Antik roma da bir eğlence aracıydı maalesef bu kavram.
Esir edilen savaş köleleri halkın önünde saha benzeri bir yapıda aslanlar, kaplanlar ve bir birleri ile dövüştürülür eninde sonunda hepsinin sonu ölüm olurdu. Evet antik insanlar katliamla eğlenmekteydi.
Sinemalarda çıktığı günlerde çok kötü kaliteli bir cd-rom versiyonunu izleyip o kadar keyif almadığım, kıymetini ancak zaman içerisinde tekrar tekrar izleyerek anladığım filmdir.
bir duyar kasayım öncelikle: zorunlu değilseniz korsana hayır arkadaşlar; sadece sizi korsan izlemekten beter eden yasal ortamlara da tepkinizi gösterin derim. cinemaximum a gidip joker filmini önce yarım saat rötarlı, sonra 6-7 kere kesintiye uğrayarak izledim mesela; filmin orta yerinde spoiler yiyip sahneyi göremeden hem de. ya da primevideo ya girip bu filmi izlerken kesik yemek kötü. kaliteli içeriğe kıymet verin. bu kadardı.
filmi oturup tekrar anlatacak halim yok ama bir bölümüne kafam takıldı onu paylaşmak istedim. roma yı oluşturan halk topluluğunun çoğunun * kontrolünü elinde tutmak için imparator gladyatör dövüşleri düzenleyip oyunların başında halka ekmek atıyor. bu topluluktan hakimiyeti mutlak olan imparator da, yönetimde rolü var gözüküp özünde kaderi ipliğe bağlı meclis de korkuyor. zaten film de bu topluluğun hayranlığını kazanma üzerine gidip geliyor ve güç savaşı bu halk üzerindeki popülarite, onları kazanma üzerinde dönüyor. koca imparator bile götünü dönüp sarayında gününü gün edeceğine neden bunlar beni sevmiyor diye kendini yiyip duruyor.
ben bu topluluk ve yapıyı bugünkü ülke yönetimi dinamikleriyle eşleştirmeye çalıştığımda, aslında dinamiklerin benzer olduğunu düşündüm. bir farkla. bu gladyatör oyunu yerinde ne var? Yani futbol desen bitik, eğlence desen bitik, ibadet din sohbeti desen bu şeklen insanların ilgilendiği birşey de olsa gerçekte dürüst olalım kimsenin herşeyi bırakıp takılacağı bir uğraş ya da haşa eğlence türü değil.
yani ilk etapta aklıma muhalefet ve cehape seçmenini, hatta dış mihrakları köşeye sıkıştırma oyunları diye yorumladım ben. insanlar, gündelik eğlence olarak televizyonu açtığında cumhurbaşkanının nasıl insanları köşeye sıkıştırdığını, haddini bildirdiğini falan izleyip avunuyorlar galiba. ve muhalefet kanadı olarak da buna nasıl karşı önerme getirilir diye konuşulup ak parti gündemine karşı çıkış yapıldığında, aslında olan sadece bu gladyatör dövüşünün devam ettirilmesini sağlamak oluyor sanırım.
bakalım sanırım bu arena ve iktidarın ömürleri birbirine bağlı. bir tespit yaptım paylaşmak istedim.
1992 yapımı Dönemin unsurlarını yansıtan keyifli bir boks filmi. Babasının borcunu ödemek için tek maçlığına yasadışı boks dövüşüne çıkan tommy organizasyonunun sahibinin dikkatini çeker ve kötü adamların radarına girer.
tarihi gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmamakla birlikte harika bir film.
- Filmde anlatılan; imparator Marcus aurelios oğlu commodus'u tahta oturmaya layık bulmuyor ve roma'nın tekrar cumhuriyet rejimine geçmesini istiyor. Ardından commodus iktidar hırsıyla babasını öldürüp kendini imparator ilan ediyor.
Gerçekte ise Marcus aurelios, tek oğlu olan commodus'u halefi ilan ediyor ve onun taht için hazır olmamasını bildiği halde imparatorluğa hazırlıyor. commodus ise içki, kadın ve çılgın partiler peşinde. taht ve roma umurunda değil. fakat zoraki olarak imparator oluyor.
-Filmde Commodus arenada hem de daha taze bir imparatorken ölüyor. Fakat gerçekte commodus 12 yıl roma'yı yönetiyor ve saray içinde bir gladyatör/güreşçi tarafından suikaste uğruyor.
-Ayrıca kız kardeşini de öldürüyor commodus buna da değinmemişler.
film baştan aşağı hayal ürünü anlayacağınız. fakat film işte. izlemesi zevkli miydi? zevkliydi.
Müthiş bir prodüksiyona sahip olan film. Filmde kullanılan kıyafetler perdeler ıvır zıvır bok püsürük o kadar kaliteli ve ince düşünülmüş ki izleyiciyi resmen roma dönenine alıp götürüyor.
Ayrıca gladyatör tüccarı rolünde ki emmi çekimler sırasında ölünce kalan sahneleri oyuncunun yüzünü bilgisayar modellemeleri ile tamamlayabilmişler.
Savaş meydanlarında ülkesi ve onuru için savaşan bir asker olarak arenada savaşırken üzüm yiyerek kandan zevk alan sisko ve zengin Romalılara kılicini fırlatıp yeteri kadar eğleniyor musunuz diye sorar.
kendimce batı sinemasının çektiği en iyi filmdir. hans zimmer in hans zimmer olduğu zamanlarda, doyurucu savaş sahneleri, insanın yüreğini titreten boka sarmayan hüzünlü sahneleri ve bence en önemlisi vıcık vıcık bir aşk muhabbetinin olmayışı bu filmi bende eşsiz kılıyor. başrol kadar kötü karakterde iyi ve tadında.
bir komutanın belki de bizzat esir olmalarına sebep olduğu kölelerle birlikte mücadele edişi.
Senaryosu yerinde ancak olayların çok çabuk geliştiği iyilerin hemen kazandığı kötülerin hemen cezalandırıldığı bir film. Senaryo genel olarak iyi ancak olayların akışı daha yavaş olabilirdi.
My name is maximus decimus meridius. Commander of the armies of the north. General of the felix legions. Loyal servant to the true emperor, marcus aurelius. Father to a murdered son, husband to a murdered wife. And ı will have my vengeance. in this life or the next.
Repliğiyle hafızalara kazınan müthiş filmdir.
Maximusun kurgusal bir karakter olduğu doğrudur ancak şu da bir gerçektir ki Roma imparatorluğunun son döneminde ordu yönetimi ele geçirdiği için sık sık asker kökenli insanlar imparator olmuştur.
