya outline kavramlarını kullanmadan sadece imza veya mesaj bırakmak graffitinin tag alt kümesinin içine girer. normal yazıya en benzeyen olmakla beraber writer'ın handstyle'ı doğrultusunda değişmekte olan ve başlı başına bir sanat olan bölümüdür. illegal veya legal olarak kullanılabilir çünkü genelde imza yerine tag kelimesi kullanılmaktadır.
illegal graffiti'de en büyük yere sahip olan bombing kavramı kişinin grubunun veya kendi tag'inin veya ulaştırmak istediği mesajın düz bir yazı şeklinde değil, kişinin style'ına göre şekillenmiş olmakla beraber iç boyama ve dış hatların çekilmesiyle fakat illegal olması sebebiyle bu işlemlerin biraz hızlı yapılmasıyla,ayrıntıya pek fazla düşülememesiyle yapılır. dediğim gibi ayrıntı pek fazla önemsenemez. önemli olan en hızlı şekilde en çok şey iletmektir. illegaldir.
stencil ise graffiti sanatı dahilinde yer alan kavramdır. genelde protest graffiti başlığında anılır ve çoğu grubun kendi imzasını veya sloganlarını iletmek için kullanmakta olduğu yoldur. bunu kızılay'da da görebilirsiniz filistin'de de harlem'de de. graffitinin en çok mesaj taşımakta olan kavramıdır. genelde mukavva veya metal plaka üzerine, kontrastı alınmış resimlerin ana hatlarının kesilmesi ve boşluk kalan kısımlara boya sıkılmasıyla uygulanmaktadır. başlı başına bir kültür olan stencil'in en büyük temsilcisi banksy'dir. yaptığı müthiş çalışmalara google vasıtasıyla iki-üç saniyede ulaşmak mümkündür.
kalan bütün çalışmalar ve duvara yapılan eserler sadece duvar kısmına girmektedir. bunun içine style ürünleri ve karakterler girebilir. önemle belirtmek gerekir ki graffiti düz yazı değilse 2-3 aylık bir toy'un(genelde toy kavramı kullanılır) yaptığı bir çalışma da değildir henüz. cidden yıllar boyu çalışma gerektiren ve insanın kendi ürününü kendisi aldığı zaman en büyük hazzı veren sanattır. sadece bir yerden veya bir şekilde öğrenilmekle yapılamayacak kadar serbest ve özgür bir sanattır. mutlaka sanatçının kendisini geliştirmesi ve uzun yıllardan sonra da kendi style'ını üretmesi gerekmektedir.
bir yaşam kaynağı olup kişinin hayal gücü ve çizim yeteneğinin buluştuğu bir noktadır. tüm engellemelere rağmen önü kesilemeyecek bu akım türkiyede de giderek yayılmaktadır.
aşağıda, banksy'den bir alıntı bulacaksınız. bu alıntı yalın hali ile entry olarak girildiğinde formata aykırı olduğu gerekçesi ile ve "türkçe ne güzel bir dildir" açıklaması ile silindi. bu yeni hali için kısa bir türkçe meali alıntının sonunda bulabilirsiniz.
havada bulut çeviri hizmetleri, miladi '08.
-----------------
vandals
twisted little people go out every day and deface this great city. leaving their idiotic little scribblings, invading communities and making people feel dirty and used. they just take, take, take and they don't put anything back. they're mean and selfish and they make the world an ugly place to be.
we call them advertising agencies and town planners.
people say there is a graffiti problem. the only problem with graffiti is that there isn't ehough of it.
imagine a city where graffiti wasn't illegal, a city where everybody could draw wherever they liked. where every street was awash with a million colours and little phrases. where standing at a bus stop was never boring. a city that felt like a living breathing thing which belonged to everybody, not just the estate agents and barons of big business. imagine a city like this and stop leaning against that wall - it's wet.
yani diyor ki -ve ben de ekliyorum ki;
şehir planlamacıları ve reklam ajansları, bizlerin yaşadığı şehirleri bize asla sormadan çöplüğe çevirdiler. onların her tür ıvır zıvırı bize zorla itelemeye hakkı var, panolar, billboardlar hep onların. oysa bu şehirde yaşayan bizlerin buna hakkı ve izni yok.
