gitmek her zaman kalmaktan daha kolaydır. giden korkaktır ve giderken yüreğinin o parçasını da orada bırakıp gider. Fakat kalan hem gidene üzülür hem de kendi haline . hele bir de omzunu yaslayabileceği bir dostu yoksa acısıyla baş başa kalır.
ilk okuduğumdan beri içimi acıtan bir "leyla ipekçi" yazısı. yıllar geçti, gidenler ve kalanlarla dah da manidar oldu... sahi gitmek mi zor yoksa kalmak mı? elbette umutsuzca beklemek zor!
"kalanlar
kalmanın hayatı kavramaya iten bir başka yanı daha vardır. sabretmek. ayrılık kalan kişi için iki kere zordur. gidenin hüznünü de paylaşır, özlemini de. öte yandan kalmanın sorumluluğu giderek terbiye eder kişiyi. zamana ve mekana bakışını kökünden dönüştürebilir bazen. gitmek evet hüzünlüdür. ama kalanın sabır eşiğinin genişlemesinde gidenin hüzün, özlem, kavuşma arzusu gibi tüm 'haller'ini üstlenmesinin rolü büyüktür. kalan, biraz da tüm zamanları kuşatandır aynı zamanda."
sıkıntılı ve anlık kararlar ile cevap verilebilen bir durumdur. karar verildikten sonra uygulamanın ansızın ve sessiz olması uygulayıcı her halukarda önemli kılan durumdur.