performans düşüklüğü ve daha bayat daha yorgun daha çok yıpranmış bir vücut.
ve daha az çocuk şansı: 5 ayda tohumu attın, 9 ay bekledin, 24 ay nadasa bıraktın ve bu sayede çocuk büyüdü. 3 yıldan fazla bir süreden sonra tekrar aynı aşamalar. ve lale devrini yaşayan bünye(kadın) gerileme dönemine geçer.
Düz mantık düşünürsek cinsellik, çocuk yaşı, torun sevme vb söylenilenlerde haklılık payı var amaaa sıkıntı-stres, hayat şartlarının ağırlığı nı geç yüklenmektir. gençliğine doymak, hayattan lezzet almak da önemli. Bakış açınızı değiştirin..
yaşlılıktan dolayı ortaya çıkan durumlardır. mesela; karşındaki insana alışmak ve ona uymak, zevklerin uymançması, alışkanlıkların farklılığı vb. uyum sorunlarıdır ve bunlar aşılabilir. esas sorun doğacak olursa çocuk içindir ki örneğin çocuk için aradaki yaş farkı fazla olursa sorun olur çoğu yönden; ebeveynlerle yeterince uyum sağlayamaz, yaşlılıktan hormonlar yavaşlayıp bozulmaya başladığı için -her iki cins için de geçerli- çocuğun sağlık sorunları olabilir, ebeveyne çocukla ilgilenmek zor geleceği için çocuğun psikolojisi tam düzgün olmayabilir vb. en iyisi 25'ler civarı evlenmek. 30'lu yaşlar biraz geç kalınıyor gibi geliyor bana.
çocuk yapmayı düşünenler için dezavantaj yaş. çocuğu hayata hazırlayabilmek için gereken hayat enerjisinin tükenmiş evresinde çocuk yapmak yetiştirmek zordur. 20sinde o çocuğun ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmiş olması için dualarla geçer kalan ömrünüz. eğer çocuk meraklısıysanız çok geçmeden evlenin derim.
oldu o zaman herkes 18 yaşında evlensin, çocuklar da abi abla desin anne baba yerine. bütün gençliğimiz esir olarak geçsin. geçin bu köylü kafasını. köylü gibi 20 25 yaşında evlenip napacaksınız.
Anksiyete bozukluğum varmış. Yaşım olmuş 32. Her tarafım kaygı. Yarın ne yapacağım diye düşünürken krizlere giriyorum. Gelin birde evlenmeyi düşündüğümü düşünün bu halde. Aman allah korusun kaldıramaz bu bünye. Yani geç kalmayın evlenmeye.