sanat güneşinin * muhteşem yorum ile seslendirdiği 1983 yılı çıkışlı eskimeyen dost albümünün en güzel parçası. selami şahin bestesidir.rakı sofralarının ve sohbetlerinin bir numaralı parçalarından biridir. uludağsözlük'te parça hakkında ilk entry girmem ise tam bir hayal kırıklığıdır.
zeki müren'in tadına doyulmaz şarkılarından biridir. sözlerindeki sevgi insanı derinden etkiler. müziği deseniz kalbinizden vurur. kısacası her şeyiyle samimiyet akar dizelerinden. aşıktır ve anlarsınız bunu.
evin içinde korkunç bir sessizlik vardır. sadece annenizin hıçkırıkları duyulur. hastadır anneniz, ötesi yok.
siz de ağlamak istersiniz. kendinizi parçalamak! ölüme dair hiçbir şey yakışmaz annenize. ne münasebet? ama akmaz gözyaşları! donmuş gibi olursunuz, her yanınız buz keser... yanına gidip annenize sarılmak istersiniz. acılarını, korkularını dindirmek! ama yüzleşmeye yüzünüz yok. kim daha çok parçalanmış görmek istemezsiniz o an...
bir şarkı çalınır kulağınıza. "gitme, sana muhtacım!" arkası gelmez, sonrası yok. kaç yaşında olursanız olun, annenizin sevgisine hep muhtaçsınız işte! "beni öldür öyle git anne" demek gelir içinizden. o yokken bu dünya nasıldır bilmek istemezsiniz ki...
çok acıtan bir şarkıdır bu, çok kanatan. karşılıksız ve sonsuz sevdiğiniz bir insana çaresizce yalvarırken aklınıza gelecek bir şarkıdır. daha ne diyim?
acizliğin sembolu bir şarkıdır.
kimse kimseye muhtaç değildir ki hem...
hem yaşadığımız şu kahrolası dönemde aşklar 5 güne vardığında "uzun ilişki" sayılabiliyorsa, insanlar sevginin değerini bilmiyorsa ve alabildiğine bencilleşiyorlarsa,
alabildiğine "kendine" dönüyorsa insan ve tüm dışındakileri unutabiliyorsa,
sonuç olarak birini sevmek isterken önüne engeller çıkıyorsa ve koca koca engellerse bunlar,
kimse kimsenin değerini bilmeyip o gün için "ne koparsam kardır" mandalitesi ile hareket edebiliyorsa,
aşkı bel altına indirgeyip, erkekler aldatmayı "ihtiyacım var benim" diyerek meşrulaştırdıklarını zannediyorsa,
aşkın sadece "seks"ten ibaret olduğunu zannedenlerin sayısı geometrik dizi halinde artmaktaysa,
kimse kimseye muhtaç değildir...
ve alabildiğine yalnızdır insan.
kim vardı ki yanımızda hayatımız boyunca ve ölürken kim son nefesimizi paylaşacaktır?
hem acaba son nefesimizi paylaşan insan bunu hakediyor mudur?
ve geriye dönme istediğidir bu şarkı...
günümüzün yavan ve yalan aşklarından, gerçek aşkların olduğu o döneme...
insanların içlerinde kötü niyet barındırmadıkları, bencillik kelimesine tdk'nın sözlüğündeki herhangi bir kelime kadar anlam verdikleri, diğer insanların yaptıklarında art niyet aramadıkları o güzel zamanlara dönme isteği...
Bir zamanlar defalarca dinlediğim ve bu yüzden yakın zamanda beni kanser edeceğinden dinlemeyi kestiğim şarkıdır.Zeki Müren haricinde kimseden dinlenilmemesi gerekir.Gitmemesine muhtaç olduğunuz kimse yoksa bile Zeki Müren'in bu haline üzülürsünüz.Hiç içki içmem ama bu şarkıyı dinlerken kendimi bir meyhanede varoş , kaybolmuş elimde bir viski kadehiyle perşan şekilde düşlerim.Bülent Ersoy demiş "fevkaladenin fevkinde" bir şarkı.