daha olgun bir kadın olmanı isterdim bir şeyi değiştirebilseydim hayatta demişti.
olgunluktan kastı seksti. kırıcı olan bu. çocukluk aşkına da bunu demezsin. çocukken sırf karşıdaki kadın diye cinsellik beklemezsin. bu nasıl sağlıksız bir şemadır? güzel anıları bu sebepten bozmazsın. neyse ki bozuldu da küfür edip stres attık.
Şu şu kelimeler bütünü diyemem sanırım. Sonuçta bir noktada kırılmamayı bile bir yere kadar kırılarak öğreniyor insan. Zaman geçiyor. sözler, hareketler, bakışlar ilk günkü tazeliğini koruyamıyor. Ama bir şeyler muhakkak orada kalıyor. Bazen soluk birer yansıma yüz, bazen de tam anlamıyla ilk duyuş, ilk bakış, ilk sesleniş ya da basit bir cümle. Zihnimizin sokaklarında bazen öyle cümleler yankılanır ki en aşina olduğumuz benliğe bile uzaktan bakakalakalırız. içtiğimiz suyun tadı bile bardakta kalır, renkler kalır, sesler kalır. Ölü bir et parçası gibi, kansız cansız hiçbir işimize yaramayan ama görünce midemiz ağzımıza gelinceye kadar doyasıya ürperdiğimiz.. Soluksuz yaşıyoruz biz bu hayatı, soluksuz.
Olurduk lan vallahi de olurduk çok güzel olurduk hem de, ah senin doktor egon olmasaydı...
Halbuki ne çok sevinmiştim sen tıpı kazanınca, içim içime sığmamıştı, ama sen olamayız dedin, bir evlilikte erkek kadından daha üst bir statüde olmalı dedin. O yüzden olamadı.
Peki sen ne oldun, hastaların davalarıyla boğuşan kötü bir doktor oldun, kötü bir evlilik yaşadın, senden daha önemli konumdaki kocandan(eski kocandan) çok kötü dayaklar yedin. Ben seni dövmezdim la en azından, insan sevdiğine kıyar mı?
"keşke ölsen de rahatlasak."
"allah belanı versin de kurtulsak senden ailece."
"lanet olsun senin gibi çocuğa."
anneme bakarak: "çok güzel bi orospu yetiştirmişsin." kazandığım başarılarda ve yaptığım iyi şeylerde babamın, onu sinirlendirdiğim zaman annemin çocuğu oluyorum.
huzuru bozanın benim olduğunu düşünüyor benim, annemin ve kardeşimin ondan nefret ettiğini bilmeden. sürekli bana böyle davranıyor çünkü ben daha fazla ezilmek istemiyorum onun karşısında. annemle kardeşim hep susuyor tabiri caizse itle çuvala girmemek için yutuyorlar tüm yaptıklarını. ama ben sessiz kalamıyorum. ilk defa kendisine karşı gelen biri olduğum için kaltak ilan ediliyorum anında. ama geçecek biliyorum, allah mazlumun ahını yerde bırakmaz.
10 ya da 11 yaşında bir çocukken rahmetli anneannem ile dışardaydık yaşlı kadın oğlum şuraya soruver varsa bozsun diye muhtemelen bu günkü 20 veya 50 lira gibi çok da bozması zor olmayacak bir parayı verdi elime elinde hee zamanki gibi (hee yaşlı kadının elinde niyeyse torbalar olurdu o zamanlar ) soluklanmaya durdu. Ben de eczane olduğunu hiç unutmadığım bir dükkana girdim gayet 10 yaşında bir çocuk olarak art maksat taşımadan sordum bunu bozarmısınız diye. Adamın burası banka mı dangalak deyişini hiiiiiçç unutmadım unutmayacağım. Ben bu kadar ağır gelen bir cümleyi ne askerde ne okulda ne çalıştığım onca pis işte işitmedim. Çünkü hiç haketmemiştim. Ulan 10 yaşında yaşıtlarına göre efendi piçlikle hiç işi olmamış bir erkek çocuğuna o laf denir miydi be.hayatımda ilk beedduamı o herife etmiştim inşallah dükkanın kapanır diye başka kötülük bilmediğimden daha ağrını düşünemedim edemedim. ..
Lise 2 deyken o zamanki sevgili Sevgilimin bahçede en az 7-8 kişiyle otururken bir anda “aa senin kolunda ne kadar çok kıl var” demesi.
Ben kumralım, o ise sarışındı. Yani biraz ton farkı vardı.
Yani demezsin bunu da...
Lavuğun biri bana askerde sen daha çocuksun erkenden evlenme biraz daha olgunlaş demişti. Tamam, bak hâlâ daha çocuk ruhluyum kabul ediyorum. Ama acaip zoruma gitti. Sonra bazı arkaşlar ehliyet kursuna verilmek üzere sabıka kaydı çıkartmak için merkeze gittiklerinde bunun sabıka kaydını da çıkartmışlar. O bize hava atan Pezevenk sivildeyken küçük bir oğlan çocuğuna ormanlık alanda tecavüze yeltenmekten ceza almış meğerse. Bu olaydan sonra Tüm karakol selamı sabahı kestik. Anladı ibne tabi Tipini si..maymunu.
9-10 yaşlarındayken rahmetli peder sigara almam için bakkala yollamıştı. Paranın üstüyle de kendine kinder al demişti. Ben sigarayı ve kinderi aldım, parayı da verdim, puşt bakkalcı kolumdan yakalayıp kinderin parasını vermedin çalıyor musun hırsız mısın sen falan demişti. Araya bir kaç küfür de sıkıştırdı. Ulan parasını da verdim halbuki. Tabi eve ağlaya ağlaya gittim, babam beni öyle görünce anlattım her şeyi. Allah mekanını cennet etsin babamın, o herifim ağzını, burnunu, kafasını yarmış. Bir de eski güreşçilerden. O zaman dedim ki kendime senin sırtın yere gelmez oğlum arkanda baban var.