--spoiler--
bu benim tespitim değil, ingiliz harward üniversitesi araştırma enstitülerinin yaptığı çalışmalar doğrultusundaki tespitlerdir.
--spoiler--
bunun kimin fikri olduğu belli oluyor. ingiliz harward ha? sakın o abd harvard üniversitesi olmasın! ayrıca hadi diyelim ki ingiliz harward üni. olsun! bu harward(!) üniversitesinin işi gücü yok mu da doğu topluma ait görücü usulü evlenmeyi araştırıp, sonra da "hhmmm evet, görücü usulu evlenmelerde boşanma daha az... " diye bir kanıya varıp bilime ve fezaya katkıda bulunsun! bırakın efendim kendi fikirlerinizi olmayan üniversitelerin araştırmaları gibi gösterip sağa-sola yamamyı! siz görücü usulunde evlenmeyi istiyorsanız, evlenin! görücü usulu evlenmek suç değil ayıp değil! ama buradaki ayıp kendi fikirlerini ingiltere de hiç olmayan bir üniversitenin teziymiş gibi ortaya atıp "işte, bakın gavurlar bile böyle düşünüyo, sizi gidi sizi modernistler" demektir. işte esas ayıp budur!
eski düzene göre iyi bir sistemdir ki bunun da tek nedeni kadın kısmısıdır. yoksa erkekler eskiden daha iyi bi ruh hali içinde degildi eşlerine karşı ama kadınlar hiç bişey ses çıkarmayıp bi çok şeyi kabullendigi için bu evlilik uzun süreli ve başarılı olmaktaydı ama günümüz kızlarından bunu beklemek imkansıza yakın bi olasılıktır çünkü artık kız kısmısı asidir "biz bulaşık yıkarsak size de bulaşık yıkarsınız"dan süre gelen bu asilik ve eşitlikdalgası görücü usulü evlenmenin köküne kibrit suyu olmuştur...
baştan söyleyim mantıklı bir zihniyettir. ama bende şüphe uyandıran nokta şu ki çok geçmiş zamanda okuduğum bir araştırmaya göre boşanma oranı görücü usulü ile evlenen insanlarda yarı yarıya daha düşük. benim bu konudaki anti-tezimi sorarsanız *: görücü usulü evlenip boşanmak, normal bir evlilikten sonra boşanmaktan daha zor çünkü görücü usulu ile evlenen insanları -özellikle bayanların- üzerinde çok büyük bir aile baskısı var ve aile onaylamadıktan sonra o kişi için boşanmak bir hayal. daha da fazlası görücü usulü ile evlenen bayanlar eşlerinin düşüncelerinden gereğinden fazla etkilenen insanlar oluyorlar yani beyim istiyorsa boşanalım istemiyorsa boşanmayalım -ben bilmem beyim- bilir mantığı. normal evlilik yapan bir insanın düşüncelerinde daha özgür bir birey olduğunu düşünürsek * bu boşanma oranları bana mantıklı geliyor. *
Görücü usulu evlenenlerin daha az bosanip bosanmadiklarini bilmem ama gorup gordugum gorucu usulu evliliklerin en az yuzde seksen besinin mutsuz oldugunu gonul rahatligiyla, hemi de genelleme yapma kategorisine girmeden soyleyebilirim! Belki de bosanma sayisinin az olmasi da bu tip evliliklerin yogun oldugu toplum kesiminin bosanmalara sıcak bakmamasi olabilir diyesim geliyor ki diyorum zaten! (bkz: dul kadin)
severek evlenenlerden daha mutlu olan insan kitlesinin durumudur.
sonradan büyük aşk yaşayanları vardır.
ne enteresandır evdeki insana aşık olmak.
mutlu olmalarında kaderci, kabullenmeci anlayışın etkisi var mıdır sorusunu düşündürür.
bu tür evlilikleri aklı sıra eleştiren kesim, evliliklerinde yarım asırı devirmiş olan pamuk sakallı dedelerine ve nur yüzlü büyükannelerine baksın. belki onlardan bir nebze olsun örnek alırlar.
be hey zınddık, batı taklitcisi zihniyet;
sinamaların kuytu köşelerinde, gece kuluplerinin yalan neonları altında tanışınca mı? sağlam aile kuracaksın.
söylersin annene, açarsın derdini o beğenir kafasına göre helal süt emmis bir ay parçası kurarsın yuvanı.
sonra, verirsin nur topu gibi torunları.
ama yok; ben aykırı olacağım, modern takılacağım safsataları ile çıkarsın yollara, bulursun bir eksik etek. al başına belayı.
görücü usulü evlenmelerde boşanma daha az istatistiği yanlış yorumlanıyor kanımca;
şimdi olay görücü usülüyle evlenenlerin çok daha iyi anlaşmasından ziyade, özellikle kadın tarafında genel geçer ata-erkil kabullenmeden dolayı gelen gizli baskıdır. görücü usülünü kabul eden ve o şekilde evlenen bir kadın boşanmayı veya anlaşamadığı noktaları savunmayı düşünememektedir bile. tek derdi yuvasını korumak, beyini alttan almak olduğu için boşanmaya cesaret edememektedir. tabi bunu sağlıklı bir davranış olarak görmemek lazım çünkü ortada hele bir de çocuk varsa, öncelikle çocuk ve diğer aile bireyleri sürekli huzursuz ortamı çekmekte, sırf aile kurumunun yıkılmasını önlemek adına mutsuz bir hayatı çekmeye devam etmektedir. tabi bunların yanında çok büyük bir etken olarak kadının ekonomik bağımsızlığı olmaması da bulunmaktadır.
bu yazım görücü usülü evlenmeleri kötülediğim anlamına getirilmemelidir, demek istediğim istatistiğin yanlış yorumlanmasıdır.
Günün birinde elinde kitaplarla giderken, köşeden çıkagelen karşı cinsle çarpışarak elindeki kitapların etrafa saçılacağını ve her ikisinin de eğilerek mahçup bir şekilde yerdeki kitapları toplarken göz göze geleceğini ve böylece büyük bir aşkın doğacağını, daha sonra da birbirlerini daha iyi tanıma imkanı bulup evleneceklerini düşünen kişiler olsa gerek.
günümüzde modern görünme cabası içerisindeki belirli kitlenin* sadece cabalama safhasında kalması sonucunda ortaya çıkan fikir.
görücü usulünün farkını toplumumuz bilmiyor. daha öncede dediğim gibi toplumlar geliştikçe ahlak yapısı çöküyor. görücü usulü ile evlenip boşanan çift sayısı, çok az sayıdadır. bu benim tespitim değil, ingiliz harward üniversitesi araştırma enstitülerinin yaptığı çalışmalar doğrultusundaki tespitlerdir.
öncelikle görücü usulü nedir? bunu bilemeyen insanlar eleştirir. bilen insan zaten eleştirilecek bişey olmadığını anlar. görücü usulü kısaca, bir kısmet vardır, aile fertleriyle gidersin, kız ile oğlan bakışır bir yemek yerler beğenirlerse kafa yapıları uyarsa evlenirler, uymazsa evlenmezler.
eleştirenlerinde eleştridiği tek nokta "bir görüşte tanıma mı olurmuş" e kardeşim 30 sene evli kalıp boşananlar var. demek ki 30 senede bile insanlar tanınamıyormuş.
o halde görücü usulü en ideal evlenme biçimi.
netice itibari ile cinsel arzularının kısıtlandığını söyleyen insanların yaptığı, garip bir eleştiri zihniyeti.