graffiti ile ilgili tek sorun, yeteri kadar olmaması. herkesin istediği gibi duvarlarına yazıp çizebildiği bir şehir düşleyin. o şehirde durakta otobüs beklemek asla sıkıcı olmayacaktır.
insanlar akıllarındakini bugün ancak facebook'a, msn'e yazabiliyor. gerçek dünyada ise buna hakkımız yok. bu hak, yalnız para için yaşayanlara ait.
graffitiyi kisaca açiklamak gerekirse duvarlara yapilan resim sanatidir.geçmisin askine günümüzde çok gelismis bi seviyededir,kendi ticari sektörü,kendi giyim tarzi,kendi yasam tarzi ve kendi literatürü vardir.graffiti çikisi almanyada gerçeklestimistir, 2.dünya savasindan sonra dogu bloku belirlemek için yapilan duvar,uzun süre insanlar üzerinde özellikle dogu almanya halki için bi baski olmustur. 1970lerin basinda protesto amaciyla ghetto insanlari çesitli yazilar yazmaya basladi.yazilarin amaci sadece mevcut düzene baskaldirma idi,yani hiç bi sanat ruhu tasimiyodu. 80'lerde graffiti kültürü gelismeye devam etti,artik insanlar sadece mesaj vermek verine görselligede onem veriolardi, berlin ve münih graffiti sanatçilari (writer) bu konuda cok uzmanlastilar.
'sokak sanatı bu, beğenmeyenler' sözlerini akla getiren uğraş. bazı çizerler çok başarılı olup cidden sanat olduğunu hissettirir. gerçi grafitistlerin 'sanatçı' olmak gibi bir amaçları yoktur.serbest bırakılsınlar artık,yeter onlar için. hiphop kültürünün bir parçasıdır. markerlarla tag de atar bunlar. Türkiye'de en önemli grafitistler tunç dindaş ve grubudur. blue jean'de her ay graffiti resimleri yayınlar Türkiye ve dünyadan.özellikle çok zor ulaşılan yerlere yapılanları ilgi çekicidir. yüksek köprüler vb. *
Duvarlara yazılan rengarenk yazıların yazılma tarzıdır.
"Bütün köprüler,duvarlar içeriği ne olursa olsun bu yazılarla renklesin, güzelleşsin; hatta belediye bu işi organize etsin" dedirten sanat.**
özellikle 70li yıllarda avrupa'da ve tüm dünyada gencliğin kendini ifade etme aracı olarak kullanılmış, nihayetinde de bu şekilde ortaya cıkan bilhassa sokak duvarlarına sprey boyalar kullanılarak yapılan yazı şekli..
Gerek şehir içinde, gerekse şehirlerarası yollardan geçerken bazı duvarlara, özellikle de köprü altlarında, hemen dikkati çekecek şekilde iri iri, kimi de renklendirilerek yazılmış yazılar dikkatimi çekip duruyor. Malûm, Batı dünyasında bunlara ;Grafitti deniyor.
(bkz: duvar yazısı)
almanya'nin sorunlarindan biri. hip-hopcu genclerin bir eglencesi. aslinda gayet güzel örnekleri olan bir ugras. sanat sayilir mi bilemiyorum. cünkü sanat sayilirsa yapan herkesin sanatci addedilmesi gerekir. yalniz almanlari cok ugrastiriyor. özellikle nazist graffiti ve spray calismalarini silmek icin cok para harciyorlar, iscilik de cok pahali. genel olarak da kamu malina herhangi bir zarar verenlere gercekten büyük cezalari var, bunlari yakalatacak ipuclari verenlere de 500 euro'ya varan ödülleri.**
sanat olup olmadığı hala akademisyenlerce tartışılan,yazılanların çoğunu yazanlardan başkasının okuyamadığı resim tarzı..genelde arasokaklara,rap müziğin aktığı mekanların duvarlarında vardır..sadece amerikada değil Türkiyede de çok yetenekli arkadaşlarımızın çizimlerini görmekteyiz..ama eline her sprey alana graffiti yaptırılmamalı
