mide ağrısı, iç sızısı...
gözyaşları, tanıdık bir yüz görmeyle sel olan..
bir ses,
hüznü saklı...
bir omuz arayışı,
bir dokunuş, sözsüz...
gitme diyemeyecek kadar ağır sancısı...
senin şarkını çalacağım bu gece
tempo tutacağım usulca yasladığım alnımla camda
alın yazım belirecek, silikleşecek sonra sen gibi
yavaş yavaş buharlaşarak çizgilere dönüşecek uzun ince yapışkan
üç çizgi
orada kalacaksın
üzerine güneş doğacak
yakacak günahlarını
üzerine ay düşecek
yalnızlığına uluyacaksın
üzerinden asırlar geçecek
farkına varamayacaksın
arınacaksın seni bıraktığım yerde
karışacaksın
silikleştikçe
arada bir hatırlananların arasına.
Neler söylemek istedim sen giderken.
Sessiz çığlıklarım boğazımda düğümlendi,
Adım atmak istedim , koştuğumu sandım hatta.
Cümleler kurdum, anlattım sana derdimi.
Hatta yalvardım , haykırdım sandım
Oysa sen giderken ben ardından sadece, bakakaldım.
Öylece donakaldım.inanamadım
Kirpiğimden süzülen damla
Ve Ayrılığın adı ,HOŞCAKAL.
gidenin ardından söylenenler; "mutsuz olmanı istemem ama mutlu olman için de dua etmem" *
ne dinlesem ne söylesem nafile, giden gittiği ile kalıyor da kalan napsın, nereye gitse beyhude...her nota, her ses, her renk, her bakış hatırlamak an meselesi.